Buradasınız
İktidar ve Sermaye Sınıfı Salgını Fırsata Çeviriyor
3 Ocak 2021 - 15:30
Bütün kaynaklar kendilerine seferber edilen patronlar sınıfının gözü doymak bilmiyordu. Mevcut haliyle bile patronlardan yana olan iş yasası da dar geldi onlara! Siyasi iktidar 25 yaş altı ile 50 yaş üstü işçilerin güvencesiz, sigortasız, esnek çalıştırılmasını sağlayacak bir torba yasayı geçirmek istedi. Ancak işçilerden gelen tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kaldı. Yine de patronlar iktidarın ön açmasıyla mevcut iş yasasını delik deşik ettiler! Kısa çalışma, esnek çalışma ve özellikle ücretsiz izin uygulamalarını hesapsız, sınırsız bir şekilde tepe tepe kullandılar!
İşçiler kısmen virüs korkusundan kısmen de işsizlik korkusundan daha çok sessiz kalmayı, sabretmeyi tercih ettiler. Ama sessiz kalmak sorunları çözmedi, aksine daha da büyümesine neden oldu. Daha pandeminin ilk ayında başladı patronların saldırıları… Patronların elinde ücretsiz izin sopası vardı artık ve bunu kullanmakta gecikmediler. Birkaç ay içerisinde onlarca fabrikada yüzlerce işçi sırf sendikalaştıkları için ya ücretsiz izne çıkarıldılar ya da işten atıldılar.
2021 yılına yine yasaklarla giriyoruz. Şimdi sözde virüsün yayılmasını önlemek için yeni yasaklar getirdiler ama yapılanların hiçbirinin salgını önlemekle ilgisi yok. Patronlar için çalışmaya gittiğimiz sürece günün hangi saatinde dışarı çıktığımızın, hafta sonları evimizde kalmamanın bir önemi yok. Ama kendimiz için, örneğin dostlarımızı görmek için, yan yana gelip sorunlarımızı paylaşmak, dertleşmek ve çözüm bulmak için dışarı çıkmamız yasak! Sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, derneklerin eğitim semineri, toplantı yapması yasak! Çünkü buralarda virüs bulaşıyor insanlara! Yanlış anlaşılmasın, Covid-19 virüsü değil dertleri, “örgütlenme” virüsü!
İstiyorlar ki, midemize bir kuru ekmek giriyorsa halimize şükredelim, sesimizi çıkarmayalım. İstiyorlar ki, sendikalı olmayalım, hakkımızı aramayalım. İstiyorlar ki, olur da yine de sendikalaşırsak bize sopa gösterdiklerinde hemen geri adım atalım, sinelim. İstiyorlar ki, sokağa çıkmayalım, sesimizi yükseltmeyelim, her şeye sessizce boyun eğelim. Ama başaramayacaklar! Türkiye’nin dört bir yanında farklı sektörlerden işçiler, emekçiler boyun eğmeyi reddederek mücadele etmeyi seçtiler. Ne kadar bastırılmaya çalışıldılarsa o kadar direngen çıktılar. Henüz mücadele sesleri birleşerek ortak, güçlü bir sese dönüşmedi belki ama kesin olan bir şey var ki sesimizi hepten kısamadılar, bizi susturamadılar.
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Avrupa’nın bizi kıskandığı, ekonomimizin uçuşa geçtiği bu günlerde herkese merhaba. Ne mutlu ki, zor günler çoktaaan geride kaldı ve bugün ülkecek bolluğu ve bereketi paylaşıyoruz. Dünyaya örnek teşkil eden hastanelerimizden anında randevu alıp hiç ama hiç kuyruk beklemiyor, üstün derece sağlık hizmeti alıyoruz. Her ne kadar bozguncular yalan yanlış haberler yaysa da ulaşım ucuzlamıştır, kalite üst düzeye çıkmıştır.
Hele ki işçilerimizin iş koşulları takdire şayandır, Avrupa’yı çatlatan türdendir. İşsizlik rakamları günden güne düşmektedir ve yoksulluk da siz daha iyi biliyorsunuz, sorun olmaktan çıkmıştır. Bütün çalışanlarımızın tan vaktini izlemesine ücretsiz imkân sağlamak için iş saatlerini erkene çektik ve çektiriyoruz. Tan vaktini ücretsiz izleyen tüm çalışanlarımıza, yıldızların da kayışını (gerçi yıldızlar kaymaz ama olsun) rahatça izlemeleri için imkân tanıyoruz. Fabrikalarımızı geç saatlere kadar açık tutuyoruz, neden? İş çıkışı gecenin zifiri karanlığının keyfini sürebilmeleri için! Biz inanın çalışanlarımızı çok seviyoruz. Her zaman onları düşünürüz.
Maalesef ki bu imkânlardan yaşlılarımız faydalanamıyor fakat onlara da başka imkânlar sunuyoruz. Devletin onlara sunduğu büyük destekler sayesinde evlerinde torunlarına mutluluk masalları anlatmalarını sağlıyoruz. Sorunlar sıkıntılar geride kaldı. Bu bolluğu nasıl paylaşacağız onu konuşuyor ve dış mihrakları çatlatmaya devam ediyoruz!
Kıraç’tan bir metal işçisi