İşsizlik Maaşımız Yağmalanıyor

Gözünü kâr hırsı bürümüş patronlar ve her fırsatta patronların imdadına yetişen AKP hükümeti işçilere saldırmaya devam ediyor. İşçilerin aleyhine yapılan düzenlemeler art arda geliyor. Geçmiş işçi kuşaklarının bin bir emekle, mücadeleyle, tırnaklarıyla kazıyarak söküp aldıkları haklar bir bir budanıyor. Ufacık bir hak kırıntısına bile tahammül edemeyen patronlar gözlerini işçilerin iş güvencesi demek olan kıdem tazminatına dikmiş durumdalar. Kıdem tazminatını bir fona devrederek ortadan kaldırmayı planlayan patronlar ve hükümet ellerinde bulundurdukları medyanın gücüyle, bu saldırıları “işçilere müjde” diye sunuyorlar. Kıdem tazminatı fonu oluşturup yağmalamak isteyenler, İşsizlik Sigortası Fonunu yağmalamaya da doyamıyorlar. İşsizlere maaş ödenmezken, patronlar işsizlik fonundan büyük kazançlar elde ediyorlar.
Sözde işçiler yararlansın diye kurulan fonların akıbeti konusunda Türkiye işçi sınıfı bir hayli tecrübe biriktirmiş durumda. İşsizlik Sigortası Fonu en etkili ve iştah kabartıcı güncel örnek olması açısından son derece önemlidir. Neden mi? Bugüne kadar İşsizlik Sigortası Fonu’nda toplam 105 milyar lira birikmiş durumda ve bu paranın sadece 10 milyara yakın bir kısmı sadece gerçek sahiplerine yani işsiz kalan işçilere verildi. Geri kalanıysa patronlara, ücret garanti fonuna, kısa çalışma ödeneğine aktarıldı, İş-Kur’un düzenlediği kursların giderleri için kullanıldı. Sadece GAP projesi için İşsizlik Sigortası Fonu’ndan 12 milyarı aşan bir harcama yapıldı. Teşvik primi adı altında 25 milyarı patronlara aktarıldı. Bu listeyi uzatmak mümkün. Fonda biriken paranın 5 milyarının ise nereye harcandığı belli değil. Kısacası İşsizlik Sigortası Fonu patronların iştahını her geçen gün biraz daha kabartıyor. İşsizlik Sigortası Fonu’nu daha fazla yağmalamak için patronların yeni planları devreye sokuluyor. Asgari ücreti sözde 1300 lira yapacağını vaat eden AKP hükümeti burada da patronların imdadına yetişti ve asgari ücret zammının %40’ını yani 110 lirasını devletin karşılayacağını ve patronlara destek olacağını açıkladı. Elbette bu desteğin İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yapılacağını tahmin etmek pek de zor olmasa gerek. Fonda biriken paranın patronlara peşkeş çekilmesinin önü 2020’ye kadar tekrar açıldı.
İşçilere ait olan, ancak söz söyleme, karar verme ve kullanma hakkı patronlar ve onların temsilcisi AKP hükümetinde olan İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yaralanma konusunda patronlara herhangi bir kısıtlama getirilmezken, işçilerin önüne bin bir türlü engeller dikiliyor. İşsizlik ödeneğinden işçilerin yararlanması için gereken hususlar son derece katı. Yıllarca maaşından işsizlik sigortası için para kesilen milyonlarca işçi bu kurallar nedeniyle işsiz kaldığında bu fondan yararlanamıyor. Zaten işçilerin fondan yararlanması için gereken koşullar adeta işçiler işsizlik ödeneği almasınlar diye yapılmış gibi. Yani durum son derece açıktır. İşçi sınıfının değil patronlar sınıfının çıkarlarının özenle korunduğu son derece aşikârdır.
İşçilerin parasından oluşturulan bu fonların denetimi patronların değil, işçi örgütlerinin denetiminde olmalıdır. İşçiler bu fonda biriken paraların nerelere, nasıl harcandığını açıkça görebilmelidir. Patronların bu fonlara ulaşması engellenirken, işçilerin, işsizlerin yararlanması için her türlü kolaylık sağlanmalıdır. İşsizlik sigortası fonu hiçbir koşul olmaksızın işsizlerin hizmetinde olmalıdır. İş saatlerinin kısaltılması mücadelesiyle işsizlik azaltılırken, işsizlerin ortak fonlardan yararlanması kolaylaştırılarak işsizlerin sefalete itilmeleri engellenmelidir. İşsizlerin İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanmalarının önündeki tüm engelleri patronlar ve hükümetler koydular. O engelleri kaldırmaksa işçilerin mücadelesiyle olacak.
Gerek dünyada gerekse Türkiye’de işçi sınıfına yönelik saldırılar son sürat devam ediyor. İşçilerin örgütsüzlüğünden güç alan patronlar, meydanda istedikleri gibi at koşturuyorlar. Daha fazla kâr etme güdüsüyle tüm dünyayı yangın yerine çeviriyorlar. Patronlar zenginliklerine zenginlik katarken işçilerin payına üç kuruş maaşa kölelik koşullarında yaşamak düşüyor. Ancak geçmiş işçi kuşaklarının verdikleri mücadeleler sonucunda patronların yüreğine nasıl korku saldıklarını bilmek ve tekrar tekrar hatırlamak gerekir. Bizler bu mücadelelerden dersler çıkartmalıyız ki sınıfımızın gücünü görelim. Ancak o zaman bir araya gelir ve bu sorunların üstesinden gelebiliriz.
Böylesi Yaşamak Değil
İşsizlik Yükselmeye Devam Ediyor
Son Eklenenler
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.
- Sonbahar geldi. Ama hâlâ yıllık izne veya tatile çıkmayan arkadaşlarımız, komşularımız ve yakınlarımız var. “Tatile gideyim, şöyle bir kafamı dinleyip koca bir yılın yorgunluğunu atayım” diyebilen insan sayısı her geçen gün azalıyor. Asgari...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Artan Vergi Yükü” Raporu, 2025 yılının ilk 8 aylık döneminde işçilerin yaşadığı ücret kayıplarını gözler önüne serdi. Raporun sonuçları, 5...
- Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. “İktidardakilerin dertleri ya da amaçları nedir, neyi hedefliyorlar” gibi sorular sormamız bile tuhaf oluyor. Güya bizi düşündüğünü, bizim için çalıştığını ileri süren iktidar sorunları büyütüyor, içinden...
- ABD’de geleneksel olarak her yıl Eylül’ün ilk Pazartesi günü kutlanan Emek Günü’nde, bu yıl da ülke genelinde yüz binlerce emekçinin katıldığı kitlesel eylemler düzenlendi. New York, Boston, Şikago başta olmak üzere birçok şehirde sokaklara çıkan...
- Afganistan’da on binlerce emekçi, 31 Ağustos gecesi derin bir acıya uyandı. Ülkenin doğusunda yer alan Kunar eyaletinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, kısa sürede büyük bir yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre en az 2200 kişi yaşamını...
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.
- Birleşik Metal-İş ve Türk Metal sendikaları 4 Eylülde sendika genel merkezlerinde basın toplantıları yaparak TİS tekliflerini açıkladılar.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. 2 Eylülde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresini iptal etti. İl Başkanı Özgür Çelik’i ve yönetimi görevden alarak yerine kayyum atadı.
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...