Buradasınız
Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
8 Mart 2024 - 07:45
Tarih bir nehir gibidir. Bazen durgun bazen coşkun akar. İşçi sınıfının mücadelesi bu nehri pek çok kez coşturdu, yatağını değiştirdi. Ezelden beri emekçi kadınlar sömürüye, eşitsizliğe, erkek egemen zihniyete, baskılara, şiddete, yoksulluğa karşı mücadeleleriyle bu nehrin ön saflarında yer aldılar. Kendilerine dayatılan koşulları, cinsiyet ayrımcılığını kabul etmediler. Cesaretlerini kuşandılar, erkek sınıf kardeşlerine de cesaret vererek sömürüye birlikte karşı durdular. İşte 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de işçi sınıfının bu mücadelesinin ürünü olarak doğdu, emekçi kadınların bugünlere taşıdığı mücadelenin sembolü oldu.
Bundan 167 yıl önce New York’lu dokuma işçilerinin greviyle, nice yiğit kadın işçinin bedel ödemesiyle kazanıldı 8 Mart. Zalim egemenler emekçi kadınlara ve onların evlatlarına büyük acılar yaşatmaya devam ediyorlar. Emekçi kadınlarsa yoksulluk, açlık, savaşlar, göçler, kapitalist sistemin yarattığı yozlaşma, baskı, taciz ve şiddet sarmalına karşı tüm dünyada “Artık Yeter” haykırışını yükseltiyorlar. İşte bu nedenle 8 Mart’ın tarihsel anlamına ve mirasına sahip çıkmak bugün her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
Dayanışma TV’nin 8 Mart’ın nasıl doğduğunu ve bugünlere nasıl geldiğini anlatan videosunu izleyelim.
Emekçi kadınların sesine ses katar, yüreklerine cesaret verir mücadele şiirleri ve şarkıları. Emeklerine, ekmeklerine ve haklarına sahip çıkan işçi kadınları anlatır şiirinde Mehmet Faruk Habiboğlu. Yaşadığımız topraklarda sayısız grevde, yürüyüşte kol kola girmiş, yürek yüreğe vermiş işçi kadınların nasıl kahramanca yürüdüğüne kulak verelim:
Çocukluğunu kardeşlerine annelik yaparak geçirmiş, savaşa, faşizme ve yoksulluğa tanık olmuş bir kadın şairin dizelerine kulak verelim. Filistin’de ve dünyanın pek çok yerinde savaşın alevlerinin emekçi kadınların yüreğini yakmaya devam ettiği bugünlerde, İspanyol şair Ángela Figuera Aymerich’in yoksulluğa, adaletsizliğe ve haksız savaşlara karşı itirazını dile getirdiği şiirini bir kadın işçiden dinleyelim…
Bugün insanlığın yaşadığı çağ adeta yangınlar çağı. Kapitalizm dünyanın dört bir yanında insanlığa onulmaz acılar yaşatıyor. Savaşın, göç yollarının ortasında kadınlar çocuklarını yaşatmaya, umutlarını diri tutmaya çalışıyorlar. Her geçen gün yoksulluğun arttığını derinden hisseden emekçi kadınlar elbette çocuklara doyasıya gülebilecekleri yarınlar yaratmak için mücadeleye atılıyor, bu sistemin kötülüklerine karşı dayanışmayla birbirlerine kenetleniyorlar. Arif Damar direngen kadınların, anaların iradesini anlattığı şiirinde şöyle sesleniyor: “Analar gücümüze güçler katıyorsunuz. Analar çağı utandırıyorsunuz…”
Egemenler 8 Mart’ın içini boşaltmaya, onun bir mücadele günü olduğunu unutturmaya çalıyorlar. Fakat biliyor ve inanıyoruz ki kadını ve erkeğiyle örgütlü işçiler, bu şanlı günü unutmayacak ve ileriye taşıyacaktır. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günümüz tüm emekçi kadınlara, işçi sınıfımıza kutlu olsun!