KESK’li Emekçilere Saldırı: Polis Terörü Sınır Tanımıyor!
KESK’in İlköğretim ve Eğitim Kanunu (4+4+4) ve 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendika Kanununda yapılacak değişikliklere karşı 28-29 Mart’ta Ankara’da düzenleyeceği eylem, İçişleri Bakanı’nın yasakçı genelgesi nedeniyle polis ablukasında başladı.
KESK’in çağrısıyla 81 ilden yola çıkan otobüsler polis tarafından durdurularak, Ankara’ya ulaşmaları engellenmek istendi. Polis İzmir, Aydın, Balıkesir, Manisa, Kocaeli, Bursa, Malatya, Urfa, Hatay, Zonguldak, Tokat gibi kentlerde giriş çıkışlara izin vermedi. Kent giriş ve çıkışlarını ablukaya alan polis KESK üyelerine keyfi kimlik araması dayattı. Adana’da 85 kişi gözaltına alındı. İstanbul’dan giriş ve çıkışında polis ve jandarma tarafından yollar kesildi. KESK üyeleri polisin bu tutumunu sloganlar ve oturma eylemleriyle protesto ettiler ve Ankara’ya ulaşmakta kararlı olduklarını ortaya koydular.
Bütün baskı ve engellemelere rağmen polis barikatlarını aşarak Ankara’ya hareket eden KESK üyeleri ise, Ankara girişinde durdurularak kente girişleri engelledi. Polisin engellemesini protesto eden KESK üyeleri, otobüslerden inerek eylem yaptı. Polisin ve Ankara Valiliği’nin engellerini aşmayı başarabilen KESK üyelerinin Ankara’daki arkadaşlarıyla birleşmesine izin verilmedi. Kitleye saldıran polis gazıyla, copuyla, tazyikli suyuyla terör saçtı. Buna karşın Ankaralı KESK’liler oturma eylemi başlattılar. Aynı şekilde, İzmir’de yoğun polis terörü vardı. Konak Meydanı’nda toplanan kitle ile Karşıyaka’dan gelenlerin birleşmemesi için polis biber gazı, cop ve tazyikli su kullandı; demokratik halklarını kullanan eylemcilerin üzerine saldırarak şiddet uyguladı.KESK, polisin keyfi engellemelerine ve saldırılarına ilişkin yaptığı ilk açıklamada şunları dile getirdi: “Bilinmelidir ki kamu emekçilerinin kitlesel basın açıklaması yapmasının önünde yasal bir engel yoktur. Yıllardır konfederasyonumuz, sendikalarımız tarafından gerçekleştirilen miting, basın açıklaması gibi eylem ve etkinliklerimize güvenlik güçleri müdahale etmediği sürece hiçbir olay yaşanmamıştır. Gerek çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren 4+4+4 kademeli eğitim düzenlemesi, gerekse sendikal alana yönelik önemli değişiklikler içeren düzenlemelerden doğrudan etkilenecek olan geniş kesimlerin, tepkilerini alan eylemleri ile göstermek istemesinden daha doğal bir yol yoktu. Kent meydanlarının barışçıl bir şekilde, demokratik tepkilerini ifade etmek isteyenlere kapatılmak istenmesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Valiliğin yasaklama kararı anayasaya, evrensel insan hakları ilkelerine ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara aykırıdır.”
KESK’in 4+4+4 protestosu ve grevli toplu sözleşme talebini savunduğu eylem devam ediyor.
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...