Buradasınız
Her Şeye Rağmen Direniş/2
3 Ocak 2021 - 19:20
Salgın bahanesiyle getirilmek istenen yasaklara ve baskılara rağmen Türkiye’nin dört bir yanında işçilerin direnişine tanık olduk 2020 yılında. Somalı ve Ermenekli madenciler yıllardır ödenmeyen ücretleri ve tazminat alacakları için aylardır mücadele ediyorlardı. Talepleri duymazlıktan gelinen madenciler 12 Ekimde Ankara’ya yürüyüş başlatma kararı aldıklarında Valilik hemen salgın gerekçesine sığınarak toplanmayı ve yürüyüşleri yasakladı. Ancak madenciler yasaklara boyun eğmediler ve yürüyüşü başlattılar. Sonrası ise bugüne kadar devam eden baskılar, gözaltılar, polis ve jandarma saldırısı, karalama kampanyaları, defalarca verilen ve tutulmayan sözler… Yine de tüm saldırılara ve baskılara karşı direnmeye, hakları için mücadele etmeye devam ediyor madenci kardeşlerimiz.
Sendikalaştıkları için ücretsiz izne çıkarılan, işten atılan Gebzeli metal işçileri de 25 Kasımda Ankara’ya yürümek istediler. Onlar da madenci kardeşlerimiz gibi salgın bahanesiyle toplanma ve yürüyüş yasağıyla karşılaştılar, sonra da polisin zorbalığıyla… Dövüldüler, gözaltına alındılar. Ama metal işçileri de pes etmediler.
Yılın son ayında da patronların saldırıları ve işçilerin direnişi devam etti. PTT’nin bir hafta içerisinde PTT-SEN’in beş sendika yöneticisinin işine son vermesi üzerine taşeron işçiler İstanbul, İzmir ve Bursa’da PTT başmüdürlükleri önünde direnişe geçtiler. Kocaeli’de Migros Şekerpınar deposunda çalışan işçiler DGD-SEN’e üye oldukları için ücretsiz izne gönderildiler. Sendikaya üye olan işçilerin bir kısmı ise başka depolara sürülerek sindirilmek istendi. Bunun üzerine DGD-SEN üyesi işçiler deponun önünde direnişe geçtiler.
Sözde salgına karşı önlemler adı altında işçilerin hakları gasp edilirken, işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin hiçbir adım atılmadı. Tam tersine, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği 50’nin altında işçi çalıştıran az tehlikeli işyerleri ve kamu kurumları için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu 4. kez ertelendi. Temmuz ayında meclise getirilen yasa teklifiyle kanunun yürürlüğe gireceği tarih 31 Aralık 2023 olarak belirlendi. Yani tam 3,5 yıl için ertelendi!
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun ilgili maddelerinin ertelenmesinin gerekçesi olarak her şeyin bahanesi, kamuflajı haline getirilen Covid-19’u gösterdiler. İşçinin güvenliğini maliyet, iş güvenliği uzmanlarını ayak bağı olarak gören patronlar ve onların temsilcisi iktidar, yasal zorunlulukları ne kadar ötelersek o kadar kârdır anlayışıyla hareket ediyor. Tam da bu nedenle yüzlerce işçi kardeşimiz hayatını kaybediyor. Bunlara Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenleri de eklememiz lazım. Bu yasanın ertelenmesi, iktidarın asıl derdinin salgına karşı mücadele olmadığını göstermiyor mu?
Her şey karşıtıyla birlikte vardır. Sömürü, baskı ve zorbalık arttıkça buna sessiz kalmayan, mücadele eden işçilerin sayısı da artıyor. 2021 yılına artan sömürü, yoksullaşma ve baskıyla giriyorsak, aynı zamanda artan direniş ve mücadeleyle giriyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında sesini çıkaran, itiraz eden, direnen işçiler ve emekçiler 2021’e mücadeleyle girdiler.
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Yeni yıl yeni umutlar… Her zaman olduğu gibi egemenler işçi sınıfını yıldırmak, umutları karanlıkta boğmak için ellerinden geleni yaptı. Ama işçi sınıfımız da her zamanki gibi bu baskılara karşı boyun eğmedi. Pandemi bahanesiyle işçileri pasifleştirmek isteyenler, karşılarında mücadele eden, örgütlenen işçiler gördü. Bulunduğumuz yeri mücadele yeri yapmada örgütümüz UİD-DER’in etkisi çok büyüktür. Bizlere patronların oyunlarını ifşa edip onlara karşı mücadele etme gücü ve umudu verdi. Şüphesiz yeni yıl daha çok örgütleneceğimiz ve bu saldırılara karşı duracağımız bir yıl olacaktır. Mücadeleye sel olup akacağız. Bizi karanlığa itmek isteyen bir avuç asalağı alaşağı edeceğiz.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ, YAŞASIN UİD-DER!
Ankara’dan bir işçi-öğrenci
Her Şeye Rağmen Direniş/1