Buradasınız
Sermaye Sözcüleri Uyarıyor: Ekonomik Fırtına Geliyor
1 Ocak 2021 - 21:15
Kapitalist düzen tam bir yalan imparatorluğudur ve yalanın kaynağıdır. Yalan ve sömürü madalyonun iki yüzü gibidir, biri olmadan diğeri olamaz. Üstelik kapitalist sömürü düzeni çürüdükçe, gerçekler daha acımasız şekilde çarpıtılır ve yalan makineleri daha hızlı çalışır. Bugün dünyaya hâkim olan manzara tam olarak budur. Sömürücü efendiler, sömürü düzeninin yol açtığı tüm sorunları koronavirüs salgınına bağlıyorlar. Ekonomik kriz mi, dünya genelinde on milyonlarca işçinin işten atılarak işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm edilmesi mi, sağlık ve eğitim sisteminin çökmesi, demokratik hakların yok edilmesi mi? Suçlu hep şu koronavirüs! Dedikleri şudur: Asla başka türlü düşünmeyin, başka yollara girmeye tevessül etmeyin, düzeni sorgulamayın, maskenizi takın ve sosyal mesafenizi koruyun!
Kapitalizmi aklamak için, ekonomik krize Covid-19’un yol açtığını söylüyor ve salgını bir örtü olarak kullanıyorlar. Krize salgının yol açtığı iddiası kocaman bir yalandır. Daha salgın gündemde değilken, bizzat sermayenin uluslararası sözcüleri, 2018’in başından itibaren ekonomik fırtına ve 1929’daki gibi büyük bir krizin gelmekte olduğu üzerine konuşup duruyorlardı. Mesela IMF başkanı Christine Lagarde 12 Haziran 2018’de yaptığı bir açıklamada, şöyle diyordu: “Dünya ekonomisi üzerindeki bulutlar günden güne kararıyor.”
IMF Başkanı 2 Ekimde benzeri bir açıklama daha yaptı. Yine bulutlardan, ufuktaki tehlikenin cisimleşmeye başladığından söz etme ihtiyacı duydu. 2019’un Şubatında, belli ki yaklaşmakta olan tehlikenin ciddiyetini sözcüsü olduğu egemen sınıfa kavratmak için “fırtına” kavramını devreye soktu: Ekonomik fırtına bulutları ufukta!” Aynı konuşmasında şöyle diyordu: “Havada çok fazla bulut olduğunda, fırtınanın çıkması için gereken tek şey bir yıldırımdır, fırtınaya hazırlıklı olun!”
Peki, neden IMF başkanı bu şekilde konuşuyordu: Çünkü sistemin bağrında patlayıcı sorunlar biriktikçe birikiyordu. Sömürü düzeni 2000 yılı dönemecinde tarihsel tıkanmışlıkla yüz yüze geldi. Biyolojiden hareketle anlatmak istersek; yaşlanan, dolaşımdan solunuma kadar birçok alanda ciddi sorunlarla boğuşan, tık nefes hale gelmiş bir insan düşünelim. Özellikle son yirmi yıldır kapitalizm, aynı yaşlı bir insanın solunum sorunlarıyla boğuşması gibi tık nefes haldedir. Her kriz, sistemin durumunu ağırlaştırmaktadır. Nitekim artık tıkanmış ve tık nefes hale gelmiş sistemin bağrındaki yıkıcı güç, 2001’deki krizle kendini dışa vurdu. Fakat 2008’de küresel düzeyde ortaya çıkan kriz dalgası çok daha derin, büyük ve şiddetliydi. Bir sonraki krizin daha öldürücü olacağının da habercisi… Üstelik sistem akıl sınırlarını zorlayan bir kredi ve borsa balonu yaratmıştı ve zincir her an kopabilirdi. İşte bu yüzden, sermayenin uluslararası sözcüleri uyarı üzerine uyarı yapıyorlardı. 2020’nin Ocak ayında, henüz IMF Başkanı olmuş Kristalina Georgieva uyarı zillerini daha güçlü çalıyordu: “IMF sözcüsü küresel ekonominin Büyük Buhran'ın geri dönüşü riskini taşıdığını söylüyor.”
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Kardeşler, dünya genelinde işçi ve emekçilerin kapitalist sisteme olan öfkelerinin kat be kat büyüdüğü bir yılı daha geride bıraktık. 2020 yılında da egemenler sorunlarını işçilere savaş, sömürü, ırkçılık, göç ve yoksulluk dayatarak atlatmaya ihtiyaç duydu. Bu zalimliklerin yetmediği yerde de salgın hastalık önlemleri adı altında yüz milyonlar evlerine hapsedilip hakları gasp edildi. 2020 yılının da gösterdiği gibi en büyük felaketlerde bile egemenlerin çözüm yolu değişmiyor. Kârlarını güvence altına almak için her yolu kendilerine mubah görüyorlar. 2020 yılı bir kez daha bizlere öğretti ki burjuvazinin egemen olduğu hiçbir yıl işçi ve emekçilere mutluluk ve huzur vermeyecek. Bu nedenle şimdiye kadarki tüm yıllardan farklı olarak işçilerin kendilerini yönettiği yeni, taptaze yıllara giriş yapmalıyız. Bunun için de mücadele ateşini körüklemeli ve 2021 yılının her anını mücadele ve dayanışma ağları örerek geçirmeliyiz. Biz eğitim emekçileri olarak mutlu, sağlıklı ve huzur dolu bir yaşamın ancak işçilerin örgütlü sınıf mücadelesi ile inşa edileceğini biliyoruz ve buna inanıyoruz. Bizim açımızdan 2021 yılı da mücadele ile geçecektir. Yaşasın işçilerin birliği ve sınıf dayanışması.
Sefaköy’den öğretmenler
Ey Özgürlük
Ve Beklenilen Geldi