Taşeron İşçiye Soruldu: “Madonna’nın Köpeğinin Adı Nedir?”
İstanbul’dan bir işçi
Dün teyzem aradı. Uzun uzun çaldırdı. Şaşırdım. Teyzem çok önemli bir işi düştüğünde bile çaldırıp kapatır. Ben döner teyzemi ararım. Aramızda böylesi adı konmamış bir anlaşma var. Telefonu açtım. “Teyze sen kapat, ben seni arayayım” diyecektim. Ağzımı bile açamadım. O sakin kadından eser kalmamış gibiydi. “Oğlum, oğlum tez deynen, o sarı gavır türkücü sarı arvadın itini adı nedi?” “Teyze, hangi sarı kadın, kim o? Hem senin sarı kadınla, onu itiyle ne işin var?” deyiverdim. Teyzem, “mende seni biler dedim. Sen o arvadı, itini bile bilmersense, be ne bilersen? Senin dünyadan bihabersin. Men de seni bir zat bilerdim.” “Teyzem böyle davranmazdı, ne oldu bu kadına?” diye kendimle konuşuyorum. Teyzemin Madonna’yı ve köğeğini sorduğunu nereden bilecektim. Teyzemi elektriğe kapılmış hale getiren işin vahametini sonradan anladım.
Mesele şöyle: Teyzemin oğlu yıllardır taşeron şirketlerde çalışıyordu. Hükümet her “taşeron işçisine müjde” dediğinde bizim teyze ve oğlu mest oluyorlardı. Teyzem içinden dualar eder, ardından da “cemi cümlesine, içinde de bize” derdi. Bana her sorduklarında, “benim istediğim taşerondaki tüm işçilere kadro hakkı verilmesi” derdim. Teyzem hep, “peki sınav olacakmış, ne sorarlar, ne okusun, nereye gitsin?” diye sorardı. “Valla ne soracaklarını bilmiyorum. Ama ne okuması ve nereye gitmesi gerektiğini biliyorum. UİD-DER’e gitsin, İşçi Dayanışması okusun. Kadroya gireceğim diye de borçlanmasın” derdim. Kadroya kaç işçi geçirildiğiyle ilgili doğru dürüst bir bilgi bile yok. Ama on binlerce taşeron işçisi tüm haklarından mahrum bırakıldıkları gibi, üstüne üstük bir de işlerinden atıldılar. İşten atılan binlerce işçiden biri de bizim teyze oğlu.
Teyze oğlu, geçen gün taşeron şirkette yeniden çalışabilmek için sınava girecekmiş. Ana oğul birlikte gitmişler. Yazılı sınavı vermiş bizim teyze oğlu. Veli Efendi hipodromunun son yüz metresini koşan atlar gibi kamçılandıktan sonra, bir de sözlü sınava tabi tutmuşlar. Görevli pek muhterem zat, önce birkaç bilindik soru sormuş. Ardı sıra garip sorulara gelmiş sıra. “Sana son bir soru soracağım. Bu soruyu bilirsen, iş tamam. Madonna’nın köpeğinin adı nedir? Sana beş dakika süre veriyorum. İnternete bakamazsın, cep telefonun çekmecemde kilitli. Rahat düşünmen için ben bir dolaşıp geleceğim. Düşün öyle cevap ver.” Teyzem de oğlunun ilerisinde oturuyormuş. Bizim teyze oğlu, anasına doğru bakmadan, biraz sınavın heyecanı, bir de isim söylerse görevlinin gözünden kaçmayacağını düşünerek, köy ağzıyla “ana deynen ki, o sarı gavır arvadın itinin adını dedi” demiş. Kurnaz görevli verdiği süreye güvenerek, rahat ve geniş koltuğundan kalkıp karşıdaki odaya gitmiş. Bizim teyze hatunsa, güya muhterem zata çaktırmadan dışarı çıkmış. Bileceğine inandığı için, önce lise öğrencisi torununu aramış. “Ay Derya, sarı gavır arvadın itinin adı? Tez ol. Dayın sınavdadır” der. Torunu, “anneanne milyonlarca sarı kadın var. Çoğunun da köpeği var. Adını bilsen internetten bakardım” der. Teyzem daha sonra belki bilirim diye beni aramış. Ben de, teyzemin sorduğu sarı kadını da, itini de bilemedim. Daha sonra teyzemin oğlu aradığında sözlü sınavda Madonna’nın köpeğinin adının sorulduğunu anladım. Sözlü sınavı geçemediğini ve işe alınmadığını söyledi. Çok üzgün olduğu belliydi. Teyze oğluna, “kuzen, işsiz kaldığın için ve ev kredisi borcun olduğu için üzülmekte haklısın. Üzülerek değil, ancak ve ancak mücadele eden işçilerden biri olursan, hep birlikte çözüm bulabiliriz” dedim. “Haklısın ağabey. Bizimle dalga geçtiler. İt kadar bile değerimiz yok. Bana yapacağım işle ilgili değil, saçma sapan sorular sordular. Madonna’nın iti kadar bile değerimiz yok onların yanında. Seni dinlemediğime pişmanım. Ben yüz yirmi bin lira borcu nasıl ödeyeceğim?” dedi.
O anda zihnimde eskiden bir iş başvurusunda bana da “eşekte kaç vites var” sorusunun sorulduğu belirdi. İşçi ve emekçiler yaşayabilmek için çalışmak zorunda. Yaşayabilmek için ne başka bir kaynakları, ne de başka bir şansları var. Elbette her işçi veya işsiz iş güvencesi olsun, iyi bir ücretle çalışsın ister. Fakat devlet, hükümet, patronlar el ele vermişler, karşılarındaki milyonlarca taşeron işçisiyle ve ailesiyle dalga geçiyorlar. Yıllardır canlarını çıkarttıkları taşeron işçilerine onca sahte umut verdikten sonra, bir de bu denli pervazsız ve hayâsızca onları alaya alabiliyorlar. Bunlar yalnızca benim teyze oğlunun değil yüz binlerce işçinin, işsizin yaşadığı sorunlardır. Sorun ortak olduğu gibi çözümü de ortaktır. Hiçbir işçi yaşadığı bu sorunları ne tek başına çözebilir, ne de devlet, hükümet ve sermaye üçlüsünden medet umarak çözebilir.
Çözüm örgütlü mücadelede. İşçilerin, bir sınıf olarak birleştiklerinde hükümetin ve patronların karşısında nasıl bir güce sahip olduğunu gösterebiliriz. Bu soysuz, bu sömürücü, bu kan emici düzenin sahiplerinden hesap sorabiliriz. Örgütlü olmadan, örgütlü bir mücadele içerisinde bulunmadan bu sömürü düzeninden kurtulamayız.
Bellum Omnium…
Gece Vardiyalarında Kadınlar
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...