TMMOB: İş Cinayetlerini Durdurun!

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olan 3 Martta Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. “İşçiler Ölüyor Sermaye Büyüyor”, “Çalışırken Ölmek İstemiyoruz”, “Taşeron Çalışma Ölüm Demektir”, “Kaza Kader Değil İş Cinayeti”, “Failler Belli Adalet İstiyoruz!” sloganlarıyla başlayan basın açıklamasını, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz gerçekleştirdi.
TMMOB’nin insan odaklı bir mesleğin uygulayıcılarının örgütü olduğunu belirten Süleyman Solmaz, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun TMMOB’nin önemli çalışma ve mücadele alanlarından biri olduğunu söyledi. Solmaz, TMMOB 42. Olağan Genel Kurulu’nda, Zonguldak Kozlu’da 3 Mart 1992’de 263 madencinin hayatını kaybettiği iş cinayetinin yıldönümünün “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edildiğini belirtti. Bu sırada katılımcılar “Madencinin Feneri Sönmeyecek!” sloganını attılar. Solmaz, iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden tüm emekçileri saygıyla andıklarını ifade etti. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine dikkat çeken Solmaz “Bugünün dünyasında her 15 saniyede bir işçi, iş kazaları veya meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Her gün yaklaşık 6 bin 300 kişi iş kazası veya meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. Her yıl yaklaşık olarak 360 bin kişi iş kazası, 1 milyon 950 bin kişi ise meslek hastalıklarından dolayı yaşamını yitirmektedir. Her yıl 270 milyon iş kazası meydana gelmekte ve 160 milyon kişi meslek hastalıklarına yakalanmaktadır. Her yıl, çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde, zehirli maddelerden dolayı 651 bin işçi yaşamını yitirmektedir” dedi.
Ardından Türkiye’deki verilere değinen Solmaz, Türkiye’de her gün ortalama 176 iş kazasının meydana geldiğini ve sonucunda 3 işçinin yaşamını yitirdiğini 5 işçininse ise iş göremez hale geldiğini söyledi. Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında Avrupa‘da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almakta olduğunu belirten Solmaz, yeni çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun sorunları çözmekten uzak olduğunu ifade etti. Solmaz, yasanın sorunların merkezine inen ve ona göre çözümler üreten bir yasa olmadığının ispatının, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iş cinayetleri ve ölümlerin artarak devam etmekte olduğundan çıkarılabileceğini söyledi.
Devletin iş güvenliği politikalarını “Bugün işçiyi her türlü korumadan uzak bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız” diyerek eleştirdi. Solmaz konuşmasını “Siyasi iktidar TMMOB’nin ve bağlı odalarının sözünü dinlemek, algılamak ve daha önemlisi hayata geçirmek zorundadır. İş cinayetleri kader değildir! İş cinayetleri engellenebilir, yeter ki bilimin ve tekniğin gereği yapılsın! Yeter ki her çalışmanın öznesi insan ve yaşam olsun!” diyerek sonlandırdı.
Basın açıklaması “Kaza Kader Değil Yaşananlar Katliam!” sloganının son buldu.
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/