Ücretsiz ve Nitelikli Kreş Haktır!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Çocukların bakımı ve yetiştirilmesi işçi aileleri için oldukça büyük bir derttir. Üstelik toplumda, çocuk bakımı ve ev işleri kadının tek başına üstlenmesi gereken bir görev olarak görülür. Bu nedenle, milyonlarca emekçi kadın eve hapsolmuş durumdadır. Kadınların yaşamı zordur, çilelidir. En zoru da bir işyerinde çalışırken çocuk sahibi olmaktır kadın için. Daha hamilelik sürecinde başlar sıkıntılar. İşten atılma riski vardır, kontroller için izin almak sıkıntılıdır. Doğum izni zaten yeterli değildir. 6 aylık ücretsiz izin kullanmak geçim derdini iyice arttırır. Günde iki saatlik süt izni çoğu işyerinde kullandırılmaz. Patronların kâr hırsı yüzünden, çocuk sahibi olmak mutluluktan ziyade eziyete dönüşür. Sonuçta çocuğuna bakabilecek bir yer bulamadığı için işten çıkmak zorunda kalan kadın işçiler eve hapsolurlar. Bu durum geçim sıkıntısını daha da arttırır.
Hükümet, kadınları çocuk yapmaya teşvik ediyor. Ancak çocukların bakımı sorununu kadının sırtına yıkıyor. Anne, kaynana, komşu gibi çözümlere zorluyor. Asgari ücret ya da onun biraz üzerinde ücrete çalışan işçilerin çocukları için bakıcı tutması ise, elbette mümkün değildir. Gerçekte çocukların bakılması ve yetiştirilmesi işinin yalnızca ailelerin ve özellikle de kadınların sırtına yıkılmaması gerekiyor. Aslında nereden bakılırsa bakılsın, çocukların bakımı sorunu toplumsal bir sorundur ve bu nedenle daha kapsayıcı, daha sağlıklı ve kalıcı çözümler bulunmalıdır. Hem emekçi kadının yükünü büyük oranda hafifletecek ve kadını eve hapsetmeyecek hem de çocuğun gelişimine katkı sunacak en iyi çözüm elbette kapsamlı ve nitelikli kreştir. Eğitimin, bakımın, sosyalleşmenin paralel olarak yürümesi gereken bu kreşlerin ücretsiz olması ve günün tüm saatlerinde hizmet vermesi gerekir.
Türkiye’de binlerce özel küçük kreş var. Ama bir işçi ailesinin iyi bir kreşin ücretini karşılamasına imkân yoktur. Özellikle son iki yıldır medyada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından kadın istihdamını arttırmak için ücretsiz kreşler açılacağına ya da kreş yardımı yapılacağına ilişkin “müjdeli haberler” veriliyor. Ama gerçek bunun tam tersidir. Verilen sözlerin hiçbiri gerçekleşmediği gibi esnek çalışma, evden çalışma gibi kadınları daha fazla eve hapseden uygulamalara hız veriliyor.
Diğer taraftan özel anaokulları ve devlet okullarının ana sınıfları var. 3 yaşını doldurmamış çocuklar bu okullara kabul edilmiyor. Ana sınıflarında tam gün eğitim yok, dolayısıyla çalışan kadınlar için uygun değil. Tam gün hizmet veren anaokulları ise yaygın değil. Vardiyalı çalışanlar içinse özel kreşlerden başka seçenek yok. Çocuklarını devlet okullarının ana sınıflarına veren işçi aileleri ise, kendilerini bir para tuzağının içinde buluveriyorlar. Örneğin sitemize mektup gönderen bir kadın işçi: “Daha çocuğumuzun kaydını yaparken 300 liralık malzeme aldırmışlardı. 50 lira tamir masrafı, 100 lira okul aidatı derken bizdeki heyecan gitmiş yerini düşünce ve endişeye bırakmıştı. Çünkü biz asgari ücrete geçinmeye çalışan ailelerdik” diyerek anlatıyordu yaşadığı sıkıntıyı.
Yasaya göre 150’den fazla kadın işçi çalıştıran işyerleri 0-6 yaş grubu için ücretsiz kreş açmak zorunda. Ama sendikalı bazı fabrikalar dışında yasayı uygulayan işyeri neredeyse yok. Zaten hiçbir denetim de yapılmıyor. Yasanın uygulandığı fabrikalarda ise keyfi uygulamalar getiriliyor. Örneğin 2 yaşından küçük çocuklar kreşe kabul edilmiyor ya da gece vardiyaları için kreş hizmeti verilmiyor. Üstelik Türkiye’deki işyerlerinin %90’dan fazlasını 150’nin altında işçi çalıştıran işyerleri oluşturuyor.
İşyerlerinin açacağı kreşlerin yanı sıra organize sanayi bölgelerinde ve işçi mahallelerinde kadının çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın her yaş grubundaki çocukların faydalanabileceği, 24 saat hizmet verecek, maliyeti devlet tarafından karşılanan kaliteli ve ücretsiz kreşler açılmalıdır.
Bu imkânsız bir talep değildir. Bugün İsveç, Fransa, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde ücretsiz kreşler ve anaokulları oldukça yaygındır. İşçi çocuklarının neredeyse tamamı bu okullardan faydalanmaktadır. Elbette Avrupa’daki bu durum geçmişte işçilerin verdiği çetin mücadeleler sonucunda elde edilen pek çok kazanımın sonucudur. Çocuk bakımı sorunu sadece kadın işçilerin değil tüm işçilerin sorunudur. Bu sorunun çözümü uydurma “müjde” haberleriyle mümkün olamayacağına göre, bu talep için başta kadın işçiler olmak üzere tüm işçilerin mücadele etmesi gerekiyor.
Son Eklenenler
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...
- Srebrenitsa’da, 1995 Temmuzunda, 8 bini aşkın Boşnak, Sırp egemenleri tarafından katledildi. Geçmişten günümüze emperyalistlerin kışkırttığı tüm savaşlara baktığımızda ölenlerin, acı çekenlerin, yasa boğulanların emekçiler olduğunu, savaştan siyasi...
Düşün
Okyanusları, denizleri, dereleri, nehirleri
Düşle
Parmaklıkların ötesindeki sonsuz dünyayı
Düşün
...- 43 gündür direnen Sumitomo işçilerinin grevi kazanımla sonuçlandı. Adana’da PTT bünyesinde çalışan taşeron işçiler iş baskısı ve kötü çalışma koşullarına karşı 9 Temmuzda iş bıraktı. İşçilerin eylemi ikinci gününde kazanımla sona erdi. Manisa’da...
- TÜİK Haziran 2022 itibariyle enflasyon sepetine hangi ürünleri koyduğunu ve bu ürünlerin fiyatını ne olarak kabul ettiğini açıklamayı bıraktı. İki yıldır TÜİK’in açıkladığı enflasyonu neye göre hesapladığını bilmiyoruz. Yani sepet iki yıldır kayıp!...