Ağzımızın Tadı Kaçmış!
İzmit’ten bir metal işçisi

Merhaba dostlar, ben Türk Metal Sendikasının örgütlü olduğu bir fabrikada çalışıyorum. Geçtiğimiz hafta ilginç bir olayla karşılaştık. Baştemsilcimiz bugüne kadar yapmadığı bir şeyi yapıp gece saat 3 gibi fabrikaya geldi. Üstelik bunu birkaç gün sürdürdü. Sözde yemekleri kontrole geliyordu.
O sırada Bursa’da Bosch ve Gebze’de Cengiz Makine işçileri, Türk Metal’den istifa edip Birleşik Metal sendikasına geçmişlerdi. Asıl amaç da bu olayların fabrikada konuşulup konuşulmadığını öğrenmekti. Bir hafta boyunca sürekli yemek saatlerinde fabrikaya geldi. Biz de, “madem bizi bu kadar düşünüyor, gecenin üçünde tatlı uykusunu bölüp bizim için fabrikaya geliyor, o zaman kötü yemekler konusunu temsilcimize açalım” dedik.
Yemekten sonra çay içtiğimiz alana gittik. Temsilcimiz oradaydı. Arkadaşlarla yanına gittik. Gece vardiyasında yemeklerin güzel olmadığını, sürekli yanık yemeklerin geldiğini söyledik. Ustabaşımız söze karıştı ve “yemekler gayet güzel, bir kötülüğü yok” dedi. Temsilcimiz sorunu çözeceğine bizi yemeklerin güzel olduğuna ikna etmeye çalıştı: “Arkadaşlar bu yemekler yarın öğlen de gelecek. Gündüz iyi oluyor da gece niye kötü olsun?” Bir arkadaşımız “bu yemekler gelebilir ama gündüz daha iyi oluyor” dedi. Temsilcimiz, “olmaz öyle şey, bu yemeğin aynısı gelecek. Gel seninle iddiaya girelim. Bu yemeğin aynısı gelmezse ben ceketimi bırakıp gideceğim. Eğer aynısı gelirse sen de bırakıp gidecek misin?” dedi. Arkadaşımız: “Benim bırakabileceğim bir ceketim yok, ancak şu tişörtüm var, bunu bırakırım. Ama siz ceketinizi bırakmayın kaybınız büyük olur” diye yanıt verdi.
Temsilcimiz baktı bizi ikna edemeyecek döndü ve dedi ki, “sizin ağzınızın tadı kaçmış”. Evet temsilcimiz çok haklı, bizim ağzımızın tadı kaçmış, Türk Metal çetesi ağzımızda tat bırakmadı. Sorunlarımızı çözmeye değil bizi her şeyin gayet normal olduğuna inandırmaya çalışan bir anlayıştan ne beklenebilir ki? Ama arkadaşlarım da, ben de bir şeyi çok iyi biliyoruz. Eğer bizler sessiz kalırsak bu çetenin başımıza öreceği çok çoraplar olacak. O yüzden arkadaşlarımızı UİD-DER saflarında 1 Mayıs’a katmaya çalışıyoruz. Onların da UİD-DER’le tanıştıktan sonra örgütlü mücadelenin ne güzel bir şey olduğunu anlayacaklarını düşünüyorum.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
UİD-DER’le 1 Mayıs’a
Son Eklenenler
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...