Bayram Değil, Seyran Değil, Eniştem Beni Niye Öptü?
Esenyurt’tan bir işçi
1 Kasım seçimlerinden önce, AKP’nin seçim vaadi olarak “asgari ücrete 300 lira zam yapacağız” demesi bana bu sözü hatırlatmıştı: “Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?” Aynı AKP ve patronlar, “kaynak yok, zaten kazanamıyoruz, işçi çıkarmak zorunda kalırız” gibi bahanelerle asgari ücrete yapılacak %5’lik zam oranını bile çok buluyor, hatta patron örgütleri sıfır zam önerisinde bulunuyordu. AKP, sözde 300 liralık zammı allaya pullaya yutturdu çoğu işçiye. Foyası sonradan ortaya çıktı. AGİ’yi bile zam diye kakaladı işçilere.
Bugün de, işçilerin büyük mücadelelerle elde ettikleri kazanımları olan kıdem tazminatı ve iş güvencemiz patronlara peşkeş çekiliyor. İçinde başka kazıkların da olduğu yasa tasarısı, yine allana pullana işçi sınıfına yedirilmeye çalışılıyor. Oysa bir taraftan özel istihdam büroları adı altında kölelik bürolarını yasallaştırmaya çalışan hükümet, diğer taraftan da kıdem tazminatımızı kaldırmanın hazırlığını yapmaktadır. Bu yasa değişikliğiyle birlikte kıdem tazminatının devlet güvencesinde olacağını söyleyen hükümet, bir gerçeği gizlemektedir. Bu gerçek de şudur, 10 yıl sonra tazminatımızın, net maaş üzerinden ancak %50’sini alabileceğiz. Tabi aynı işsizlik fonunda olduğu gibi önümüze konulan engelleri aşabilirsek, ki bu engellerin en büyüğü kölelik bürolarının yasallaşmasıdır. Kölelik bürolarının yasallaşması demek, düzenli ve sigortalı bir işimizin olmaması demektir. Kıdem tazminatımız olmadığı için işten kovulmamız çok daha kolay olacak ve patronlar sesini çıkaran, itiraz eden işçilere anında kapıyı gösterecektir. Ya da bürodaki adamlarına, “bir daha böyle adamları yollama” diyerek, adeta işçileri köle haline dönüştürecektir. Sorun büyük, çelişki derindir. Haliyle, eniştenin neden öpmeye çalıştığı biraz düşününce daha iyi anlaşılmaktadır.
Kardeşler büyük bir saldırı ile karşı karşıyayız, bunu görmemiz gerekir. Önümüze attıkları yeme razı olmayalım ve patronların oyunlarına gelmeyelim. Erdoğan ve AKP iktidarının hedefi, işçileri bir taraftan başkanlık sistemine razı etmek, diğer taraftan da yaşanan haksız savaşta kendilerine destek olmasını sağlamaktır. Savaşı finanse etmek ve derinleşen ekonomik krizi atlatabilmek için de sosyal haklarımıza saldırıyorlar. Lafa gelince büyük konuşan sendikalara burada çok büyük bir görev düşmekte, en azından örgütlü oldukları işyerlerinde ciddi anlamda mücadeleyi örgütlemek zorundalar, aksi halde ilerde sendika diye de bir şey kalmayacak.
Son Eklenenler
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...