Buradasınız
Rimaks Fabrikasında İşten Çıkarmalar Devam Ediyor
Tuzla’dan bir grup kadın işçi

Pazar günü, elimizden alınmak istenen kıdem tazminatına ve daha birçok hakkımıza sahip çıkmak için Pendik’teydik. Birçok işçi kardeşimizle işçilerin genel sorunları üzerine hem de fabrikalarındaki sorunlar üzerine konuştuk. Birlik olup mücadele etmemiz gerektiğini anlattık işçi kardeşlerimize.
Tuzla Deri Sanayideki Rimaks fabrikasından birkaç işçi arkadaşımızla da standımızda tanışıp, sohbet ettik. Ara ara fabrikalarının önüne gidip, iş çıkışı, İşçi Dayanışması gazetemizi ulaştırdığımız bu fabrikadan işçi kardeşlerimizle çeşitli sohbetler yapıyor, sorunlarını dinliyor, deneyimlerimizi aktarıyorduk.
Stantta tanıştığımız işçi arkadaşlar, yaşadıkları sorunları bize şöyle aktardılar: “Bundan birkaç ay önce fabrikamızın önüne İşçi Dayanışması’nı getirdiğinizde bize yaşadığımız sorunlarımızı hatırlatmış; bundan sonra da çeşitli sorunlar yaşamaya devam edeceğimizi söylemiştiniz. Özellikle işten çıkarmaların olacağını söylemiştiniz. Bundan 2-3 ay önce işten tek tük işçi çıkarılıyordu. O yüzden arkadaşlarımız bunların devamının gelmeyeceğini söylüyorlardı. Çünkü problemli dedikleri, devamsızlık yaptığını iddia ettikleri, sicilinin bozuk olduğunu söyledikleri işçiler çıkarılıyordu. Ne olduysa, son zamanlarda, haftada 4-5 işçi arkadaşımız çıkarılmaya başlandı. İnsanlar da çıkarılanların problemli olduğunu düşündüğü için sesini çıkarmadı. Gönüllülerden de bazı haftalar beşer-onar kişi işten çıkarıldı. Çıkışlar genelde Cuma günkü gece vardiyasında oluyor, böylece işçi arkadaşlarımızın bu atılmalardan haberdar olması zorlaşıyordu. Son 3 ayda yaklaşık 50 civarında işçi arkadaşımız işten çıkarıldı. Şimdi de fabrikada ilan edilmiş bir duyuru var. Ona göre, önce gönüllüler olmak üzere, daha sonra fabrika yönetiminin belirlediği kriterlere göre işten çıkaracağı işçiler olacak. Bu hepimizi huzursuz ediyor. Bazı arkadaşlarımız bu stresi yaşamaktan sıkılıp işten çıkıyor, bazı arkadaşlarımız zaten kıdem tazminatının elimizden alınacağını düşünüp yasa geçmeden gönüllü olarak haklarını alıp işten ayrılmak istiyor, bazı arkadaşlarımız da işyerinde bazı bölümlerde iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını, sağlıklarının zarar gördüğü gerekçesiyle artık yeter deyip işten ayrılmak istiyor. Örneğin zımpara bölümünde bu sorun yaşanıyor. İşçi arkadaşlarımız maske takmasına rağmen akşam iş çıkışı eve gittiklerinde hâlâ ağızlarından mavi balgam çıkıyor, ellerinin derileri masmavi, saatlerce çıkmıyor bu boya. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. İşten çıkmasak, onlar ne zaman ne gerekçeyle çıkaracaklar bilmiyoruz. İşten çıksak başka yerde iş var mı? Başka işyerinde bizi hangi koşullar bekliyor bilmiyoruz.”
Aynı fabrikadan başka bir işçi arkadaş da özellikle eski işçilerin asgari ücretin son durumundan sonra ücret farklarını istediklerini ama patronun “iş yok, zam yapamıyoruz” dediğini ve önümüzdeki aylarda iş olmayacağı için işçi çıkarılacağından bahsedildiğini aktardı.
Stant boyunca hem Rimaks işçisi arkadaşlara hem diğer fabrikalarda ve işyerlerinde çalışan arkadaşlara bu sorunların sadece kendi fabrikalarında yaşanmadığını anlattık. Birçok sanayi bölgesinde fabrikalar küçülmeye gidiyor. Patronlar işçileri işsizliğin pençesine atarak, daha az işçiyle yola devam ediyorlar. Kârları düşmesin diye işçileri işten çıkarıyorlar. Dünyada giderek büyüyen bir kriz var ve bunun bedelini patronlar işçilere ödettirmeye çalışıyor. Sadece kendi fabrikamızdaki sorunlara odaklanarak sorunun kaynağını ve tüm sorunlardan nasıl kurtulacağımızı anlamamız mümkün değil. Ama tüm bedellerin ödettirilmeye çalışıldığı biz işçiler sınıf olduğumuzun farkına varıp birlik olmazsak, ortak mücadele etmezsek yaşadığımız sorunlardan kurtulmamız mümkün değil.
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...