Buradasınız
Bir Kıtadan Diğerine, Yeraltından Yeryüzüne: Madenciler
3 Ocak 2021 - 21:05
30 Ekimde İzmir’de yaşanan depremin simgelerinden biri oldu Elif bebeğin bu resmi. Depremden 65 saat sonra yaralı olarak çıkarılan Elif bebek umudun da simgesi oldu aynı zamanda. Fotoğrafın sağ alt tarafına koyduğumuz fotoğraf ise Trendyol’un bu anı bir kazanca çevirerek satışa sunduğu kupanın resmi… Kupa satışları gelen tepkiler üzerine durduruldu ancak bu kupa, kapitalistlerin acıları fırsata çevirerek kazanç sağlama utanmazlığının bir resmi olarak hafızalardan silinmeyecek. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin de deprem enkazının üzerinde şov yaptığını, bu karenin emekçilerin akıllarına kazındığını da hatırlatalım.
Bakın İzmir depreminden sonra yıkılan binaların altında kalan emekçilerin yaşamını kurtarmak, bir nebze olsun nefes olabilmek için kimler koştu hemen yardıma? Yıllardır tazminatlarını alamadıkları için iki aydır direnişte olan Somalı maden işçileri… Depremi duyar duymaz İzmir’de aldılar soluğu. İşte asıl onlardır yaşanan acıları yüreğinde hisseden. Asıl onlardır kurtarılan her bir canın mutluluğunu yürekten paylaşan. Asıl onlardır yardımlaşmanın, dayanışmanın gerçekte ne olduğunu bilen ve gösteren.
Hakkını arayan, mücadele eden işçilerin önüne polis ve jandarma barikatlarını diken siyasi iktidarın işçi düşmanlığını gösteren bir fotoğraf karesine bakıyoruz şimdi de. Tazminatlarının ödenmesi talebiyle Ankara’ya yürümek isteyen Ermenekli madencilerin önüne dikilen polis barikatına karşı bağdaş kurmuş bir madenci görüyoruz. Her sabah evden çıkarken aileleriyle helalleşen, ekmek parası için çalışırken iş cinayetlerinde yaşamını yitiren, sakat kalan madenciler çok şey mi istiyor? Hayır, sadece ödenmemiş alacaklarını ve güvenlikli koşullarda çalışmayı istiyorlar. Ve bunu istedikleri için karşılarına devletin kolluk güçleri çıkarılıyor. Ama onlar haklı bir mücadele verdiklerine inanıyor, işte bu yüzden tüm baskılara rağmen yılmıyor, pes etmiyorlar. Bağdaş kurmuş madencinin sesini duyar gibiyiz: “Siz buradaysanız biz de buradayız! Hakkımızı alana kadar dönmeyeceğiz yolumuzdan!”
Dünyanın en zor, en eski ve iş cinayetlerinin en çok yaşandığı iş kollarından biridir madencilik… Dünyada bir defada yüzlerce işçinin hayatını kaybettiği çok sayıda madenci katliamı yaşanmıştır. Madene inmek demek ölümle her gün yüzleşmek demektir işçiler için. O yüzden her gün evden çıkarken sevdikleriyle helalleşir madenciler.
Ama sadece ölüm gelmesin akla madencilik dendiğinde… Geçmişten bugüne, bir kıtadan diğerine nice şanlı mücadelelere de ev sahipliği yapmıştır madencilik. Yeraltında biriken öfke, zaman zaman yeryüzüne taşmış ve sınıf tarihimizin en zengin deneyimleri arasında yerini almıştır madencilerin mücadeleleri. Birlikte izleyelim:
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Diego Armando Maradona… Dünyanın en ünlü ve çoğu kişiye göre de en iyi futbolcusu... Hepimiz onu attığı gollerinden, çalımlarından ve o çok meşhur “tanrının eli” hareketinden biliriz. O dünyaca ünlüydü ama içinden çıktığı emekçi kitlelere sırtını dönmedi. Ezilenlerin, sömürülenlerin yanında oldu. Söylediği şu sözlerle de kimden taraf olduğunu gösterdi, Maradona: “Biz futbolcular, sürekli üzerimizde çok baskı olduğundan yakınırız. Baskı, ancak evlerine beş peso getirip çocuklarını geçindiremeyen insanların üzerinde olur. Binlerce dolar alıp, sahaya çıkıp oynuyoruz ve ağzımızı açınca stresten bahsediyoruz. Stres bu ülkede, sabahın altısında kalkanlar içindir.” Maradona 2020 yılında bu dünyaya gözlerini kapattı, hoşça kal Diego!
Şirinevler’den bir üniversite öğrencisi
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Annelerin ninnilerinden
spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
anlamak gideni ve gelmekte olanı.
Nâzım Hikmet’in bu kısacık şiiri gündelik hayhuyun dışındaki siyasal ve toplumsal gelişmeleri, insanı, yaşamı anlamaya çağırır ya bizi, bunun bahtiyarlık olduğunu söyler ya, ne de güzel söyler. Ama belki de “gideni ve gelmekte olanı anlamak” tarihin hiçbir döneminde bu kadar bahtiyarlık verici değildi. Çünkü artık tarihin ezilenlerinin umutlarının gerçek olacağı, kapitalizmle birlikte insanlık için acılı çağların kapanacağı günler daha yakın. Ne diyor işçi sınıfının uluslararası marşı Enternasyonal? Şimdi büyük çalkantılar içinde olan o “kan denizi”nin ufkundan kızıl bir güneş doğacak. Binyılların acılarının bağrından yeni bir dünyanın doğmakta olduğunu anladığımız için o çalkantılarla sonuna kadar mücadele edebiliriz. Egemenlerin yalanlarının, en büyük zorlukların üstesinden gelebiliriz. Tarih sırayı bize verdi ve biz bu tarihsel fırsatı gerçek kılmak için çalışıyoruz. Umutluysak, bundan umutluyuz. Yeni yılda umutlarımız kadar mücadelemiz de büyüsün!
Pendik’ten bir grup işçi