Emekliler: Krizin Sebebi Biz Değiliz, Faturasını da Biz Ödemeyeceğiz

Birleşik Emekliler Sendikasının çağrısıyla 6 Ocakta Kartal Meydanında bir araya gelen emekliler, maaş artışlarının yetersizliğine dikkat çektiler. Eyleme emekli sendikaları, EYT ve Emekliler Federasyonu, çeşitli dernek ve siyasi partilerin temsilcileri ile UİD-DER’li işçiler destek verdi. Emekliler, ağırlaşan ekonomik koşullar altında insanca bir hayat sürdürmenin mümkün olmadığını, açlık sınırının bile altında kalan maaş artışlarıyla iktidarın emeklilere yaşamayın ölün dediğini, yıllarca emek vermiş ve prim ödemiş milyonlarca emeklinin hakkını vermeyen AKP iktidarının bu tutumunu kabul etmeyeceklerini söylüyorlar.
Eylemde konuşan Birleşik Emekliler Sendikası Genel Sekreteri Aysel Lüle şunları söyledi: “TÜİK 16,2 milyon emeklinin maaş artışlarını etkileyen enflasyon oranlarını 3 Ocakta açıkladı. Her zamanki gibi baskılanmış enflasyon verileri gerçeği yansıtmamaktadır. Bu durum emeklileri daha derin bir yoksulluğa itmiştir. Üstelik Emekliler SGK, BAĞ-KUR ve memur emeklileri olarak ayrıştırılmıştır. Memur emeklilerine yüzde 50 artış öngörülürken SGK ve BAĞ-KUR emeklilerine yüzde 37,57’lik bir artış öngörülmüştür. Diyorlar ki emekliye, siz devletin sırtında yüksünüz, yaşamayın ölün! Emekliye verilecek sadaka niteliğindeki ücreti mecliste onaylayacak seçtiğimiz milletvekillerinin aylık maaşı yirmi iki emekli maaşına denk geliyor. Emekliyi asgari ücretin bile altında bırakan maaş artışı anayasal bir suçtur. Emekliler olarak bunu kabul etmiyoruz. Bizler biliyoruz ki emeklilerin her geçen yıl daha da yoksullaşmasının nedeni enflasyon değil siyasi iktidarın uyguladığı politikalardır. Geçmişte bir emekli maaşı ile dört kişilik bir aile yaşamını idame ettirebiliyorken günümüzde üç emekli maaşı giren bir evde dahi artık geçinmek mümkün değildir. Biz emekliler sadaka değil, yıllarca primini ödediğimiz emeğimizin karşılığı olan hakkımızı istiyoruz. Seçtiklerimizin zenginleşmesini değil toplumun refah payının artmasını istiyoruz.”
Lüle emeklilerin taleplerini şöyle sıraladı:
- En düşük emekli aylığı taban ücretinin yani kök maaşının 17 bin liraya yükseltilmesi
- Cumhurbaşkanı bütçesine yapılan yüzde 85’lik artışın aynı oranda, ayrımsız bütün emeklilere yapılması
- Sağlıkta katkı payı uygulamasının kaldırılması
- İki bayramda verilen ikramiyenin asgari ücret oranına yükseltilmesi
- Emekli sendikaları ile görüşülerek emekli ücretlerinin toplu sözleşme ile belirlenmesi ve intibak yasasının çıkarılması
“Emeklilere kaynak yokluğundan dem vuranların yönettiği ülkedeki ekonomik krizin sebebi biz değiliz, faturasını da biz ödemeyeceğiz. Bize kaynak yok diyenlerin kaynak ayırdığı başta Cumhurbaşkanlığı bütçesi, kamu harcamaları, yandaşlara getirilen vergi afları, köprü, hastane ve havaalanlarına verilen garantilerden, üç beş yerden aldıkları maaşları kesilip emeklilere verilse emekliler çok rahat yaşayacaktır” diyen Lüle mücadeleden vazgeçmeyeceklerini, iktidarın emekliyi hiçe sayan politika ve kararlarını kabul etmeyeceklerini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/