Engeli Aşalım
Ümraniye’den bir eğitim işçisi
Merhaba arkadaşlar, ben yeni mezun bir rehber öğretmenim. Engelli bireylerimizin eğitim aldığı özel bir rehabilitasyon merkezinde kısa bir süre çalıştım. Malûmunuz eğitimde fırsat eşitsizliği özellikle pandemi koşullarında hepten alıp başını gitti. Uzaktan eğitim denilen uygulamanın biz işçi aileleri için artık bir işkenceye döndüğü böylesi bir dönemde istedim ki engelli bireylerin birkaç sorununu sizlerle paylaşayım.
Normal insanların bile bin türlü zorluk yaşadığı kapitalist toplumda engelli bireylerin ve yakın çevrelerinin yaşadığı sorunlar çok daha ağır oluyor. Üstelik kendisi de öğretmenler ve çalışanlar için bir tür engel ve sömürü çarkı olan rehabilitasyon merkezleri aldığı paraya göre hizmet veriyor. Eğer zengin ailelerinin gidebileceği bir yerse ne ala, yok eğer işçi ve emekçi çocuklarının gidebildiği yerlerdense işte o zaman merdiven altı denilen bir eğitime maruz kalıyor özel bireylerimiz. Anlayacağınız yaşananlar toplumun aynası aslında. Bu konuda da fakir ile zengin arasında büyük bir fark var.
Engelli bireyleri olan işçi aileleri, eğitim materyallerinden tutun da uygun sosyal çevre koşullarına kadar pek çok alanda ciddi sorunlarla yüz yüzedir. İşçi ve emekçilerin yaşam alanlarını ve imkânlarını göz önüne getirdiğimizde, engelli bireyi olan ailelerimizin yaşadığı sorunların asıl kaynağının yoksulluk olduğunu çok daha iyi bir şekilde görmüş oluruz. Görünen gerçek şudur: Kıt kanaat geçinebilen ailelerimizin yoksulluğundan arta kalanlarla yetinmek zorunda kalıyor engelli bireylerimiz.
Bilmeliyiz ki engelli insanlarımızın yaşadığı problemler, servis araçlarına bindirilip bir iki saat kapalı mekânlarda zorlama derslere sokularak giderilemez. Aslında hiçbir toplumsal problem bireysel çözümlerle giderilemez. Aklımızdan çıkarmamamız gereken şudur: Engelli bireylerin sorunları toplumun sorunlarıdır, toplumun sorunları da engelli bireylerin.
Toplumsal yozlaşma ve kapitalist sistemin getirdiği rekabetçi anlayışla engellilerin neredeyse imhasını isteyecek kadar insanlık dışı bir hal almaya başlayan bir toplumsal sistemde çözüm sadece özel bir eğitim olmamalıdır, dayanışma ve birliktelikle sürdürülen, bireye yalnız olmadığını hissettiren bir eğitim olmalıdır. İşçi sınıfının çocuklarının erişemediği her türlü fırsat ve imkân için mücadele etmek umut ekiyor geleceğe. Biliyoruz ki farkında olmaktan fazlası onlarla dayanışma içinde olmaktır. Onları ailemizin bir çocuğu, parçası olarak görmek, onlara özel eğitimden daha çok şey sunuyor.
Yaşasın işçi sınıfının dayanışması!
Şaşaalı AVM’lerin İç Dünyası
Uzayda Ucuz Market Var mı?
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...