Buradasınız
Geleneği olmayanın geleceği olmaz!
12 Haziran 2021 - 20:30
İşçi sınıfından umudun kesildiği bir dönemde, İşçi Öz-Eğitim toplantılarıyla çeşitli grev ve direnişlerden gelen öncü işçilerin sınıf mücadelesi temelinde bilinçlenmesi, örgütlenmesiyle başlayan çalışmalar UİD-DER’in kurulmasıyla somutlandı. Bizler de bu çalışmalarda yer almış işçiler olarak bugün geldiğimiz noktada gururluyuz, gelecek güzel mutlu günler için umutluyuz. Geleneği olmayanın geleceği yoktur. İşçi sınıfının mücadele geleneğini öğrenmek, yeni kuşaklara ulaştırmak örgütlü mücadele ile olur. UİD-DER de işçi sınıfın örgütlü mücadeleye ihtiyaç duyduğu bir dönemde kuruldu. Kurulduğu günden bugüne de sınıfın mücadele geleneğini işçilere taşımaya çalıştı. UİD-DER, geçmişten bugüne bir köprü gibidir. Bütün olumsuz koşullara rağmen, UİD-DER işçi sınıfına meşale olmaya, işçi sınıfının yolunu aydınlatmaya devam edecek. Mücadele bayrağı genç işçi kardeşlerimize ulaştıkça daha da büyüyecek, yolumuz daha aydınlık olacak. Geçmişten geleceğe yolumuzu aydınlatan UİD-DER’in 15. mücadele yılı kutlu olsun!
Esenyurt’tan UİD-DER’li işçiler
Uzak bir şarkı söylenir,
Uzak bir şarkı çavlanlarda;
Perde perde yaklaşır bana,
Perde perde kulağıma.
Bir yağmur getirir şarkılar,
Bir yağmur bereket, bolluk;
Ağaç ağaç dolar taş-toprak,
Bir badem toplanır mutluluk.
Bir bahar kokusu getirir şarkılar,
Bir bahar kokusu kışa yolculuk;
Çiçek çiçek açar dünya
Çiçek çiçek büyür mutluluk.
Bir özgürlük getirir şarkılar,
Bir özgürlük bulut bulut;
Şarkılarda ne arasan var,
Bahar, çiçek, yağmur ve mutluluk…
(Şarkılarla Gelen, Tayyibe Karagöz)
On yılı biraz geçti mücadele örgütümüz UİD-DER’le tanışalı. Örgütlü mücadeleye dair yıllar içinde birikmiş fikirlerim vardı elbet. Ama mücadele örgütümüzle tanıştıktan sonra bakış açım 180 derece değişti dersem abartmış olmam. İlk gençliğimden beri kafamı en çok kurcalayan mesele; çalışıp didinmekten başka bir şey bilmeyen, yaşam gailesi içinde kaybolup gitmiş, hayalleri, umutları tuzla buz olmuş, yetenekleri kötürümleştirilip kendi gücü çoktan unutturulmuş emekçi insanların nasıl olup da yeteneklerinin farkına varacağıydı. Çünkü biz, “ne üstümüzde bir efendi ne altımızda bir köle” istiyoruz.
Dünyayı cennete dönüştürecek bu ideali kim gerçekleştirebilir? Özel türden yöneticilerin olmadığı, “akıllı” ya da “güçlü” olanların diğerlerini köle, hizmetkâr yapmayı aklının ucundan bile geçiremediği; herkesin yetenekleri ölçüsünde verip ihtiyacı kadar aldığı; daha zeki ya da yetenekli veya daha güçlü olmanın ayrıcalıklı olmayı gerektirmediği bir dünyayı kim kurabilir? Ayrıcalıklıların hizmetkârı haline getirilmiş işçi sınıfı tabi ki!
Ama nasıl? Yüzyıllardır yetenekleri köreltilmiş, hizmetkâr olmaya alıştırılmış, bütün her şeyi üretirken hiçbir şey yapmadığına, yeteneklerini burjuvaların hizmetine sunmaktan başka bir yolunun olmadığına inandırılmış işçi sınıfı kendi örgütlü gücünü ve yeteneklerini geliştirerek tabi ki. İşçilerin yeteneklerini geliştiren, onlara dünyanın üreten elleri olduklarını ve yönetebileceklerini de gösteren, bunu her günkü canlı pratik faaliyetiyle ispat eden bir örgüt. Şükür ki böyle bir örgütümüz var; UİD-DER. Yıllardır mücadele deneyiminden geçmiş, hemen yanı başımızda, aklımızla anlayıp yüreğimizin sıcaklığıyla bilebileceğimiz, varlığıyla umutlanıp coşkulanabileceğimiz, sımsıkı sarılıp her adımda “Ama Biz Kazanacağız” diyebileceğimiz UİD-DER’imiz var! Sınıfımızın kavgasını büyütmek için UİD-DER’imizi kurup bugünlere getirenlere bütün bilincimizle ve yüreğimizle şükranlarımızı sunuyoruz! Şan Olsun UİD-DER’in 15. Kuruluş Yılına! Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği!
Adana’dan UİD-DER’li inşaat işçisi
Yıl 1970, İşçi Ayaklanıyor
Dayanışmanın anlamı