Japonya’da Nükleer Santrallere Karşı Mücadele Devam Ediyor

16 Aralıkta Japonya Başbakanı Noda, Fukuşima’daki nükleer tehlike krizinin sona ermek üzere olduğunu açıkladı. Hükümet, nükleer santrallerin etrafındaki boşaltılan alanların artık güvenli olduğunu da iddia ediyor. Ancak tüm önlemler eksiksiz alındığında bile bölgenin temizlenmesi ve tehlikeden arındırılması için en az 40 yıl geçmesine ihtiyaç var. Ancak o zaman nükleer tehlikenin geçtiği söylenebilir. Ama Başbakan, kendi halkına yalan söylemekte bir sakınca görmüyor.
Hükümet ve enerji patronları “tehlike geçti” diyerek, bölgeden tahliye edilen insanların geri dönmesini ve felaketten etkilenen insanlara ödenen tazminatı kesmek istiyorlar. Egemenlerin “nükleer kriz bitti” yalanıyla sorumluluktan kaçmaları, kadın, erkek, genç, yaşlı ve çocuk binlerce insanın ağır ağır ölmesine neden olacak.
Japonya’da yaşanan felaketlere karşı sendikalar grevler ve mitingler organize ediyor. 5 ve 6 Kasımda sokağa çıkan işçiler nükleer santrallerin tüm dünyada kapatılması talebini yükselttiler. 10 Aralıkta da Tokyo’da “Nükleer Santrallere Elveda” mitingine binlerce işçi katıldı. Fukuşima Öğretmenler Sendikası Başkanı Ruyiçi Takenaka “11 Marttan bu yana Japon halkının yaşamında ne değiştiğini merak ediyorum. Bizim için kökten bir değişiklik şart. Aksi takdirde çocuklarımızın bir geleceği olmayacak. Japonya’yı değiştirmek için birlik olalım!” dedi ve 11 Martta düzenlenecek mitinge kitlesel katılım için çağrı yaptı.
Demiryolu İşçileri Sendikası (Doro-Mito), hükümetin ve Tokyo Elektrik Enerji Şirketi TEPCO’nun yalan ve aldatma kampanyasına karşı işçilerin örgütlü gücünü yükseltmek için militan bir mücadele veriyor. Doro-Mito Başkanı Şiniçi “küresel ekonomik kriz, işsizlik ve savaş döneminde yaşıyoruz. Hepsinin üstüne büyük 11 Mart depremiyle ve ardından gelen nükleer kazayla da mücadele ediyoruz Temel anlayışımızı net bir şekilde ifade etmek gerekir: Japonya sınıflı bir toplumdur; ve sermaye ve işçi sınıfı, ölüm-kalım mücadelesinin sert bir aşamasına girmiştir” dedi.
Hükümet, Japon patronların ve Japon İşverenler Federasyonu’nun isteklerini yerine getiriyor. Bunu yaparak radyasyondan etkilenmiş 100-200 kilometrekarelik alandaki insanların sorumluluğundan sıyrılmak ve maliyeti ne olursa olsun nükleer santralleri yeniden açmak istiyor. Japon demiryolu patronları da hükümete destek veriyor. Hükümet yanlısı sendikalarsa Japon halkının kafasını karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Japon Sendikaları Konfederasyonu, hükümetin santralin etrafındaki 20-30 kilometrekarelik alan için alınmış “Acil Tahliye Bölgesidir” kararını kaldırmasını destekledi.
Demiryolu işçilerini radyasyon bulaşmış tren ve istasyonlarda çalışmaya zorlayan patronlara karşı mücadele eden Doro-Mito sendikası, sonunda Japon Demiryolları yönetimini önlem almaya mecbur etti. 30 kilometrekarelik alan içindeki istasyonlarda ve radyasyondan aşırı etkilenmiş trenlerde temizlik ve denetim işi durduruldu.
Japon patronları ve onların sözcüsü olan devlet, Japon işçi sınıfını ölüme sürüklüyor. Onların bu niyetlerine karşı, işçiler arasında sınıf mücadelesinin bayrağını yukarı taşıyan, mücadelenin ön saflarında yer alan ve onurlu bir direniş sergileyen Japon sınıf kardeşlerimiz de var. Onların bu onurlu direnişlerini selamlıyoruz.
Uluslararası işçi dayanışmasının gücüyle tüm nükleer santraller derhal kapatılsın!
Fukuşima çocuklarına yaşam hakkı tanınsın!
HDK: Van Afet Bölgesi İlan Edilsin!
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...