Buradasınız
Kapitalizm mi? Tam bir hayal kırıklığı!
1 Ocak 2021 - 17:00
Hiçbir vakit tam karanlık değil gece
Kendimde denemişim ben
Kulak ver dinle
Her acının sonunda
Açık bir pencere vardır.
Aydınlık bir pencere
Hayal edilecek bir şey vardır
Yerine getirilecek istek
Doyurulacak açlık
Cömert bir yürek
Uzanmış açık bir el
Canlı canlı bakan gözler vardır
Bir yaşam vardır yaşam
Bölüşülmeye hazır.
Fransız şair Paul Eluard
Dünyanın en kalabalık ülkelerinden birine, irili ufaklı binlerce adadan oluşan Endonezya’ya bakıyoruz. Endonezya’da işçi sınıfının, yoksul emekçilerin ve gençliğin yükselttiği mücadele, 2019’daki isyan dalgasının halkalarından biri oldu. Egemenlerin demokratik hak ve özgürlükleri daha da kısıtlayacak, sermayeyi büyütüp yoksulluğu derinleştirecek yasa tasarılarına karşı kitleler adeta ayağa kalktı. Bir sel olup sokaklara aktı. Endonezya işçi sınıfı 2020’de de tabiri caizse yan gelip yatmadı, ona geleceğiz.
2020’de ABD’de George Floyd’un katledilmesiyle milyonlarca emekçi sokaklara indi ve “nefes alamıyorum” eylemleri diğer kıtalara yayıldı. Irkçılığa karşı patlayan öfke, emekçilerin sömürü sistemine karşı öfkesine dönüştü. Elbette bu tesadüf değildi. 2008 krizi, kapitalizmin hayal balonunu patlattı ve egemenlerin söylediği her şeyin yalan olduğunu gözler önüne serdi. Günün sonunda milyonları bekleyen kocaman bir hayal kırıklığıydı. Pompalanan “Amerikan rüyası” aslında bir karabasandan başka bir şey değildi; işçiler, emekçiler, öğrenciler bunu anlamaya başladı. Nitekim son yıllarda genç kuşaklar içinde sosyalizme olan ilgi sebepsiz değil.
2018 ve 2019 boyunca ABD’de gençler toplumsal sorunlar etrafında mücadeleye katıldılar. Yine 2020’nin başında hazırladığımız bir videomuzda, ABD’de genç kuşakların değişimine dikkat çekiyorduk:
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Nedir Ekmek?
Buğday tanesinden başak olmak birlikte,
Birlikte ekilip birlikte biçilmek,
Sonra toplanıp tarladan,
Ekmek olmak…
Ekmek ki kavga, ekmek ki yaşam.
Kursağımızı dolduran ekmek değil,
Bezirgân çığırtkanlarının kuru ekmeği değil,
“Midesine ekmek giriyorsa aç değildir” diyenlerin ekmeği değil kastım
Öyle güzel ki ekmekten kastım…
Ah canım kardeşim…
Hayatın simgesidir ekmek,
İşsiz Yusuf babanın, sekiz yaşındaki Ali’nin tezgâhıdır ekmek,
Binlerce emekçinin kesilmiş doğalgaz ve elektriğidir ekmek,
Yerlerde sürüklenen, gözaltına alınan madencilerin ödenmeyen ücretleridir ekmek,
Eğitime uzaktan bakan çocuklarımızın geleceğidir ekmek,
Pazar tezgâhlarından yerlere dökülen sebzeleri toplayan emekçi kadınların yemeğidir ekmek,
Her gün kan ter içinde tezgâhlara akıttığımız alın terimizin karşılığıdır ekmek,
Kasım ayında iş cinayetlerine kurban giden 294 işçi kardeşimizin diyetidir ekmek,
Eline iş aş yazarak intihar eden namuslu işçinin pazar parasıdır ekmek…
Ne kraliçe Antoinette in kanlı haram pastasına benzer tarifimiz
Ne de “Yüce Meclis” vekilinin mideye giden kuru ekmeğine benzer
Bizim tarifimiz başkadır, yaşamın kendisidir ekmek…
Biz eker biz biçeriz,
Çiftçisi de biziz, hamalı da…
Büyütmek içindir kavgamız ekmeği, yani yaşamın kendisini
Bir ucundan da sen tutarsan bu teknenin,
Büyütürüz ekmek kavgasını da, yaşamı da.
İşte o zaman yaşam da adil olur, ölüm de…
Umudunu kaybetme yeter…
Sarıgazi’den bir işçi
Fırtına Duracak mı?
“Bir Şey Hareket Ediyor!”