Koronavirüs Dile Geldi: “Ne Ekmeğimi Yediniz Arkadaş!”
Gebze’den bir grup işçi
Hikâye bu ya, bir gün koronavirüsün tepesinin tası atar ve patronlara dava açmaya karar verir. Hâkim karşısına çıkar ve başlar anlatmaya…
“Hâkim bey, ben kendi halinde aile babası bir virüsüm. Lakin patronlar adımı kullanarak hayatı bana zindan ettiler. Ne aile huzurum kaldı, ne de eş dost arasına çıkabiliyorum. Hani dedikleri kadar kötülük yapmış olsam zoruma gitmeyecek. Fakat benim dünyadaki ekonomik krizle, çöküşle, işçilerin işten atılmasıyla ilgili hiçbir alakam yoktur. Bu kadar sorunun kaynağı tek başıma nasıl ben olabilirim?” der.
Hâkim sorar; “Eee anlat bakalım, neymiş bu sorunlar? Peki, sen değilsen kaynağı ne bu sorunların?” Koronavirüs başlar anlatmaya; “Ben, adı geçtiğinde dahi insanların dizlerini titreten, kırk yıllık dostların bile arasını açan bir virüsüm. Tamam, doğamı kabul ediyorum. Bazı canlıları hasta edebilirim. Hatta hastalıklı bünyelerden beslendiğim de doğrudur. Fakat son zamanlarda hakkımda yazılıp çizilen ‘ekonomik krize sebep oluyor’ kısmı beni çileden çıkardı. İnsanların geleceğini karartan da, krizlere sebep olan da ben değilim. Hele hele krizin kaynağı hiç değilim! Bu kadarı da fazla canım! Ekonomik kriz 2019’dan beri mi var? Ben şurada sahalara çıkalı daha kaç ay oldu? Peki, benden önce nasıldı dünyanın hali? Her şey güllük gülistanlık mıydı? Amerika’dan Avrupa’ya, Sudan’dan Cezayir’e, Şili’den Ekvador’a işçiler neden alanlardaydı? Hangi talepleri haykırıyorlardı? İşçiler meydanlarda işsizliğe, düşük ücretlere, iş kazalarına, uzayan iş saatlerine, mezarda emekliliğe karşı egemenlere isyan etmiyorlar mıydı?”
Biraz soluklandıktan sonra devam eder virüs: “Ne hikmetse patronlar beni sahneye çıkardığından beri günah keçisi yalnızca ben oldum. Hâlbuki ben her bünyeyi hasta edip de zarar vermiyorum. Fakat kapitalizm çoluk çocuk, genç yaşlı ayırt etmeden tüm işçileri açlığa, yoksulluğa mahkûm edip, onlara çileli bir yaşam reva görüyor. Ben bünyesi güçlü olanı, zinde olanı, kronik bir hastalığı olmayanı hasta etmem. Eğer hastalıklar bu kadar kolay yayılıyorsa, sağlık sisteminde büyük açıklar varsa, bu benim doğamdan değil kapitalizmin doğasından kaynaklıdır. Burjuvaların kâr hırsı yüzündendir. Vallahi de billahi de onların yanında ben masumum.”
Koronavirüs dile gelmiştir artık. Eteğindeki taşları dökmeden rahatlayamayacağını fark eder ve devam eder: “Türlü yalan ve hilelere başvurarak işçileri eve hapseden onlar. İşçileri açlığa, yoksulluğa mahkûm edip hükümetleri arkalarına alarak teşvik paketlerinden aslan payını alanlar yine onlar. Oynadıkları kirli oyunlar ortaya çıkmasın diye benim arkama saklananlar patronlardır. Oh ne güzel! Her şeyin suçlusu Covid-19 deyip kenara çekilmek, hedef şaşırtmak! Krizin, işten atmaların, hak gasplarının, yağmalanan fonların bahanesi ben olmuşum hâkim bey. Şöyle var gücümle patronlara seslenip, ‘ne ekmeğimi yediniz arkadaş!’ diye bağırmak istiyorum.”
Evet, dostlar, koronavirüs dile gelse herhalde bu sözler dökülürdü dudaklarından. Koronavirüs adı üstünde sadece bir virüs. Ama koronavirüsün ardına gizlenen patronlar sınıfı gerçekleri görmeyelim diye, bizleri korkutarak, sindirerek dilediklerini yapabileceklerini sanıyorlar. Ancak bugün yalanlarla kandırdıkları milyonlarca emekçi elbette gün gelecek gerçekleri fark edecek, asıl korkulacak şeyin bu kapitalist sömürü düzeninin ta kendisi olduğunu anlayacak. Er ya da geç!
Emekçi Kadınlar: Teşekkürler UİD-DER
Son Eklenenler
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...