Buradasınız
Kapitalizm Virüsünün Panzehiri Örgütlülüktür
Gebze’den bir öğrenci
Günümüzde patronlar sınıfı, işçi sınıfına karşı küresel düzeyde bir saldırı yürütüyor. Bu saldırıyı gerçekleştirirken de emekçilerde sisteme karşı büyüyecek öfkeyi dizginlemek ve sınıfsal olarak verilecek tepkiyi engellemek için koronavirüs salgınını kullanıyorlar. Dünyanın pek çok bölgesinde milyonlarca işçi işten atılıp açlığa itilirken, sosyal kazanımlarımız tırpanlanırken, protesto hakkımız, grevlerimiz yasaklanırken ve daha nice saldırı dalgası yoldayken; açıklanan sözde salgın tedbirlerine uymamızı istiyorlar. Yani evde kalmamız ve kimseyle temas kurmamamız isteniyor. Bu “tedbirlerin” uygulanması için de en yetkili ağızlardan çıkan sözlerle çok sıkı denetimler uygulanıyor. İnsanların bir araya gelmesini önleyen bu “tedbirleri” açıklarken, bizlerin birleşip sömürü düzenlerine karşı ses yükseltmemizden değil de sözde toplum sağlığını koruyamayacaklarından endişe duyduklarını söylüyorlar! Ne hikâye ama!
Gerçekten insan düşünmeden edemiyor. Bu vahşi düzenin egemenleri, her sene dünyada çeşitli önlenebilir hastalıklardan, iş cinayetlerinden, açlıktan, susuzluktan, yoksulluktan milyonlarca insan hayatını kaybettiğinde sağır ve acımasızlarken ne oldu da bu salgın onları bu kadar duyarlı hale getirdi? Ya da soruyu şöyle soralım: Covid-19 denen bu salgın kapitalizmin krizinin yaratacağı yıkıcı sonuçların tüm pisliklerini örtecek bir kılıf olarak, burjuvazinin işine mi geliyor da bu kadar canavarlaştırılıp, büyütüldü? Şüphesiz sınıf bilinçli işçiler açısından durum oldukça net! Burjuvazi çürümüş sömürü düzenlerini devam ettirebilmek ve sınıfsal çıkarlarını korumak için, bu salgını işçi sınıfını korkutarak krizin ağır yükünü ödetmenin bir aracı haline getirmiştir.
Bu nedenle virüsün bulaştığı bütün ülkelerde egemenler, virüsün çok tehlikeli olduğunu ve olağanüstü tedbirler alınmadığında toplumun çok büyük bir tehditle karşı karşıya kalacağını söylüyorlar. Bu yalan bombardımanını inandırıcı kılmak için ise tüm burjuva medya aygıtları tek gündem maddesi haline getirdikleri koronavirüsü, çok korkunç bir salgın gibi göstererek işçi ve emekçileri paniğe sürüklemeye ve yalnızlaştırmaya çalışıyor. Çünkü egemenler kapitalist krizin yarattığı yıkıcı sonuçlara karşı büyüyecek olan öfkeyi ancak bu şekilde kontrol altına alabileceklerini düşünüyorlar.
Fakat gerçeklerin yakıcılığı karşısında bu yalanı ilelebet sürdüremeyecekleri ve eşitsizliği saklayamayacakları açıktır. Bir taraftan “koronavirüs krizi” bahanesiyle dev tekellere milyonlarca dolar kaynak aktarılırken diğer taraftan emekçiler kitlesel bir işsizlikle karşı karşıya kalarak açlığa ve yoksulluğa itiliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün yayınladığı rapora göre bu süreçte 200 milyona yakın insanın daha işsiz kalacağı tahmin ediliyor. Birleşmiş Milletler gibi burjuva kurumların yayımladıkları rapora göre bile gerekli tedbirler alınmazsa bu kriz sürecinde küresel açlığın iki katına çıkacağı öngörülüyor.
Yaşadığımız dönemde toplumsal sorunlar büyüyerek kendini daha fazla hissettiriyor. Kitlesel bir işsizlik dalgası milyonlarca insanı açlığa ve sefalete itiyor. Her ne kadar işçi sınıfını “aynı gemideyiz” yalanına inandırmaya çalışsalar da sınıfsal ayrımlar daha da keskinleşip kendini gösteriyor. Kapitalist egemenler, yıkılmaya yüz tutmuş sömürü düzenlerini ayakta tutabilmek için haklarımıza saldırdıkları kadar psikolojik olarak da bizlere saldırırlar. Kirli oyunlarıyla gerçekleri gizlemek, bizleri zehirlemek için de büyük bir savaş yürütürler. Böyle bir savaşta her yandan saldıran kapitalizm virüsünü yenebilmemiz için panzehirimiz örgütlü olmamızdır. Sınıfsal çıkarlarımızı, birlikteliğimizi, dayanışmamızı, aklımızı, ruhumuzu korumak için UİD-DER’de örgütlenelim ve bilinçlenelim!
Yoksulluğumun Göçünde
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...