Buradasınız
Mücadele ve kardeşlik ezgileri söylüyoruz/2
31 Aralık 2020 - 20:30
Haklı bir mücadeleye girişen insanın içi umutla dolar, gözleri ışıl ışıl bakar. Tıpkı fotoğraftaki Lübnanlı kadın kardeşimiz gibi… On binlerce insanla bir ağızdan haykırmak, bu köhnemiş düzenin değişebileceğine olan inancını da arttırır insanın. Sağ eline Lübnan yazmış, sol eline ise meydanlarda aylarca haykırdıkları bir sloganı; “Devrim! Gözlerindeki umudu ve inancı görmemek mümkün mü?
Emel Mathlouthi, Tunuslu genç bir ses. “Ben özgürüm ve sözlerim özgür” dediği şarkısı, 2011’deki Arap isyanları sırasında bölgedeki tüm meydanlarda, on binlerce insan tarafından coşkuyla söylendi. Arap isyanlarının sembollerinden biri oldu. O nedenle Emel Mathlouthi “Tunus Devriminin sesi” olarak anılır. İşte o ses Filistin’in de sesidir aynı zamanda. Emel, “Naci en Palestina”, yani Filistin’de Doğdum diye haykırır. Mazlum Filistin halkının acılarına ortak eder farklı ülkelerden emekçileri… Emel’in İspanyolca ve Arapça olarak iki dilde söylediği bu şarkıya kulak verelim ve başta Filistin halkı olmak üzere tüm mazlum halkların acılarının biteceği yeni ve farklı bir dünya kurma düşlerimizi ateşleyelim.
Yediveren güller
Dağ başlarında biten
Yaban menekşeler gibi
Kıyısında açan bir çiçeksiniz
Yaşamın...
Sen ey güzel gülüşlü kız
Sen coşkun delikanlı
Yaklaşın biraz daha
Masamın ortasında duran
Vazodan
Fışkırsın kahkahanız!
Yediveren güldünüz
Belki dün
Belki bugün öldünüz
Yaklaşın biraz
Biraz daha
Yaşamın ortasında
Başlasın düğününüz.
Elif Çağlı
Bir işçi önderi ne güzel demiş: Irkçılık değirmen taşına benzer ve o değirmen taşını senin boynuna asanlar seni sonsuza kadar köle yapmış olurlar! Irkçılık zincirini boynuna takan bir emekçi, egemenler nereye çekerse oraya gider. Irkçılık ve milliyetçilik bir tuzaktır, kapitalist sömürü düzeninin ayakta kalması için egemenlerin emekçi sınıfa karşı kullandığı bir silahtır. Dünya emekçilerinin önünde iki seçenek duruyor: Irkçılık tuzağına düşmek ya da bu tuzağı parçalamak… Irkçılığa karşı çıkarken, aynı zamanda işçi sınıfının birliği ve beraberliği için mücadele etmiş oluruz. Irkçılığın büyüdüğü, işçilerin ırkçı politikalara alet olduğu bir dünyada ekmeğimiz ve haklarımız büyümez, küçülür. Unutmayalım, ırkçılık egemenlerin boynumuza asmak istediği bir değirmen taşıdır!
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Bizler Esenyurt’tan, metal sektöründe çalışan bir grup işçiyiz. Bir yıllı geride bırakıyoruz. Bir yıl boyunca Covid-19 pandemisini egemenler işçi sınıfının sırtında bir kırbaç gibi kullansalar da sınıf mücadelesi dünya çapında devam ediyor. Bu karanlık süreçler hep böyle devam etmeyecektir elbette, işçi örgütümüz UİD-DER’in Umut Ekiyoruz Yarınlara yayın akışını kutluyoruz. Her zaman olduğu gibi işçi örgütümüz yeni bir yıla girerken de bizlere umudu aşılıyor.
Bir sabahın üç kapısı var göğe
Biri umut al umudu ver çocuğa büyütsün
Büyütsün de yürütsün
Bir sabahın üç kapısı var göğe
Biri emek ellerinde ışıyan
Işıt gitsin yol boyunca büyüsün
Her bir sabahın üç kapısı var göğe
Biri korku al korkuyu yüreğinden çal yere
At korkuyu yüreğinden çal yere
Yeter ki ellerin ellerle kavuşsun
Esenyurt’tan bir grup metal işçisi