Buradasınız
Mücadele ve kardeşlik ezgileri söylüyoruz/8
1 Ocak 2021 - 00:30
İranlı şair Furuğ Ferruhzad’ın bu şiirinde “akbaba”yı KAPİTALİZM olarak düşünmemek mümkün mü?
tepemde bir akbaba
hırsla ölmemi bekliyor
ben ise düşünüyorum
nasıl bir tuzak kurayım ki
bana yaklaşsın da
onu vurayım
soluk almak için
oturmaya kalksam
işte yıkıldı diye
saldırıyor yüzüme
onu vurmak için
anlayınca fırsat beklediğimi
hızla dönüyor gökyüzüne
kuşaktan kuşağa
onca insanlar öldü
yem olarak şu ihtiyar akbabaya
deneyimlerim sesleniyor ki
bitimindeyiz zamanın
yaklaşan bir sonu var
ya senin, ya ihtiyar akbabanın
bu cadı, bu kocamış
leş yiyenin yazgısı, sana bağlı
başaramazsan eğer
sıran geldi demektir
tepemde bir akbaba
hırsla bekliyor ölmemi
vay eğer
fırsatı ben kaçırırsam…
Bazı sesler çok uzaklardan da gelse içimizde bir yerlere dokunur. Bazı ezgiler sözlerinden hiçbir şey anlamasak da tanıdık gelir. İnsana yaralarını hatırlatır merhemini gösterir. Müziğin böyle mucizevi bir gücü vardır. Dünyanın her yerinden dilediği yere ulaşır ve insanları birbiriyle buluşturur. Bu sebeple zamanın ötesindedir müzik…
İran’ın sürgün sesi Mohsen Namjoo… Nam-ı diğer İran’ın Bob Dylan’ı… Söyle ey bahar yeli, nedir bu bahçenin hali?” diye başlıyor ozan, “Nobahari” isimli parçasına… Çaldığı üç telli setarıyla sanki yüreklerimize bir şeyler işliyor. Geleneksel acem müziğini modern batı müzik tarzıyla yenileyen, geçmiş ile bugünü harmanlayan Namjoo, insanı insanlığa çağırıyor: “Şifanın kaynağı sensin, dertlilerin yüzüne bak, merhem sendedir.” Kardeşler, şarkıda da dendiği gibi bize lazım olan başka dünyadır. Başka bir dünya mümkündür, derdimizin dermanı ellerimizdedir.
Küçücük elleri, kocaman yürekleri, neşeli gülümseyişleriyle içimizi ısıtan çocuklarımız, sınıfımızın çocukları. Tüm UİD-DER ailesine ilettikleri yeni yıl mesajlarında “inanın, güzel günler göreceğiz” diyorlar. Biz bugünün işçileri olarak evlatlarımızın güzel günler görebilmesi için canla başla çalışıyoruz. Bugünü karanlığa boğmaya çalışanlara inat yarınlara umut ekiyoruz. Çocuklarımızla birlikte kararlılığımız, umudumuz, mücadelemiz büyüyor, düşlerimiz yakınlaşıyor.
Aramıza mesafeler konulsa da gelin duyuralım sesimizi aydınlık yüzlü çocuklarımıza: Bizler de sizleri çok seviyoruz! Güzel günler göreceğiz çocuklar! Ve elbette unutmayalım, sımsıkı kucaklayalım sınıfımızın evlatlarını…
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
Merhaba dostlar, hepinize yürek dolusu selamlar. Kimimiz daha öncesinden kimimiz bu sene mücadeleyle tanıştık. Bu seneyi de kapitalist sistem altında yaşamanın bir cehennem olduğunu anlayarak geçirdik. Yine hastalıklar, salgınlar patronlar sınıfını es geçerek bizim evlerimize yerleşti. Bizim için bunların sorumlusu sömürü düzenidir. Bizleri göstermelik önlemlerle birbirimizden yalıtmaya, dayanışma duygularımızı köreltmeye, yalnızlaştırmaya çalıştılar. İşte örgütlü olmak, UİD-DER’li olmak bizi bu cendereden kurtardı. Asıl suçlunun kapitalist sömürü düzeni olduğunu biliyoruz. Her şeye rağmen dünya işçi sınıfının susturulamayacağını sınıf penceremizden bakarak UİD-DER sayesinde gördük ve enseyi karartmadık.
Çivisi çıkmış bu dünyanın bütün pisliğini atacak olan da cehenneme dönmüş yeryüzünü cennete çevirecek olan da örgütlü, bilinçli işçi sınıfıdır. Çoğumuz belki bilir; yaşlı bir baba küçük çocuğuna bir dal verir ve “bunu kır” der. Çocuk kırar ve mutlu olur. Yaşlı amca bu sefer birden fazla dalı birleştirir ve kırmasını ister, çocuk kıramaz. Uğraşır fakat kıramaz. Velhasıl, birlikten kuvvet doğar, örgütlülükten kuvvet doğar. Yaşamı güzelleştirmek için onurlu, adaletli ve anlamlı bir yaşam için örgütlülük şart. Bizler de mücadele örgütümüz UİD-DER’e güveniyor ve burada mücadelemizi büyütüyoruz. Mücadele her yönüyle bizi bekliyor. Önümüzdeki yıla da mücadeleyle girelim, mücadeleyi büyütelim.
Ne susmak çare ne de bizler biçare
Birikiyor öfkeler yüreklerimizde.
Yürüyor kavgamız,
Yürüyor çoğalarak.
Yürüyor, yürüyecek
Karanlığın bağrında.
Mersin’den bir grup genç işçi