İşçi ve Emekçiler Hak Ettikleri Gibi Yaşayabiliyorlar Mı?
Anakara’dan bir eğitim işçisi
İşçi ve emekçiler işinden evine erken gelip ailesiyle biraz olsun zaman geçirmenin hayalini kurarlar. Ancak bu o kadar da kolay değildir. Gerek çalışma sürelerinin uzunluğu, gerekse işlerin verdiği yorgunluk işçinin belini bükerek onlara bu imkânı tanımaz. Geç saatlere kadar çalışıp yorgun argın eve dönen işçilerin karınlarını doyurup dinlenmeleri gereklidir ki sabaha tekrar erken kalkıp işlerine gidebilsinler!
Bu kapitalist sömürü düzeni, işçileri öyle bir çarkın içinde tutar ki işçiler daha maaşlarını bile alamadan yapacakları ödemelerin hesabına düşerler. Kira, faturalar, çocukların okul ve diğer ihtiyaçları, yol parası, mutfak… Bu liste böyle uzar da gider.
Öte yandan kendimize ve çevremizdekilere ayırdığımız zaman hep kısalır. Hangi birimiz düzenli olarak tiyatroya, sinemaya, maça gidebiliyor ya da aklınıza gelebilecek bir sosyal etkinliği yapabiliyoruz? Örneğin arkadaşlarımıza zaman ayırarak onlara bir hediye almak veya kitap okumaya zaman ayırmak biz işçiler için lüks müdür? Hayır değil! Patronlar ve sermaye düzeninin sahipleri bunları fazlasıyla yapıyorlar. Üstelik bunu bizim zamanımız ve emeğimizden çalarak yapıyorlar. Hayatın her olanağından bizi sömürerek faydalanıyorlar. Maalesef tüm bunlar işçiler arasında sıradanlaşmış; çünkü uyutuluyoruz.
“Sen işçisin, ne sineması? Tiyatro mu, işçinin ne işi olur tiyatroyla? Ay sonunu zor getiriyoruz, ne işimiz var maçta? İşçinin kitap okumaya zamanı olmaz!” gibi sözlerle birbirimizi sorguluyor, önemsizleştiriyoruz! Hayattaki en basit aktivitelerden bile soyutlanıyor, ruhen yoksullaşıyoruz.
Bu sömürü düzeniyle başa çıkmanın yolu, kadercilik ve umutsuzluğa teslim olmak yerine; bilinçli ve örgütlü kitleler halinde hareket ekmektir.
Bayburt’ta Öğrenci Olmak Zor
Son Eklenenler
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlenen işçiler, sendikalı oldukları için işten atılan işçilerin işe iadesi, sendikal hakların tanınması ve işçi...
- “En zorlu sürecin önemli bir kısmı geride kaldı. Cumhurbaşkanımız da söyledi. 2025, 2024’ten daha iyi olacak. 2026 da 2025’ten çok daha iyi olacak.” Bu sözler 1,5 yıldır ekonomiyi düze çıkarma bahanesiyle emekçilerin ümüğünü sıkan Maliye Bakanı...
- Filistin Eylem Komitesi’nin çağrısı üzerine sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler “Siyonist saldırganlığa ve Gazze’yi ateşe veren petrol akışına son!” şiarıyla 15 Ekimde, Taksim’de bir araya geldiler. Taksim Tünel Meydanından...
- Sendikalarının aldığı grev kararına ve atılan arkadaşlarının geri alınması talebine coşkuyla sahip çıkan As Plastik işçileri grevlerine devam ediyorlar. Biz de bir grup UİD-DER’li işçi olarak As Plastik işçilerinin grevini ziyarete gittik.
- Zaten zor şartlarda, iş güvencesinden yoksun ve düşük ücretlere çalışan biz işçiler her fırsatta patronların ve iktidarın hedefi haline geliyoruz. İstanbul Ticaret Odası Başkanının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a sunduğu talepler...
- İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın ve katliamın birinci yılı geride kalırken dünya meydanları emekçilerin “emperyalist savaşa hayır” sloganıyla yankılanmaya devam ediyor. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü savaşın alevleri yeni bölgelere...
- Sendikalaştıkları için işten atılan ve buna karşı 89 gündür direnen Polonez işçileri, İstanbul’un çeşitli merkezlerinde gerçekleştirdikleri basın açıklamalarıyla Polonez ürünlerine boykot çağrısı yaptı. İstanbul’da Marmara Park AVM, Kadıköy İskele...
- Bir kadın olarak grevde olmaktan, hakkımı beraber çalıştığım işçi arkadaşlarımla birlikte aramaktan gurur duyuyorum. Grev çadırında beklerken, çadırımızın önünden sanayide bulunan farklı fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlar geçiyor. Kimisi bizlere...
- Geçtiğimiz haftalarda Kocaeli’nde düzenlenen “İnsan Hakları Eğitim Kampı”nda gençlerle bir araya gelen Bilal Erdoğan’ın konuşması dikkat çekiciydi doğrusu. Geçen yıl 2023 genel seçimlerinden hemen önce sanki bir lütufmuş gibi yasalaştırılan EYT...
- Egemenler ve onların siyasetçileri suçu ve suçluyu tanımlarken de, adaletten bahsederken de “hukuk devleti” diye bir kavram kullanıyorlar. “Bu ülkede hukuk var” lafını dillerinden düşürmüyorlar. Onların iddiasına göre hukuk büyük sermaye sahibi...
- İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım bir yılı geride bıraktı. İsrail devleti milyonlarca insanın tepesine bombalar yağdırıyor. Geçtiğimiz bir yılda yarısı kadın ve çocuk olmak üzere 40 binden fazla insan katledildi. Bugün ise İsrail’in saldırıları...
- 28 Ağustostan 11 Eylüle kadar her gün grev çadırına gittim. Annemin fabrika önünde direniş yapması beni çok gururlandırıyor. Annem 47 yaşında, ben ise 11 yaşındayım. Grev alanından çok şey öğreniyoruz, bu durum hem beni mutlu ediyor hem de annemi....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, NotaBene yayınlarından çıkan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı vesilesiyle 22 Eylülde UİD-DER’in konuğu oldu, kitap üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirildi. Ortadoğu ve...