Taşeronluk Bitiriliyor mu?
Kamuda çalışan taşeron işçilere defalarca kadro vaadinde bulunan AKP hükümeti, her seçim sonrasında bu vaadini erteliyor ve umutları bir başka bahara bırakıyordu. Tam da AKP’nin oy oranlarının düştüğü bir dönemde hükümet, taşerona kadro sözünü hatırladı! Ancak açıklanan taslak işçilerin beklentilerini karşılamıyor. Taşeronluk sistemi ise yerli yerinde duruyor!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nun taşeron işçilerin kadroya geçirileceğiyle ilgili açıklamaları, işçilerde büyük bir beklenti oluşturmuş durumda. AKP iktidarı döneminde taşeron işçi sayısının kat kat arttığı biliniyor. Her seçim döneminde taşeron çalışmanın kaldırılacağı vaadiyle işçilerden oy toplayan AKP, bu sözünü unuttu ve yaptığı her düzenlemede taşeron işçi sayısının daha da artmasına neden oldu. Asıl işlerin de taşeron firmalar tarafından yapılabilmesi ve kiralık işçi büroları düzenlemelerinin hayata geçirilmesiyle taşeron çalışma biçimi adeta temel çalışma biçimi haline getirildi. AKP iktidara geldiğinde taşeron işçi sayısı yaklaşık 400 bin iken bu sayı günümüzde 900 bini kamuda olmak üzere 3 milyonu çoktan geçmiş durumda.
Taşeron çalışma biçiminin işçi sınıfı için ağır sonuçları oldu, olmaya da devam ediyor. Ücretler düştü, iş saatleri uzadı, iş kazaları ve iş cinayetleri arttı, iş güvencesi zayıfladı, sendikalılık oranları düştü… Yani taşeron işçiler ve sendikalar bu sorunun çözülmesini beklerken sorun daha da vahim hale geldi. Tüm bunların neticesinde işçilerin tepkisi büyüdü.
Taşeron işçiler, AKP hükümeti için oy deposu, sermaye sınıfı için ise ucuz işgücü olmaktan başka bir şey ifade etmiyor. Ancak taşeron işçilerin oyunu alabilmesi için hükümetin sorunu çözmek üzere somut adımlar attığı izlenimi yaratması, özellikle bu dönemde şart oldu.
İstihdamın yoğun olduğu inşaat sektöründe çalışan işçilerin büyük bir çoğunluğunun taşeron şirketlere bağlı olduğu biliniyor. Kamu dışındaki özel sektörde çeşitli işkollarında taşeron firmalarda milyonlarca işçi çalışıyor. Söz konusu kadro düzenlemesinin sadece kamuda istihdam edilen taşeron işçileri kapsayacağı ifade ediliyor. Bu da özel sektörde taşeron çalışma biçiminin devam edeceğini, milyonlarca işçinin taşeronluk sistemine mahkûm kalacağını gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı üzerine bu konuda çalışma yürüttüklerini ifade eden Çalışma Bakanı Sarıeroğlu’nun açıklamalarında yer alan detaylar şöyle:
- Kamudaki 450 bin taşeron işçi çalıştıkları yerlerde; diğer taraftan belediyeler ve il özel idarelerinde çalışan 400 bin işçi bu kurumlara bağlı iktisadi teşekküllerde istihdam edilecek.
- Düzenleme 3 ay içerisinde hayata geçecek.
- Merkezi yönetim kapsamında genel bütçe ile düzenlenen kamu kuruluşlarında çalışanlar, denetleyici kurumlar, özel bütçeli meclis gibi kuruluşlar, İş-Kur, SGK gibi kurumlarda çalışan 450 bin işçi 657 sayılı Devlet Memuru Kanunu’ndaki 4/D statüsünde sürekli işçi olarak kadroya alınacak.
- 4/C kapsamındaki yaklaşık 23 bin işçi 4/B statüsüne geçirilecek.
- Sağlık Bakanlığı’na bağlı şehir hastanelerinde çalıştırılan taşeron işçiler, bakanlık kadrosuna sürekli işçi olarak alınacak. Kapatılan devlet hastanelerinden şehir hastanelerine geçirilen taşeron işçiler de bu düzenlemeden yararlanacak. Bu durumdaki yaklaşık 30 bin sağlık işçisi düzenlemenin kapsamına alınacak.
- Mahalli idarelerde çalışan taşeron işçiler, çalıştıkları idareye başvuracak. Valilik başvuruları inceleyecek ve nihai listeyi ilan edecek. Bu listelerde yer alanlar sınavda da başarı sağlarsa kadroya alınacak.
- Sürekli işçi kadrosuna alınacak işçilerin tayin hakkı olmayacak.
- Geçişlerde öğrenim şartı ve yaş sınırı şartı aranmayacak.
- Sendikalı taşeron işçilerinin üyelikleri devam edecek.
- Yılın 5 ay 29 günü çalışan 23 bin mevsimlik işçinin çalışma süresi 9 ay 29 güne kadar çıkarılacak.
- Çalışanların kazanılmış haklarına dokunulmayacak. Yıllık izin ve kıdem tazminatları en son bağlı oldukları şirketlerdeki kıdemlerine göre hesaplanacak.
- Kadroya geçecek işçiler, mevcut ücretlerini almaya devam edecek.
- Sürekli işçi kadrosuna alınacak 450 bin işçiye 52 günlük ilave tediye (ek ödenek) verilecek.
- Askerlik, sağlık sorunları veya doğum gibi nedenlerle iş sözleşmesi askıda olanlar da düzenlemeden yararlanacak.
- İş sözleşmesi feshedilmiş ama hakkında işe iade kararı verilmiş taşeron işçiler de kadroya alınacak.
- Kadroya alınmadan önce işçiler yaptıkları işin niteliğine göre sınava alınacak ve güvenlik soruşturmasından geçirilecek. Kamuya alımlarda sınav yapıldığı için, “eşitlik ilkesi” gereğince işçiler sınava tabi tutulacak.
- Emekliliğine 1 yıl kalmış olan işçiler de kadroya alınacak. Emekliliğe hak kazanmış, emekli maaşı alan çalışanlar kadroya alınmayacak, başvuruları geçersiz sayılacak.
- Taşeron firmalarının kamu kurumlarıyla yaptıkları sözleşmeler feshedilecek. Bu firmalara tazminat ödenecek. Tazminat tutarı sözleşme bedelinin yüzde 80’i ile yapılan işin tutarı arasındaki bedel farkının yüzde 5’i olacak.
Bizzat Bakan’ın açıkladığı bu maddeler düzenlemenin özünde bir kandırmaca olduğunu, işçilerin taleplerini karşılamadığını ortaya koymaktadır. İşçilerde yaratılan beklentilerin aksine “taşeron” sorunu çözülmemektedir. Bu maddelerde adı geçen ve kadroya geçiş için şart olarak koşulan sınavın yapılma nedeni olan “eşitlik ilkesi”nin, ücretlerde söz konusu olmayacağı görülüyor. Oysa taşeron işçilerin kadrolu olma isteğinin başında ücretlerin yükseleceği beklentisi vardı, var. İşçiler kadrolu olmak ve böylece ücretlerini yükseltmek, çalışma koşullarını iyileştirmek istiyorlar.
Görüldüğü gibi bu düzenleme 1 milyona yakın taşeron işçiyi etkileyecek. Sınav, sözlü sınav, valilik başvurusu, güvenlik soruşturması gibi aşamaları geçebilen işçilerin kadroya alınacağı ifade ediliyor. Bu aşamalarda işçilere zorluk çıkarılmayacağı ifade edilse de, çok sayıda işçi bu engellere takılacaktır.
Taşeron çalışma biçimi, sermayenin ucuz işgücü ihtiyacını karşılamak üzere uygulamaya konulan ve yıllar geçtikçe milyonlarca işçiyi kapsayan bir sistem haline geldi. Taşeronluk düzenini ortadan kaldırmak, ağır çalışma koşullarını ve esnek çalışma biçimlerine son vermek, ücretleri yükseltmek ve güvenceli çalışmak işçilerin vereceği mücadeleye bağlıdır.
Gölge
Leyla ve Okuma Hayalleri
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...