Buradasınız
Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
Pendik’ten bir işçi

Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar. Mersen, MKB Rondo, Tarkett, Queen Flowers, Reckitt bunlardan bazıları. Bu yabancı menşeli şirketler, kendi ülkelerinde işçi haklarına duyarlı görünürken, Türkiye gibi ülkelerde hak tanımı yor, sendikalaşan işçiyi işten atıyorlar. Böyle olunca da bu fabrikalarda çalışan arkadaşlarımız, “kendi ülkelerin deki fabrikalarda sendika var, işçi ücretleri yüksek; bize gelince niye böyle yapıyorlar?” diye soruyorlar.
İster yerli isterse yabancı olsun, patronların amacı aynıdır; daha fazla kâr elde etmek. Patron, işçinin emek gücünü satın alır; ürettiği ürünü pazarda satar. İşçinin ekmeğinden, zamanından, sağlığından çalarak büyür. Sermayedarlar işte bu amaçla üretimi, işgücünün daha ucuz olduğu ülkelere kaydırırlar. Bu bir sermaye davranışıdır ve sermayenin yerli ya da yabancı olması bu durumu değiştirmez.
Patronlar, yatırım yaptıkları ülkedeki işçilerin ne kadar örgütlü olduğuna, iktidarın işçi hakları konusundaki tutumuna da bakarlar ve ona göre hareket ederler. Bu gün Türkiye’de işçi sınıfının sendikal örgütlülüğü zayıf ve işçiler patronlar karşısında yeterince güçlü değil. Siyasi iktidar ise sermayenin çıkarlarını gözeterek işçilerin haklarına saldırıyor. Ücretleri düşük tutuyor, grevleri yasaklı yor, sendikalaştıkları için işçileri işten atan patronları değil hakkını arayan işçileri cezalandırıyor. Her gün en az 5 işçi iş cinayetlerinde öldüğü halde işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uyulması için patronlara hiçbir yaptırım uygulamıyor. Patronlar da iktidarın işçi düşmanı tutumuna güvenerek işçilere daha fazla saldırıyor.
Avrupa’da ise işçilerin Türkiye’ye göre daha eski ve güçlü bir mücadele geleneği var. İşçiler 1800’lerden itibaren çok zorlu mücadeleler vererek kazanımlar elde etti ve bunları yasalara geçirdi. Yani Avrupa’da işçilerin sahip olduğu haklar, patronların ya da hükümetlerin iyi niyetiyle verilmedi. Örgütlü işçiden gelecek karşı duruşu bildikleri için patronlar ve hükümetler işçilerin haklarına kolaylıkla saldıramıyorlar.
Demek ki menşei ne olursa olsun, patronlara geri adım attıracak olan işçilerin örgütlü mücadelesidir. Ücretlerimizin arttırılmasını, sendikalı olma hakkımızın tanınmasını istiyorsak kendi gücümüze güvenerek birliğimizi örmeli ve mücadelemizi büyütmeliyiz. Çünkü ancak birleşen ellerin gücü, mücadelenin önündeki engelleri yıkarak sömürü çarklarını durdurabilir.
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
Son Eklenenler
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sonra ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.
- 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci iktidar, TÜHİS, Türk-İş ve Hak-İş’in işçilerin taleplerini görmezden gelerek attığı imzayla sonuçlandı.
- İşçi Dayanışması’nın 206. sayısında “Kurt Ağladı, Biz de İnandık” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Yazıda patronun kendini işçilere mağdur gibi gösterip işçileri nasıl kandırdığından bahsediliyordu.
- Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi?
- Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta.
- Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüştükten sonra yapılan son teklife dair, “teklif yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. 11’i aştık, 16,57’yi bulmadık” açıklamasını yaptı.
- Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Antep, Urfa, Mardin, Batman, Van, Malatya, Adıyaman ve Maraş’ta çalışan tekstil işçileriyle görüşerek, basında çıkan haberleri tarayarak ve resmi verilerden yararlanarak tekstil...
- Van Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetiminin, Genel-İş Sendikasında örgütlü 7’si engelli 223 işçiyi işten atması, 30 Temmuzda kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Beşiktaş Belediyesi işçileri aylardır ücretleri düzensiz ve eksik ödendiği, toplu...
- Patron örgütü MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir geçtiğimiz günlerde 12 yıllık kesintisiz eğitimin yanlış bir uygulama olduğunu ve gençlerin işgücüne daha erken katılması gerektiğini söyledi.
- Ev sahibi kiraya ne kadar zam yapacak, gıda fiyatlarına yine zam gelecek mi, çocuğumun eğitim masraflarını karşılayabilecek miyim, elektrik, doğalgaz, su, telefon-internet faturalarını ödeyebilecek miyim, ocağımda tencere kaynayacak mı, asgari...