Buradasınız
Fırtına Duracak mı?
1 Ocak 2021 - 16:10
Her Zaman Sevdim
Varsın bulsun sizi diye
Uçurdum merhabamı güvercinlere
Ben sizleri dostlarım her zaman sevdim
Yanınızda olmasam da
Katılmasam da sazlı sözlü günlerinize
Katmasam da kahkahamı kahkahanıza
Hep sizlerle birlikte başladı sabahlarım
Ben sizleri dostlarım
Her zaman sevdim
Hasan Hüseyin Korkmazgil
2020’yi geride bıraktık ama yeni yılın insanlık için bir öncekinden daha iyi ya da daha kötü geçeceğini belirleyecek olan şey zamanın kendisi değildir. Zaman, doğada ve toplumsal yaşamdaki değişim ve dönüşümün sürelerini ölçer yalnızca. Ancak belirli bir şeyin olgunlaşması için de zamanın geçmesi, tabiri caizse ham meyvenin olgunlaşması gereklidir. Nitekim işaret ettiğimiz gibi, son 20 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinde emekçiler isyan ediyorlar. Üstelik isyan bir ülkeden diğerine sıçrarken, mesela isyanın başladığı ülkede emekçi hareketlenmesi geçici bir süre geri çekilse de, çok geçmeden tekrar sahne almaktadır. Bunun nedeni, kapitalist sömürü düzeninde biriken çok yönlü, çok katmanlı sorunların çözümsüz kalmasıdır. Dünya, 2020’ye isyanlarla girmişti, sömürücü egemenlerin kullanışlı bir araca dönüştürdükleri koronavirüs salgını da istenen sonucu vermedi. Dolayısıyla geçmiş yıllar boyunca toplumsal alanda esen fırtınanın tüm koşulları yerinde duruyor. Üstelik 2020’ye tarihinde benzeri olmadık bir krizle giren kapitalizm, daha güçlü fırtınalar için koşulları olgunlaştırmaktadır.
UİD-DER’li İşçilerden Yeni Yıl Mesajları
2020 yılı milyarlarca yoksul emekçi için kapitalizmin yarattığı bir tufan yılı oldu adeta! Seller, kasırgalar, fırtınalar, yangınlar, göçükler, depremler… Ve Covid-19 salgını… Derin bir tarihsel kriz depremiyle sarsılan kapitalist düzenin egemenleri, krizin faturasını işçi sınıfına kesmeye çalışırlarken, salgını tüm kötülüklerin anası ilan ettiler. İşsizliğe, yoksulluğa, sefalete, kısacası kapitalizmin yarattığı tüm haksızlıklara, adaletsizliklere karşı yüreği isyan duygusuyla dolu milyonlara dünya meydanlarını kapatıp, biriken öfkeyi kontrol altına almaya çalıştılar. Ancak çok geçmeden meydanlar yeniden öfkeli emekçilerle doldu. Bir an bile olsun işçi sınıfının mücadelesini güçlendirme çabasından vazgeçmeyen UİD-DER’li işçiler olarak egemenlerin yarattığı korkuya teslim olmadık, geleceğe hazırlanmaya devam ettik, ediyoruz. Çünkü bizler dün Paris Komününde, 1917 Ekim Devriminde Rusya’da işçi sınıfının kurtuluşu için mücadele eden yiğit işçilerden sömürüsüz, sınıfsız bir dünya yaratma mücadelesinin bayrağını devraldık. Bugün bu bayrağı geleceğe taşımak boynumuzun borcudur… Tüm zorbalıklara, tüm zalimliklere rağmen tarihin akışını nasıl durdurabilirler ki… Binlerce yıllardır sömürüsüz bir dünya için süzülüp gelen umut ışığını nasıl zifiri karanlığa boğabilirler ki… Nasıl soldurabilirler ki yüreği yaşam sevinciyle yüklü, güzel günlerin geleceğine bir an bile şüphe duymayanların umutlarını… Selam olsun, yarınlara umut ekenlere, yol gösterenlere!
Tuzla’dan bir grup işçi