Pişkinlerden İnciler
İstanbul’dan bir matbaa işçisi
Boşuna dememişler, “dervişin fikri neyse zikri de odur” diye. Siyasi iktidar temsilcileri öyle açıklamalar yapıyorlar ki içlerindeki kibir, utanmazlık, emekçi düşmanlığı kabak gibi ortaya çıkıyor. O kadar körleşmiş durumdalar ki aptal yerine koydukları halkın öfkesini bilediklerinin farkında dahi değiller. Kendisi de patron olan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ekonominin kötüye gidişinden endişe eden emekçilere şöyle demişti mesela: “Sen maaş alıyorsun, en fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin; ama ben bu iş düzelmezse eğer 1000 çalışanımla beraber bütün varlığımı kaybederim.” Gözleri ışıldayan Nebati, geçtiğimiz günlerde de bu ülkede iş adamı, iş kadını olmanın “çok tatlı, çok güzel” bir şey olduğunu söylüyordu. Onlar işçileri sömürüp tatlı tatlı yaşarken, hayatın getirdiği tüm ağır sorunlar emekçilerin üzerine çöküyor.
Bir başka konuşmasında milletin Türk lirasının gücünü anladığını ve liraya güven duymaya başladığını iddia eden Nebati, öteki konuşmasında “Zaten Türk Lirası şu an en zayıf durumunda. Gideceği bir yer yok bir kere. Vatandaş rahat olsun” diyerek liranın dibi bulduğunu itiraf ediyordu. Şaka değil, gerçek! Türk lirasının dibi görmesiyle alım gücü iyice düşen emekçilerin uzun ekmek kuyrukları oluşturduğu bir ülkede, Hazine ve Maliye Bakanı açıkça “dibi bulduk, rahat olun” diyor! Uzun ekmek kuyruklarından rahatsız olmayan ama uzun et kuyruklarından pek rahatsız olan Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun’un et fiyatlarına yapılan yüzde 48’lik zammı savunurken yaptığı açıklama ise ibretlik: “Bizim fiyatlar çok düşüktü, piyasanın yüzde 66 daha altında bir fiyatımız vardı. Bu nedenle çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatı arttırdık.”
Geçtiğimiz günlerde açılan, araç geçiş garantili Çanakkale Köprüsü, hem kamu kaynakları sermayeye peşkeş çekildiği için hem de geçiş ücretinin çok yüksek olması nedeniyle eleştiriliyor. Geçmediğimiz köprünün parasını neden ödüyoruz sorusuna AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, sırf cevap vermiş olmak için bakın ne diyor: “Her yatırımın parasını veriyoruz. Ne demek ‘geçmeden’. Geçmeden verilmesi ekstra bir imkândır vatandaş için.” Turan haklı tabi… Ödediğimiz vergilerin sermayeye aktarılması ayrıcalığı herkese nasip olmaz ne de olsa! Buna itiraz eden, “ben hizmet almak için vergi ödüyorum, buna rağmen neden yapılan hizmet için ayrıca bu kadar ödeme yapıyorum?” diye sorma gafletinde bulunanlara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bir cevabı var: “İnsanlar hem hizmet almak istiyor hem de ‘köprüler, tüneller bedava olsun’ diyor. Böyle bir şey olmaz.” Tam bir kapitalist zihniyet! Vergi veren ve kamu hizmeti isteyen emekçilere, “vergini vermen yetmez” denerek kamu hizmeti olması gereken şeyler ayrıca meta gibi satılıyor.
Rejimin sözcülerinin incilerine insan inanmak istemiyor, nasıl bu kadar pişkin ve pervasız olabilirler diye düşünüyor. Ama belli ki insanları aptal sanıyor ve durumu açıklayacak laf bulamadıklarında beyinlerinin dibini gösteren açıklamalar yapıyorlar. Artık rejimin alametifarikası haline gelen böylesi konuşmalar “delidir ne yapsa yeridir” denilerek sineye çekilebilir mi? Büyük bir pervasızlık ve rahatlıkla bizi aptal yerine koymalarını normal kabul edebilir miyiz? Böyle bir muameleyi hak ediyor muyuz?
Savaş ve Ekmek
Son Eklenenler
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...