Buradasınız
Bize Yaraşan Evlatlarımızın Geleceği İçin Meydanları Doldurmaktır
Kocaeli/Gebze’den bir grup emekçi kadın

Başımızı bir gece yastığa rahat koymak, evlatlarımızın geleceği için kaygı duymamak ne güzel olurdu değil mi? Akşamları ailecek çaylarımızı yudumlarken, geçim sıkıntısını konuşmamak, faturaları denkleştirme telaşına düşmemek… Evlerimizden sıkıntılarımızın, sorunlarımızın değil de kahkaha seslerimizin taşması ne güzel olurdu. Ama olmuyor! Çünkü emeğimiz hor görülüyor, aldığımız ücretler bir elimizden diğerine geçmeden uçup gidiyor. Yatlarında, katlarında bolluk içinde sefa sürenler, altın varaklı çeşmelerinin önünde bize yetinmemiz gerektiğini kolayına söyleyiveriyorlar. Ama alnındaki teri çoktan kuruyan emekçilerimiz hakkını alamıyor. Nasıl kızmayalım, nasıl öfkelenmeyelim bu adaletsizliğe? Yok sayılmaya, yoksulluğa nasıl karşı durmayalım?
Çok şükür ki biz artık tek tek öfkelenmeyi, kızmayı, tepki göstermeyi bıraktık. Birlikte değişen ve dönüşen emekçi kadınlar olarak öfkeleniyoruz haksızlıklara. Tepkimizi de birlikte gösteriyoruz, çözümü de birlikte arıyoruz artık. Başarmanın ilk adımının birleşmekten ve emek vermekten geçtiğini biliyoruz çünkü. Sabahın ilk ışıklarına kadar fabrikaların önünde süren direnişler, grevler, çoğalan mücadeleler bize umut ve güç veriyor. İşte bu moralle hazırlanıyoruz işçi sınıfımızın bayramı 1 Mayıs’a. Her ev, her fabrika, her cadde, her mahalle 1 Mayıs coşkusuyla dolsun istiyoruz. Mahallelerden omuz omuza, kol kola, tek yürek olarak çıkan işçilerin 1 Mayıs meydanlarını doldurmasını istiyoruz. Hep bir ağızdan söylenen bir türkü gibi, güçlü ve uyum içinde haykıralım istiyoruz.
Dayanışmanın, örgütlenmenin, birlik ve beraberliğin güzelliğini tatmış kadınlar olarak, yüreğimizden döktüğümüz bu satırlarla selamlıyoruz hepinizi! Gün, işçi sınıfımızın geçmişine yaraşır bir şekilde meydanlara dökülme günüdür. Korkmadan, yılmadan, usanmadan ayağa kalkma ve sömürücülerin karşısına dikilme günüdür. Bizi yoksullaştıranlardan, çocuklarımızın geleceğini çalanlardan hesap sorma günüdür. Biz inandığımız bu değerleri savunmak için katılacağız 1 Mayıs’a. Haksızlıklara, adaletsizliklere karşı çıkmak için katılacağız. Çok olanın bizim taraf olduğunu, birleştiğimizde ne kadar güçlü olduğumuzu görmek ve daha da güçlenmek için katılacağız. 1 Mayıs’ı tıpkı adı gibi, hepimizin birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak görüyor, hepinizin 1 Mayıs’ını kutluyoruz!
Pişkinlerden İnciler
- Okyanusun Ötesinden 1 Mayıs
- Aynı Duygularda Ortaklaştığımız UİD-DER’li Emekçi Kadınlara Selam!
- Benim Yerim UİD-DER
- Toronto 1 Mayıs’ında Yüreğimiz UİD-DER’le Birlikteydi
- Güçlüyüz, Çünkü Birlikteyiz
- Bütün Dillerde Yankılanan Slogan
- UİD-DER Yüreklere Umut Ekiyor!
- O Gün Esen Rüzgâr Bile Farklıydı
- 1 Mayıs 2022: Hayatımın En Güzel Günlerinden Biri!
- Ne Kadar Özlemişim Kol Kola Halaya Durmayı, Ağız Dolusu Slogan Atmayı
- Yüreği Özgürlük İçin Çarpan Tüm Sınıf Kardeşlerimize Bin Selam
- Biz Beraberken Güçlüyüz!
- Yine Umudumuz Tazelendi Hep Birlikte!
- Biz de Oradaydık!
- En Güzel 1 Mayıs’ımdı
- Çoluk Çocuk Genç Yaşlı, İşte 1 Mayıs!
- Gökyüzü İlk Kez Bizimdi Bugün
- Dublin’de 1 Mayıs
- Mersin’den Maltepe’ye 1 Mayıs Coşkusunu Yaşadık
- Kocaeli’den Emekçi Kadınlar: 1 Mayıs’ta Kalabalığın Değil Birliğin İçindeydik
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...