SGBP’den İş Durdurma Eylemi
Mecliste görüşülen Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Tasarısına karşı, Sendikal Güç Birliği Platformu’nun eylemleri sürüyor. 16 Ekimde TÜMTİS, Deri-İş, Hava-İş, Belediye-İş, Kristal-İş, Petrol-İş, Tek Gıda-İş, Tez Koop-İş sendikalarının örgütlü olduğu birçok fabrikada, Meclis’te görüşülen yasaya karşı 1 saatlik iş durdurma eylemi yapıldı.
Aynı gün İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 6 ilde eş zamanlı oturma eylemi yapıldı. SGBP bileşeni sendikalar ve üyeleri, İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde toplanarak Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiler. Eyleme, direnişlerini sürdüren Hava-İş üyesi THY işçileri, TÜMTİS üyesi DHL işçileri ve Enerji-Sen üyesi BEDAŞ işçileri de katıldı. Eyleme Halkların Demokratik Kongresi de (HDK) destek verdi. Kitle, yürüyüş esnasında sloganlarla hükümeti protesto etti: “Birleşen İşçiler Asla Yenilmez”, “Yaşasın İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği”, “İşçi Düşmanı Hükümet İstifa”, “Hükümet Yasanı Al Başına Çal”, “Yasakçı Yasa İstemiyoruz”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız!”
Taksim Meydanı’na gelindiğinde oturma eylemine geçildi. Basın açıklamasını yapmak üzere sözü SGBP Dönem Sözcüsü TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk aldı. Öztürk, işçileri ve basını selamladıktan sonra şöyle konuştu: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışma yaşamını ve sendikal hayatı ciddi biçimde değiştirecek bir yasa tasarısını görüşüyor. Aylardır toplu sözleşme hakkımızı, bu yasayı bahane ederek gasp eden, yetki işlemlerini dondurup işçileri sözleşmesiz bırakan iktidar, şimdi büyük bir hızla, işveren örgütlerinin dikte ettiği maddeleri Meclis’ten geçirmek için yoğun mesai yapıyor. Bu yasa ile bütün sendikal güvenceler elimizden alınıyor, barajlarla sendikalar bitiriliyor, grev yasakları devam ettiriliyor. Bu yasa açıkça bir sendikasızlaştırma yasasıdır. Bu nedenle kabul etmemiz mümkün değildir. ‘İleri demokrasinin’ gazıyla, copuyla, susturulmak istensek de, demokratik haklarımızı kullanmamız, bu sendikasızlaştırma yasasına karşı mücadelemiz engellenemez. Unutulmamalıdır ki kapalı kapılar ardında işçilerin iradesini hiçe sayarak kişisel pazarlıklarla protokol imzalayan, gazete ilanlarıyla suç ortaklığını gizlemeye çalışan Türk-İş ve Hak-İş yöneticileri de bu işçi düşmanı yasanın işbirlikçileridir.”
Öztürk’ün konuşmasının ardından oturma eylemi devam etti. Alkışlar ve ıslıklarla işçilerin örgütlülüğüne saldıran hükümet protesto edildi. Yaklaşık 4 saat süren oturma eyleminin ardından Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin bir konuşma yaptı. Ayçin, “Türk-İş’in hükümetle yapmış olduğu protokolü şiddetle ve öfkeyle reddediyoruz. İşçi sınıfı bu ihaneti reddediyor. Buradan hükümete sesleniyoruz: Siz Türkiye işçi sınıfının sesini Türk-İş’ten ibaret sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bizler bu yasa geri çekilinceye kadar mücadele edeceğiz!” dedi. İşçiler; “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” sloganlarıyla eylemi bitirdiler.
Son Eklenenler
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...