Sömürü Düzeniyle İddiaya Girmek!
Kıraç’tan bir deri işçisi
Her fabrikada futbol konuşuluyordur. Benim çalıştığım fabrikada da işçiler futbol maçlarını konuşuyor ve tartışıyorlar. “Fernandes sakat olmasaydı biz aslında sizi yenerdik.” “Bizim başkan sizinkinden daha zengindir.” “Bizim kulübün borcu sizin borcunuzdan daha azdır.” İşte fabrika köşelerinde veya servislerde, işçiler bu şekilde yoğun bir tartışma içerisine giriyorlar. Aklıma gelmişken, şu sıralar şöyle bir tartışma da var: “Sizin başkan şikeden yakalandı, bak bizimkisi sütten çıkmış ak kaşık.” Bu tartışmaları yürüten işçiler arasında iş çıkışı İddaa bayiine gidip kupon dolduranlar da azımsanmayacak sayıda. Bazen fabrikada kalem, defter alıp saatlerce bu işe kafa yoran işçileri görüyorum. Hangi takım, hangi maçı kazanır? Alt mı biter, üst mü? İlk yarı kaç gol olur? Maçın sonucu handikap mı olur? Hatta bu konuda daha da ileri giden işçiler, hangi futbolcu, ne zaman, ne yaptı, bunların hepsini biliyor. Tabii buna rağmen doldurulan kuponlar hiç tutmuyor veya 3 lira 5 lira kazandırıyor. Peki, biz işçiler neden bu konuya o kadar kafa yoruyoruz ve zaman ayırıyoruz? Futbol sektörünün o büyük patronları, milyon liraları kasalarına doldururken bizler neden onların fanatikleri oluyoruz?
Çalıştığım fabrikada koşullar çok kötü. Bütün bir hafta boyunca 12 saat çalışıyoruz. Ve aldığımız ücretler de çok düşük. Koşulların ağırlığından çok sayıda iş kazası oluyor. Her geçen gün daha kötüye gidiyoruz. Aldığımız ücretler o kadar düşük ki, mesela bizim fabrikada zorunlu mesai diye bir şey yok. Aslında fazla mesai çok, ama “zorunlu” değil. Bizim fabrikada tam tersine işçiler, mesaiye gelmek için şeflere ve müdürlere baskı yapıyor. Evet, örgütsüzlüğümüzden dolayı böyle acınası bir durumun içine düşmüşüz. Tabii fabrikada sadece futbol konuşulmuyor. Bu sorunlarımız da sık sık konuşuluyor. Fakat konuşmalar sonunda iş “birlik olmalıyız” meselesine gelince hemen şu klasik tepki geliyor: “Bu fabrikada birlik olmaz! Belki her yerde olur ama bu fabrikada olmaz” diyoruz. Hemen peşinden fabrikada güvenilecek kimse olmadığından bahsedilir. Yahu birlik olmak için ne çaba harcadık da olmadı? Örgütlenmek için ne yaptık da karşılığını alamadık? Futbola veya İddaa oynamaya harcadığımız enerjiyi ve zamanı biraz da kendimiz için harcayalım. Futbol patronlarının şike yapmadığına inanmak yerine, birbirimize inanıp güvenelim. O kuponlara umut bağlayacağımıza, örgütlü mücadeleye umut bağlayalım, çünkü tek kurtuluşumuz budur.
8 Mart ve Bizim Kadınlarımız!
Amylum Nişasta İşçileri Greve Çıktı
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...