Buradasınız
Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi

İşçi sınıfının dayanışması ve mücadelesi sınır tanımaz
Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik katliamını sürdüren İsrail devleti, şimdi de İran’a saldırarak savaşı yeni cephelerle büyütüyor. Batılı egemenlerin desteğiyle yürütülen bu savaş şimdiye kadar on binlerce masum insanın canını aldı, milyonlarca insanın yaşamını sarstı. Tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan bu kahredici olaylara, bu katliamlara karşı kapitalist devletler sözde kınama açıklamaları yaptılar. Timsah gözyaşları döktüler. Ama İsrail’le her türlü ekonomik ve politik ilişkiyi sürdürmeye devam ettiler, ediyorlar. Madalyonun bir yüzünde bu gerçek varken diğer yüzünde ise neredeyse iki yıldır aralıksız Filistin halkıyla dayanışma eylemleri düzenleyen, emperyalist savaşa tepkilerini dile getiren, hem İsrail’i hem kendi devletlerini protesto eden emekçiler var. Dili, dini, kültürü farklı olsa da tüm dünyadan işçiler, sınıf kardeşlerine sahip çıkıyor, grevler, boykotlar, kitlesel eylemler örgütlüyorlar.
Geçtiğimiz günlerde İsrail güçlerinin Gazze’ye yardım götüren Madleen gemisini kaçırmasıyla artan protesto ve dayanışma eylemlerinde işçi ve emekçiler bir kez daha “dayanışma sınır tanımaz” sloganını yükselttiler. Dünya işçi sınıfının uzun zamandır sürdürdüğü ve Haziran ayında da devam eden bu kararlı mücadele, egemenleri kimi noktalarda geri adım atmaya, İsrail politikalarını gözden geçirmeye ve emekçilerin taleplerine cevap vermeye zorluyor.
İsveç, İtalya, İngiltere, Fransa, Kanada, Hollanda, Belçika, Avustralya ve daha pek ülkede kamu binaları, parlamentolar, üniversite kampüsleri ve limanlar eylem alanına dönüştü. Kimi yerlerde liman işçileri greve giderken, kimi şehirlerde hükümet binaları kuşatıldı. İngiltere’de işçi hareketinin baskısıyla hükümet, İsrailli bazı bakanlara yaptırım uygulamak zorunda kaldı; mal varlıklarını dondurdu, seyahat yasağı getirdi. Benzer şekilde limanlarda gemilere yüklemenin durdurulması, silah sevkiyatını sekteye uğrattı. Üstelik işçiler siyasi grevlerle gerçekleştirdikleri bu eylemlerde işten atma saldırılarına, baskılara rağmen geri adım atmadılar.
Dünya genelindeki bu protestolarda yükselen sloganlar, farklı dillerde dile gelse de işçi sınıfının ortak taleplerini ve mücadelesini ortaya koyuyor. İsrail’le askeri ve ticari ilişkilerin derhal kesilmesini, Gazze’ye yönelik ablukaya son verilmesini, insani yardımların engelsiz biçimde ulaştırılmasını, Filistin’e yönelik saldırıların durdurulmasını ve İsrail’e uluslararası yaptırımların uygulanmasını istiyor milyonlar.
Savaş cephelerinin genişletilmeye çalışıldığı bu dönemde, barış cephesinin büyümesi emekçilerin uluslararası mücadelesi ve dayanışmasıyla mümkündür. Dünyanın dört bir yanında “Filistin için özgürlük, hepimiz için adalet” şiarının yükseldiği bugün, dünya işçi sınıfının önünde duran tarihsel görev kapitalist düzene karşı mücadeleyi büyütmektir. Dünyaya gerçek barışı ve adaleti, barışa, doğaya, insana düşman bu düzene karşı büyütülecek örgütlü mücadele getirecektir. Yüreği savaşın alevleri ortasında kalan emekçilerle çarpan dünyanın işçi ve emekçileri, emperyalist savaşa karşı enternasyonal dayanışma ateşini yaktılar. Sınırları aşan bu dayanışma ve mücadele ateşi, savaşların müsebbibi kapitalist düzeni yıkana kadar, dünya işçi sınıfının bağrında yanmaya devam edecek.
ABD’de milyonlar meydanlarda: “Taç Yok, Taht Yok, Kral Yok!”
ABD’de işçi ve emekçiler, yeniden başkan seçildiğinden beri kitlesel protesto gösterileriyle Trump’a ve kurduğu hükümete karşı tepkilerini dile getiriyorlar. Trump ve Hükümet Verimliliği Bakanlığı’nı verdiği Elon Musk’ın ilk icraatları kamu bütçesinin kısılması, işten çıkarmalar, demokratik haklara saldırılar ve göçmen karşıtı politikaların devreye sokulması oldu. Bir yandan da emperyalist savaşı körüklüyor, dünya halklarının her gün yeni bir acı yaşamasına neden oluyorlar. Ancak her şey karşıtıyla vardır. Baskı ve zorbalık varsa, ona isyan eden, karşısında mücadele eden de mutlaka olur. ABD işçi sınıfı bu tarihsel gerçeği bir kez daha doğrularcasına Trump’ın her türlü bastırma çabasına rağmen yeniden ve her defasında daha güçlü şekilde meydanlara akıyor.
Ocak ayında Trump’ın seçimi kazanmasının ardından ilk olarak “Halkın Yürüyüşü” adıyla protesto gösterileri düzenlendi. 350’den fazla noktada gerçekleştirilen protesto gösterilerinde, seçim vaatleriyle ABD’li emekçilere kan kusturacağını baştan gösteren Trump, milyonlar sefalet içinde yaşarken her geçen gün zenginleşen milyarderler, göçmen düşmanlığının kışkırtılması ve faşist yükseliş protesto edildi. Şubat ayında da bu protestolar devam etti. Trump’ın işçi ve göçmen düşmanı politikalarını devreye sokmasıyla birlikte Nisan ayının başında “Elini Çek” protesto gösterileri düzenlendi. “Demokrasiden, haklarımızdan, göçmenlerden elini çek!” sloganlarıyla 1300’den fazla noktada yüzbinlerce emekçi bir araya geldi. Sendikal haklara yönelik saldırıları protesto etmek için sendikalar da protesto gösterilerine katıldı.
Haziran ayının başında Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kurumu (ICE) tarafından California eyaletinin Los Angeles kentinde göçmenlerin yoğun olduğu işçi sınıfı mahallerinde düzenlenen baskınlar ve göçmen işçilerin gözaltına alınması ülke genelinde bir protesto dalgası yarattı. Günlerce süren protesto gösterileri otuzdan fazla şehre yayıldı. Trump’ın göçmen karşıtı politikalarının diktatörlüğün bir ifadesi olduğu vurgulandı. “Asıl Düşman Göçmenler Değil, Milyarderler”, “Sınır Dışı Etmeyi Durdurun” “ICE’ye Hayır!” yazılı dövizler taşındı. Trump’ın binlerce Ulusal Muhafızı şehre yığması emekçileri daha da öfkelendirdi. Olağanüstü hâl yetkilerini kullanan Trump, yerel yönetimin “yeterli önlem almadığı” gerekçesiyle, gösterileri bastırmak üzere şehre 4 binin üzerinde Ulusal Muhafız askeri ve 700 deniz piyadesi gönderdi. Ancak bunlar da emekçilere geri adım attıramadı.
Trump’ın doğum günü olan ve ABD ordusunun 250. yılı nedeniyle bir askeri geçit töreni organize edilen 14 Haziranda ise emekçiler “Kral Yok!” sloganıyla 2 binden fazla noktada protesto gösterileri düzenledi. Milyonlar olup meydanları doldurdu. “Taht Yok, Taç Yok, Kral Yok!” diye haykıran milyonlarca emekçi ülkenin hatta dünyanın efendisi gibi davranan, kendisine karşı yükselen muhalefeti susturmaya girişen Trump’a ve egemenlere meydan okuyor. İnsanlığın mücadeleyle kazandığı haklardan vazgeçmeyeceklerini, tarihin tekerleği ileri doğru dönerken, insanlığı geriye götürmeye çalışan bugünün krallarına, sultanlarına, beylerine izin vermeyeceklerini gösteriyorlar. Bir yandan gasp edilmek istenen haklara sahip çıkarken, ekonomik krizin bedelini ödememek için mücadele ederken, diğer yandan Filistinli işçi ve emekçilerle dayanışma gösteriyor, “İran’da savaşa hayır” diyorlar. Trump’ın anti demokratik uygulamalarına, göçmen düşmanlığına karşı “Diktatöre Hayır!”, “Tebaa Değil, Yurttaşız” sloganlarını haykırıyorlar. ABD’li emekçilere birçok farklı ülkeden emekçiler de destek verdi. İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da, Portekiz’de ve daha birçok Avrupa ülkesinde emekçiler “Kral Yok” eylemlerine destek için alanlara çıktılar.
Tüm dünyada egemenler demokratik hak ve özgürlüklere yönelik saldırılarını arttırıyorlar. Baskıcı ve anti-demokratik uygulamalara hız veriyorlar. İşçi ve emekçiler sefalete itilirken sermaye sahipleri ihya ediliyor. Emperyalist savaş körükleniyor, dünya halklarına her gün yeni acılar yaşatılıyor. Emperyalist ABD dünyayı cehenneme sürükleyen bu politikalarda başat rol oynuyor. Emperyalist savaşları durdurmanın, ekonomik krizin bedelini ödememenin, hak ve özgürlükleri korumanın, otoriter rejimlere, diktatörlere son verebilmenin tek yolu işçi sınıfının birlik olup mücadele etmesinden geçiyor. Başka halkların acılarını sahiplenen, göçmen işçilerle dayanışma gösteren, haklarının gasp edilmesine sessiz kalmayan ABD’li işçi ve emekçiler tüm dünya işçi sınıfına örnek bir mücadele sergiliyor.
- Dünya İşçi Sınıfı “Mücadeleye Devam” Diyor
- İspanya’da Metal İşçilerinin Grevi Bitti, Mücadele Devam Ediyor
- Hindistan’da 250 Milyon İşçi ve Emekçi: Boyun Eğmiyoruz!
- ABD’de Trump’a ve Otoriterleşmeye Karşı Öfke Büyüyor
- Kenya’da İşçilerin ve Emekçi Gençliğin Yükselen Mücadelesi
- İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Dünya Meydanlarında Emperyalist Savaşa Hayır Sesleri Yükseliyor
- İtalya’da Savaşa Karşı Genel Grev ve Protesto
- Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
- İsveçli Liman İşçileri İsrail Zulmüne ve Sendikal Baskılara Hayır Diyor!
- Madrid Ayakta: “Sağlık Haktır, Satılamaz!”
- Hollanda’da 100 Bin Kişi Filistin Halkı İçin Yürüdü
- Nakba’nın 77. Yılında İngiltere’de Yüzbinler Meydanlara Çıktı
- Peru ve Almanya’da Grev, İspanya’da Protesto
- Arjantin’de İşçiler Üçüncü Kez Genel Grevde!
- Yunanistan’da Kemer Sıkma Politikalarına Karşı Genel Grev
- ABD, İspanya ve İtalya’da Emekçiler Meydanlarda
Son Eklenenler
- Sağlık emekçileri, “Eziyet Yönetmeliği” olarak adlandırdıkları, hem sağlık emekçilerinin hem de hastaların hak kaybına uğratıldığı Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine karşı 16 Haziran’da İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem yaptı. ASM’lere 6...
- Dünya egemenlerinin emperyalist paylaşım savaşlarında ölenlerin net sayısını telgraf telleri bildirmiyor artık. Bugün sosyal medyayla, telefonlarımıza düşen bildirimlerle çok kısa bir sürede alıyoruz dünyanın başka yerlerindeki saldırıların,...
- Amasya’nın Merzifon ilçesinde bulunan, Kristal-İş Sendikasının örgütlü olduğu GM Teknik Cam fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Temmuzda grev başladı. İzBB Belediyesinde işten atılan Belediye-İş Sendikası...
- Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş ve KESK’e bağlı SES üyesi sosyal hizmet işçileri, 18 Temmuzda Bahçelievler Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Ek Binası önünde ortak bir basın açıklaması düzenledi. Kamuda yürüyen toplu sözleşme süreçlerine dair gerçekleştirilen...
- Merhaba, ben İstanbul’da bir devlet hastanesinde temizlik personeli olarak çalışan bir kadın işçiyim. Bilindiği gibi senenin yarısı geride kalmasına rağmen toplu iş sözleşmemiz halâ imzalanmadı. Bu süreçte sendikalar meydanlarda mitingler yaptılar,...
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...