Suriye’de Alevilere Yönelik Katliamlara Tepkiler Sürüyor

Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere girerek yağma ve katliam yaptı. Katliamdan kaçan binlerce insan Rusya kontrolündeki hava üssüne sığınırken binlercesi de Lübnan’a geçti.
HTŞ lideri Colani, 10 Martta çatışmaların sona erdiğini açıklasa da Suriye’den Alevilere yönelik saldırı haberleri gelmeye devam ediyor. 11 Martta 132 ve 12 Martta 158 can kaybı olduğunu belirten İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), toplamda 1383 sivil öldürüldüğünü, sahil bölgesinde öldürülen sivillerin toplu mezarlara gömüldüğünü tespit ettiğini açıkladı.
Katliamlara yönelik tepkiler sürerken İzmir’den Iğdır’a, Hatay’dan Eskişehir’e Türkiye’nin pek çok kentinde protesto eylemleri gerçekleştirilerek katliamları durdurma çağrısı yapıldı.
Adana ve Hatay'da protesto eylemleri
8-10 Martta Adana ve Hatay’da Alevilere yönelik katliamlar protesto edildi. Alevi örgütlerinin ve emek-demokrasi güçlerinin yaptığı açıklamalarda cihatçı çetelerin tüm dünyanın gözü önünde, kimseyi umursamadan sivilleri katletmesine tepki gösterildi. Alevilerin ve tüm bölgede zulme uğrayan diğer halkların yanında olunduğu belirtilerek dayanışma mesajı verildi. 10 Martta Antakya’da bir araya gelen Antakya Emek ve Demokrasi Platformu, basın açıklaması yaparak katliamları protesto etti. Açıklamada katliamların yaşandığı bölgelerde uluslararası gözlemcilerin inceleme yapması, Alevi inancına mensup Suriyelilerin korunması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması, HTŞ’nin işlediği suçlara karşı uluslararası hukuki süreçlerin başlatılması, Türkiye’de sınır kapılarının açılarak Suriye’deki şiddet olaylarından kaçan sivillerin Türkiye’ye güvenli bir şekilde sığınabilmesi için gerekli yasal ve insani düzenlemelerin yapılması talep edildi. Aynı gün Hatay’ın Samandağ ilçesinde insan zinciri oluşturularak katliamları durdurma çağrısı yapıldı.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri: “HTŞ Suriye’de Alevileri katlediyor; seyretme, geçit verme”
10 Martta İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelen kitle Alevilere yönelik saldırıları protesto etti. Burada yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bir tarafta NATO, ABD, AB, tetikçi bölge devletleri ve onların beslemesi katil çeteler; bir tarafta yok sayılan, katledilen, sömürgeleştirilen Ortadoğu halkları bulunmaktadır. Biz İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri olarak Suriye’de Alevi halkının katledilmesine de bu katliama işbirlikçilik edilmesine de sessiz kalmayacağız. Halkların üzerine katliam yağdıranlardan hesap soracağız. Yanı başımızda halkların, emperyalistler ve işbirlikçileri eliyle katledilmesine sessiz kalarak bu katliamları durduramayız. Korku, duyarsızlık ve şovenizmle bezeli sessizliği örgütlemelerine izin vermeyeceğiz. Bugün burada çıkardığımız her ses, Suriye’de ve bilcümle dünyanın dört bir yanında kurtarılan bir insan canı demektir. Bu sesi hep beraber yükselteceğiz. Tüm katliam tehditlerine, aşağılanmaya, yok sayılmaya karşı yan yana geleceğiz. Bölge halklarının birlikte mücadelesi, bölgemizde kardeşliği sağlayacak tek yoldur. Susma haykır, katliama hayır!”
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: "Susmak, zulme ortak olmaktır"
11 Martta İzmir’de Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, bir basın açıklaması gerçekleştirerek Suriye’deki Alevi Katliamını protesto etti. Açıklamada HTŞ rejiminin ve onun denetiminde hareket eden cihatçı çetelerin Alevilere yönelik saldırılarında yüzlerce insanın katledildiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Bu katliamlar, yalnızca bir mezhebi değil, emekçilerin, halkların ve azınlıkların ortak yaşamını hedef alan bilinçli bir savaş politikasıdır. Bugün bölgede yürütülen mezhepçi şiddet ve zorbalık, sermayenin Ortadoğu’daki emek düşmanı rejimlerinin en önemli aracı hâline gelmiştir. Kadınların, çocukların ve emekçilerin hunharca katledildiği bu saldırılar karşısında susmak, bu zulme ortak olmaktır.”
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu: “Suriye’de Aleviler katlediliyor sessiz kalma!”
Suriye’deki Alevi Katliamı Dersim’de de protesto edildi. 11 Martta Dersim Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla yüzlerce kişi Sanat Sokağında bir araya geldi. Seyit Rıza Meydanı’na sloganlarla yürüyen kitle burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, “HTŞ çatısı altında bir araya gelen cihatçı örgütler, Esad diktatörlüğüne duydukları öfke ve kini tarihsel Alevi düşmanlığıyla birleştirerek toplu katliamlara girişmektedir. Bilim insanı, akademisyen ve Alevi kadın kimliğiyle tanınan Rasha Al-Ali’nin vahşice katledilmesi, bu saldırıların özellikle kadınlara ve çocuklara yöneldiğini acı bir şekilde ortaya koymuştur. Herkesin bilmesi gerekir ki, Esad ve temsil ettiği rejim, milliyetçilik eksenli bir iktidar ideolojisiyle şekillenen BAAS Partisi’nin ürünüdür. Ne herhangi bir diktatörlük ne de milliyetçi bir anlayış Alevilikle yan yana getirilebilir. Dolayısıyla katliamlara sözde gerekçeler üretmeye çalışan tekfirci, selefi zihniyetin çabaları sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Bu zihniyet, tarih önünde Alevilere yönelik işlediği suçların sorumluluğundan kaçamaz” denildi.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu: “Suriye’de yaşanan insanlık dışı katliamı lanetliyoruz!”
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, 11 Martta Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelerek Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Suriye’de azınlıklara yönelik gerçekleştirdiği saldırıları protesto etti. Eyleme Alevi örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve demokratik kitle örgütleri de katılarak destek verdi. Basın açıklamasını Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü, BES (Büro Emekçileri Sendikası) Şube Başkanı Kemal Göçmen gerçekleştirdi. Açıklamada, bölgede özellikle Alevi toplumu başta olmak üzere Hristiyan, Dürzi ve Ezidi halklarının hedef alındığı vurgulanarak, uluslararası kamuoyuna acil müdahale çağrısı yapıldı. Göçmen, HTŞ’nin emperyalist güçlerin desteğiyle iktidarını pekiştirdiğini ve bu süreçte azınlıklara yönelik saldırıların hız kazandığını belirtti.
Açıklamada HTŞ ve ona bağlı radikal grupların daha önce de Alevi köylerine saldırdığı, Ezidi kadınları köleleştirdiği ve Hristiyan nüfusu zorla göç ettirdiği hatırlatıldı. Son günlerde yaşanan saldırıların, bu politikaların devam ettiğini gösterdiği vurgulandı. “Suriye’deki katliamlara sessiz kalmak, bu vahşete ortak olmaktır” denilerek Türkiye ve dünya kamuoyunun Suriye’deki azınlıklara yönelik saldırılar karşısında sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı. “Katliamlara karşı ortak bir duruş sergilemek insanlık görevidir” denilerek somut adımlar atılması çağrısı yinelendi.
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu: "Katliama dur de!"
11 Martta Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformunun çağrısıyla protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. İsmet İnönü Caddesinden Köprübaşı’na gerçekleştirilen yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şunlar söylendi: “Suriye’de çatışma değil katliam var! Emperyalistlerin beslemesi cihatçı selefi çetelerin kendi inancından olmayan halklara yönelik soykırımı var! Yaşanan katliamların, akan kanın sorumluları sadece Colani ve çetesi değil; Suriye’nin ve Ortadoğu’nun emperyalist çıkarlara uygun olarak bugünkü konumuna gelmesinde rolü olan tüm ülkeler, tüm rejimler ve tüm siyasetçilerdir. Suriye’de akan kanın suç ortakları; Suriye’de yaşananları “Suriye Devrimi” diyerek kayıtsız şartsız destekleyenlerdir.”
Son Eklenenler
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...
- Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi sağlık çalışanları ve Petrol-İş Sendikası üyesi petrokimya işçileri düşük ücret dayatmasına karşı mücadelelerini sürdürüyor.