Öğrenelim, öğretelim

Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinin düzenlemiş olduğu “Dövüşenler Ölenlerin Tutmaz Yasını” konulu seminere katıldım. Seminerde, Lenin’in ölümünü izleyen süreçte Ekim Devriminin despotik-bürokratik bir karşı-devrimle yenildiği, Rosa’nın ve Karl’ın öldürülmeleriyle ve diğer faktörlerle birlikte Alman devriminin yenilgisi, Mustafa Suphi’nin Karadeniz’de boğdurularak katledilişi anlatıyordu.

İşçi sınıfının unutulmaz önderleri Lenin, Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht, Mustafa Suphi’yi, ölüm yıldönümleri olan Ocak ayında anmak biz işçiler için büyük önem taşıyordu. Onlar dünya işçilerinin birliğini savunan Enternasyonalizm savunucuları ve savaşçılarıydı. Ve bizlerin görevi onları ilahlaştırmak değil, onların geleneğini savunmak ve onların bıraktıkları mirasa sahip çıkmaktır. Konu başlığında söylendiği gibi “Dövüşenler Ölenlerin Tutmaz Yasını!”

Burjuvazi, tarihte önemli mücadeleler yürütmüş işçi sınıfının liderlerini işçi sınıfının hafızasından silmeye, onları karalama çalışıyor. Ne yazık ki, bırakalım liderlerimizi, mücadele tarihimizi bilmeyenleri, sınıf bilincinden yoksun, kapitalist sistemin getirmiş olduğu birçok iğrençliklerin, sorunların karşısında boyun eğmekten başka çarelerinin olmadığını düşünen koca bir kitle var karşımızda. Evet! Bizlerin, Marksizm yolunda yürüyenlerin görevleri oldukça büyük. Unutturmaya çalışanlara rağmen sabırla öğrenmeli, öğrendiklerimizi sınıf kardeşlerimize öğretmeli ve iğneyle kuyu kazar gibi çalışmalıyız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Etkinliğin organizasyonuna gelince, her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Tüm çalışanlar görevlerini en iyi biçimde yerine getirme çabası içindeydi. Sunumdan slayt gösterimine, şiirlerden işçi korosuna, kitap standından temizliğe, çay servisine kadar her şey bir bütündü. Sınıf dayanışmasının en güzel biçimi sergileniyordu.

Selam olsun tüm UİD-DER çalışanlarına, mücadeleden gelen azimlerine!

Yaşasın Uluslararası İşçi Dayanışması!