ABD’de “Sosyal Mesafe” Değil Sosyal Patlama Var
Ankara’dan genç işçiler
Bundan birkaç ay önce işçi sınıfının ayak sesleri burjuvazinin yüreğine korku salıyordu. Dünya meydanlarında kapitalizmin yarattığı sorunlara karşı işçi sınıfının gür sesi yankılanıyordu. Şili’den Fransa’ya, Cezayir’den Sudan’a, Hindistan’dan ABD’ye milyonlar yolsuzluk, işsizlik, baskı ve yasaklara karşı meydanlardaydı. Dünya böyle kaynar durumdayken burjuvazi koronavirüs bahanesiyle meydanları ölüm sessizliğine boğdu. Virüse karşı savaş söylemiyle eşi benzeri görülmemiş bir propaganda süreci başlattı. Toplumu etkileyebilecek ve yönlendirebilecek bütün kişi ve kurumlar sahneye çıkarıldı. Ana akım medyasından sosyal medyasına, din adamlarının fetvalarından bilim insanlarının uyarılarına dek inanılmaz bir yalan bombardımanı başlatıldı. Egemenler işçi ve emekçilere görünmeyen bir düşmanla savaşıldığını söyleyerek büyük bir korku imparatorluğu yarattılar. Yani bu devasa propagandayı işçi sınıfına karşı savaş aracı olarak kullandılar.
Bu süreçte on milyonlarca insan işsizliğe, açlığa terk edilirken işçi sınıfının haklarına yönelik saldırı başlatıldı. Esnek çalışma sistemi yaygınlaştırıldı. Ücretsiz izinler yasal hale getirildi. İşten atmalar kolaylaştırıldı. Patronlar sınıfına yüz milyarlarca dolar aktarılırken, işçi sınıfının fonları yağmalandı. Dünyadaki büyük sermaye kuruluşları servetlerini katlarken, 500 milyon insan açlık sınırında yaşamaya mahkûm edildi.
İşte böyle bir dönemde ABD’de George Floyd adlı bir siyah emekçinin polis tarafından boğularak öldürülmesi sosyal patlamaya neden oldu. Floyd’un nefes alamıyorum çığlığı milyonların kapitalizme olan öfkesine dönüştü. İnsanlar virüs bahane edilerek yaratılan korku imparatorluğunu yıkarak sel olup meydanlara aktı. ABD’de protestolar öyle bir seviyeye geldi ki, emekçilerin isyanını ezmek isteyen Trump ulusal muhafızları sokağa indirdi. Amerika’da yükselen isyan dalgası Fransa, İngiltere, Kanada, Almanya ve daha pek çok ülkeye yayıldı.
Bilindiği üzere ABD yıllardır hem sistemin hegemon gücü olmuş hem de kitleleri pasifize etmek için adeta bir algı yaratma laboratuarı olarak çalışmıştır. İnsanlığın sınıfsız toplum hayali demek olan sosyalizm kötülenmiş, “öcü” olarak gösterilmiş ve genç kuşaklar yıllar boyu korkutulmuş, bireyciliğe ve bencilliğe itilmiştir. Toplumun geniş kesimleri yapay temellerde kutuplaştırılarak ayrıştırılmıştır. Ne var ki ABD aynı zamanda kapitalizmin yarattığı çelişkilerin en yoğun ve şiddetli yaşandığı ülkedir. Bu nedenle son yıllarda özellikle gençlerin sosyalizme ilgisinin artması ve kapitalist sistemi reddetmeleri tesadüf değildir. Hatırlanacağı üzere dünyada yükselen isyan dalgasına ABD işçi sınıfı da katılmıştı. Madenciler, öğretmenler, öğrenciler, işsizler ve müzisyenler grevlerde bir araya gelmiş; sisteme olan öfkelerini ve taleplerini haykırmıştı. ABD burjuvazisi de virüsü bahane ederek toplumsal hareketi bastırmaya girişti. Her ne kadar egemenler bir süreliğine bunu başarmış olsalar da, kitlelerin yeniden meydanlara akması için bir kıvılcım yetti. Egemenlerin sosyal mesafe dayatması yerini sosyal patlamaya bıraktı. Emekçilerin öfkesi burjuvazinin yarattığı korku atmosferini darmadağın etti.
Biliyoruz ki dünyada emekçilerin yükselen öfkesi burjuvaziye ecel terleri döktürtmeye devam edecek. Kapitalizmin tarihsel krizi, sistemin menteşelerini yerinden sökerken, işçi sınıfını kontrol etmek kolay olmayacak. İşçi sınıfının sıkılı yumruğu, kapitalizmi tarihin çöp sepetine fırlatacak!
İşçi Sınıfının Kaya Balıkları
Geçmişe ve Bugüne UİD-DER’le Bakmak
Son Eklenenler
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...