Binlerce Kamu Emekçisi Grevli Toplu Sözleşme Hakkı İçin Ankara’da Eylemdeydi
Ankara’dan UİD-DER’li işçiler
Kamu emekçilerinin uzun süredir mücadelesini yürüttüğü “grevli toplu sözleşme hakkı” için 21 Aralıkta Türkiye genelinde emekçiler bir kez daha alanlara çıktı. Alınan karar doğrultusunda bir günlük grev örgütleyen KESK üyeleri, bunun yanı sıra pek çok ilde de alanlara çıkarak taleplerini haykırdı. Vergi dairelerinde, okullarda, hastanelerde, ulaşım sektöründe, bürolarda ve kamu işçilerinin örgütlü olduğu pek çok yerde emekçiler üretimden gelen güçlerini kullanarak bir günlük grev yaptılar.
Ankara’da da bir araya gelen emekçiler Ziya Gökalp Caddesi’nde toplandı. Saat 10’da İbni Sina Hastanesi, Ankara Tıp, Sami Ulus Çocuk Hastanesi, Dışkapı Devlet Hastanesi çalışanı kamu emekçileri Hacettepe Üniversitesi Hastanesi önünde buradaki sağlık çalışanları tarafından karşılandı ve birlikte önce Sağlık Bakanlığı’na, sonra da alana doğru yürüyüşe geçildi. Eğitim-Sen üyesi emekçiler ise yine saat 10’da YKM binası önünde bir araya gelerek önce Milli Eğitim Bakanlığı’na, sonra da alana yürüdü. Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyeleri de sabah 9’da işyerleri önünde, 10’da Ulus’taki Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nda, 10.30’da ise Ankara Adliyesi önünde bir araya geldi. Daha sonra ise Eğitim-Sen ve Tüm Bel-Sen’li emekçilerin ve devrimci grupların Kolej Kavşağında bulunan Çankaya Belediyesi önünde oluşturduğu kitleyle birleşti ve alana yürüdü.
Yine Birleşik Taşımacılık Sendikasına (BTS) üye emekçiler de saat 10’da Ankara Garı önünde bir araya gelerek sloganlar attı ve eylemin yapılacağı alana doğru yürüdü. Eyleme DİSK, TMMOB, TTB’nin yanı sıra devrimci çevreler de destek verdi. 19 Kasımda tüm illerden gelerek Ankara’da “güvenceli çalışma hakkı” için eylem yapan Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu da eylemdeki yerini almıştı. Eyleme ayrıca CHP’li ve BDP’li vekiller de katıldı. KCK Operasyonu kapsamında Özgür Gündem, DİHA, ANF, Etha, BirGün, Evrensel, Vatan ve AFP’den 37 gazetecinin gözaltına alınması alanda sıklıkla lanetlendi. BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak ve BDP’li Sırrı Süreyya Önder kamu çalışanlarının grevini Ankara’da DİHA için takip etti. Önder DİHA için muhabirlik yaparken, Kışanak da foto muhabirliği yaptı.
Binlerce kamu emekçisinin katıldığı eylemde, gözaltına alınan muhalif basın çalışanlarına destek olmak için “Özgür Basın Susturulamaz”, kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesine tepki olarak “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz”, KHK’lerle uygulanan “yasal” baskılara karşı “Direne Direne Kazanacağız” ve “Zafer Direnen Emekçinin Olacak”, “İşte Sendika İşte KESK”, “Toplu Sözleşme Hakkımız Grev Silahımız”, “Savaşa Değil Emekçiye Bütçe” sloganları atıldı.
“Grevli Toplu Sözleşme, Güvenceli İstihdam, İnsanca Yaşayacak Temel Ücret, Baskı, Ceza ve Sürgünleri Durdurmak, Ek Ödemelerin Emekliliğe Yansıması İçin 21 Aralık’ta GREV’deyiz” pankartıyla ve “Eşit İşe Eşit Ücret”, “Haklarımızın Gaspına Karşı Grevdeyiz”, “Hastaneler İşletme Çalışanlar Köle Olmasın”, “İş Güvencesi İçin Başkaldırıyoruz”, “İnsanca Yaşam İçin Başkaldırıyoruz” dövizleri taşındı. Eylem sırasında ses aracından yapılan konuşmalarda “işimize, yaşamımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için, her geçen gün artan esnek ve güvencesiz çalıştırmanın kaldırılması için GREV yapıyoruz” denildi.Tüm kitlenin Ziya Gökalp Caddesi’nde bir araya gelmesiyle kamu emekçileri adına basın açıklamasını KESK Genel Başkanı Lami Özgen okudu. Özgen “yoksulluğun, adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir ülkede emeğin özgürlüğünden, adaletten söz etmek mümkün değildir. Mahkeme salonlarında uzayıp giden tutukluluklar, parasız eğitim isteyen gençlerin aylarca, yıllarca haksız ve hukuksuz tutuklamalara maruz kalması, N.Ç. davasının sonucu adalet sisteminin geldiği boyutu gözler önüne sermektedir” açıklamasından sonra, greve çıkarken haykırdıkları talepleri bir kez daha sıraladı:
“- Grev hakkımızın yasal teminat altına alındığı bir Toplu Sözleşme düzeni için,
- Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesine, KHK sultasına, Angarya ve zorunlu fazla mesaiye, her türlü güvencesiz çalıştırmaya son verilmesi için,
- Tüm çalışanlara kadrolu iş güvencesi, insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması için,
- Çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için,
- Temel ücretlerin artırılmasıyla sağlanacak gerçek bir eşit işe eşit ücret sistemi için,
- Ek ödemelerin tüm emekçiler için eşitlenerek emekliliğe yansıtılması için,
- Net asgari ücretin açlık sınırı olan 1000 TL’ye çıkarılarak tüm ücret ve maaşlarda bu tutarın vergi kesintisi dışında bırakılması için,
- Hukuksuz, haksız ve mesnetsiz biçimde yapılan gözaltı ve tutuklamalara son verilmesi, tutukluların serbest bırakılması için,
- Temel haklarımıza yapılan tüm saldırılara karşı bugün grev hakkımızı kullanıyoruz.”
Eylem Lami Özgen’in konuşmasıyla sona erdi.
21 Aralık grevine ve eylemine binlerce emekçi katıldı. Ancak eylemin kitleselliği ve coşkusu, olması gerektiği kadar canlı değildi. Sloganların inletmediği bir eylem alanı vardı karşımızda. Kamu emekçilerinin bir kısmı rapor ya da sevk alarak “grev” yapmıştı ve bunu da bizzat şube başkanlarının tavsiyesiyle yapmışlardı. Ama öyle olduğu halde işe gelmeyen emekçiler alana da gelmemişti. Hizmetlerin “yüzde yüz” durduğu kurumlarda ne yazık ki yüzde yüz alana katılım sağlanamamıştı. Sohbet etme fırsatı bulduğumuz birkaç kamu çalışanına grev için yapılan hazırlıkları sorduğumuzda söylenen genelde aynıydı: “Mesajlar iletildi, bildiriler dağıtıldı.” Böylesi bir eylemin örgütlenmesi için telefon mesajları ve birkaç kez yapılan bildiri dağıtımları yeterli görülüyor. Bu aslında mevcut durumun çarpıcı bir göstergesi.
Bu biçimiyle yapılan grevin ve eylemin amacına ulaşıp ulaşamayacağını ilerleyen süreçte takip edeceğiz. Elbette yapılanlar bugün için oldukça önemli ve anlamlıdır ancak türlü zorluklarla, çetin mücadelelerle kurulan KESK’in daha sağlam bir noktada ve örgütlülükte durması gerekmektedir. Zira biz işçi-emekçilerin karşısında güçlü bir sermaye devleti duruyor ve yasalarıyla, kanun hükmünde kararnameleriyle, polisiyle, askeriyle üzerimizdeki baskıyı her geçen gün arttırıyor. Bizimse tüm bunlara karşı verecek tek bir cevabımız var; sınıf örgütlerimizde örgütlenmek ve yumruğumuz sıkılı mücadele etmek.
Uçan Lanet!
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...