Birileri Tasarruf mu Dedi?
İstanbul/Hadımköy’den bir metal işçisi

Bir lokmaya bütün sabır,
Bir lokmaya bütün kahır,
Canlarını dişlerine takmış insanlar
Bir lokmaya.
Sabır dedik, kalbimize taş bastık
Kaldırımlar döşedik
Kalbimizin üzerinden geçtiler
Ağalar, efendiler
Cahit Irgat
Sermaye sınıfı ve onların siyasi temsilcileri dillerinden tasarruf kelimesini düşürmezler. İşçi ve emekçilere sürekli tasarruf önerileri yaparlar. Tasarruf aslında kötü bir şey değildir, ziyan etmemek, fazlasını kenara ayırmak, tutumlu olmaktır. Ama en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanan biz işçiler için tasarruf hayatımızdan kısmak anlamına gelmiş durumda.
İşçiye tasarruf tavsiyesi verenlere sormak lazım; günün en az 8-10 saatini çalışarak geçiren, bu kadar çalışma karşılığında aldığı ücret geçinmesine yetmediği için, ayın sonunu getiremediği için fazla mesaiye kalan işçi neyin tasarrufunu yapacak? Canını dişine takarak çalışan, asgari ücretle geçinebilmek için yemeğinden, kıyafetinden, ısınmasından, sosyal yaşamından feragat eden işçi, neyin tasarrufunu yapacak? Sağlık sorunları yaşamasına rağmen ücret kesintisi olmasın diye hasta şekilde işe gidiyorsa, işyerinde verilen yemeklerin bir kısmını evdeki çocuklarına götürüyorsa, dolmuş parası vermemek için 20-25 dakika daha fazla yürüyorsa, en ucuz ürünü alabilmek için market market dolaşıyorsa daha neyin tasarrufunu yapacak işçi? Bütün bunlar artık hayatımızdan kısmak demek olmuyor mu? Daha ne kadar “tasarruf” edelim?
Sermaye sahiplerine gelince, onlar için tasarruf üretim sırasında maliyet olarak gördükleri her şeyden kısmak demektir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini ihmal etmektir örneğin. İşçilerin çalışma saatlerini uzatmak, ücretlerini düşürmektir. Kendi kârlarını büyütmek için işçiden, işçinin ücretinden, kıdem tazminatından, yemeğinden kısmaktır. Onlar için tasarruf, o her şeyden daha çok önemsedikleri kârlarını büyütmek için insan aklının ve vicdanının kabul etmeyeceği her şeyi yapmaktır. Onların tasarruf dediği bizden çaldıklarıyla servet büyütmektir.
Bireysel olarak hayata tutunmaya çalışan milyonlarca işçi ve emekçi kendi sınıfının saflarında birleşip gücünün farkına varamadığı sürece, haklarını, hayatlarını sermaye sınıfının tasarrufuna bırakmış olurlar! İşçi ve emekçiler olarak tek çıkış yolumuz örgütlü hareket etmeyi öğrenmemizdir. Karşı karşıya kaldığımız saldırılarla baş edebilmemizin başka yolu yoktur.
Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...