Dünü Unutma, Bugünkü Yalana Aldanma!
Gebze’den bir metal işçisi

1980’den beri metal işçilerine kan kusturan, metal işçisi başını kaldırdığında patronların balyozu gibi metal işçisinin sırtına inen sözde işçi sendikası Türk Metal… MESS’in önünü açtığı ve metal işçisinin mücadelesini bastırmaktan, metal işçisinin hâk aramasının önüne geçmekten başka hiçbir görevi olmayan Türk Metal, uzun yıllardır dokunulmaz olarak görülüyordu. Sırtını metal patronları ve onların örgütü MESS’e dayayan Türk Metal, fabrikalarda işçinin değil patronların temsilcisi gibi hareket etti. Metal işçisi her başını kaldırdığında, mücadeleye giriştiğinde gerekirse kanla bastırdı ve bugünlere kadar geldi. Metal işçileri her baş kaldırdığında önce Türk Metal çetesini karşısında gördü. Bu da metal işçisinin moral bozukluğuna düşmesine neden oldu yıllarca. Metal işçileri bir yerde “dur” diyecekti ve o gün geldi. Metal işçileri böyle gelip böyle gitmeyeceğini Türk Metal, MESS ve patronlara gösterdiler. İşçilerin moralini yerine getirdiler.
Bursa’da Renault fabrikasında başlayan Kocaeli, Gebze, Ankara, Eskişehir gibi şehirlerde birçok fabrikaya yayılan metal fırtınada işçiler, Türk Metal çetesine karşı bir mücadeleye girişti. Türk Metal çetesinden istifa ederek hem Türk Metal çetesine hem de metal patronlarına metal işçisinin gücünü ve bir araya geldiğinde neler yapabileceğini gösterdi.
Tabii bu arada MESS ve Türk Metal de boş durmadı. İşçilerin mücadelesini karalamak ve gelecek desteği engellemek için, işçilerin dışarıdan gelen desteklere sırtını dönmesi için türlü oyunlara başvurdular. Sanki bu başkaldırı metal işçilerinin çalışma koşullarına ve Türk Metal çetelerinin baskıcı sendikacılarına değilmiş gibi bir hava yaymaya çalıştılar. Metal işçilerini yalnızlaştırmaya çalıştılar. MESS metal işçilerinin hesabına 1000 lira para yatırarak çıkacak yeni sesleri engellemeye çalıştı. Türk Metal de 100 milyon lirayı 2017 yılına kadar işçilere dağıtacağını ve genel kurulda yapacağı tüzük değişiklikleri ile metal işçisinin kendi temsilcisini kendi seçeceği “daha demokratik, daha şeffaf, daha katılımcı” bir Türk Metal propagandası yaptı, yapmaya devam ediyor. Bu dağıtacağı 100 milyon lirayı sadece üyelerin alabileceğini söyleyerek de istifa eden işçilerin tekrar Türk Metal’e üye olmaları gerektiğini söylüyor. Bu şekilde bizi de Türk Metal’in değişim başlangıcına inanmamız için ikna etmeye çalışıyor.
Türk Metal Başkanı Pevrul Kavlak bir röportajında; “Çare değişimdir. Hayatın gerçekleri ve üyelerimizin beklentileri, Türk Metal’i değişime çağırmaktadır” diyordu. Çetenin başkanı Kavlak! Biz Türk Metal üyesi işçiler yıllardır çalışma ve yaşam koşullarımızın düzelmesi ve düzeltilmesi için mücadeleler verdik. Her seferinde siz ve faşist çeteleriniz bizim karşımıza çıktınız. Şimdi ne oldu?
Ben söyleyeyim ne olduğunu, paçanız tutuştu ve söndürmeye çalışıyorsunuz. Ben bir Türk Metal üyesi olarak bu değişimin gerçek olduğuna inanmıyorum. Hiç kimse de beni inandıramaz. Bu değişim söylemleri sadece metal işçilerinin sesini bir nebze kısmak ve bir istikrar sağlamak içindir. İşçilerin mücadelesi durulduğunda Türk Metal olarak yine metal fabrikalarında uğursuz rolünüzü oynamaya devam edeceksiniz. Değişim yalanınız sadece ve sadece metal fırtınanın bittiği ve metal işçilerinin mücadelesinin gerilediği yere kadardır. Ondan sonra Türk Metal yine aynı Türk Metal olmaya devam edecektir. Zaten “değişim” sözlerine rağmen Türk Metal bir çete olarak hareket etmeye devam ediyor.
Bizim gayemiz, 1980 darbesinin bir ürünü olan Türk Metal çetesini işçi sınıfı içinden silmek olmalıdır. Bütün metal işçilerinin, Türk Metal üyesi olsun ya da olmasın, Türk Metal çetesine karşı mücadele etme günü bugündür. Dün dokunulmaz olarak görünen Türk Metal çetesi, bugün metal işçilerinin mücadelesi karşısında titriyor. Gelin gerçek metal işçileri olarak örgütlenelim ve Türk Metal çetesinin kökünü kazıyalım.
Dopingli Kapitalizm
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...