Enflasyon ve İşsizlik İşçilerin Belini Büküyor!
Seçimlere gidilirken AKP hükümeti, IMF’ye olan borcun ödendiğini, yollar, köprüler, metrolar, konutlar inşa edildiğini, dolar milyarderlerinin sayısının arttığını söyledi. İnşa ettiği sarayla övündü durdu. 2023 yılında kişi başına milli geliri iki kat arttıracağı nutukları attı. Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu tekrarlayıp durdu. Oysa işçi ve emekçi kitlelerin yaşamı hiç de güllük gülistanlık değil. Günlük yaşamda, çarşıda, pazarda karşılaştığımız gerçek çok farklı. İşçiler, işsizliğin ve hayat pahalılığının (enflasyonun) karşısında ay sonunu getiremiyor, belini doğrultamıyor.
Enflasyon ücretlerin erimesi demektir!
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2014 yılı enflasyon oranı, hile ve çarpıtmalarına rağmen %8,7’dir. 2015 Nisan ayına ait Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ise %9,3 olarak açıklandı. Bu veriye göre aylık en yüksek fiyat artışı %12,3 ile giyim ve ayakkabıda gerçekleşti. TÜİK’in belli dönemlerde gıda, giyim, konut, ulaşım, sağlık benzeri kalemler üzerinden belirlediği enflasyonun çarşı-pazardaki gerçek rakamı yansıtmadığını hepimiz biliyoruz. TÜİK, enflasyonu düşük gösterebilmek için insanların daha az tükettiği ürünler üzerinden hesap yapıyor. Örneğin enflasyon ekmek, şeker, çay, peynir, zeytin, yağ, yumurta veya ceket, pantolon üzerinden hesap edilseydi %9,3’lük oran en az ikiye katlanacaktı. Sıklıkla tükettiğimiz ürünlere petrol fiyatlarındaki, dolardaki değişiklikler, kriz gibi nedenlerle sürekli zam geliyor. Zenginler sınıfı yükselen enflasyondan kâr etmeye devam ederken yoksulların durumu iyice kötüye gidiyor. Enflasyon oranını düşük gösteren hükümet, patronlara, işçi ücretlerine düşük zam yapmanın bahanesini sağlıyor. Enflasyonun artmasıyla işçi ücretlerine yapılan zam eriyor. Sonuçta işçiler fazla mesailere kalarak, ek iş yaparak, zorunlu ihtiyaçlardan tasarruf yaparak geçim derdiyle boğuşuyorlar.
Medyaya yansıyan haberler, tırmanan enflasyonun geçimi nasıl da zorlaştırdığını örnekliyor. Patates fiyatlarının çok yüksek olduğu günlerde özellikle Rize ve Artvin’de yaşayan emekçiler patates almak için günübirlik olarak Batum’a gidip geliyorlardı. Türkiye’de patatesin kilosu 2,8 ilâ 5 lira arasında değişirken, Gürcistan-Batum’da 50 kuruş ilâ 1,2 lira arasında satılıyordu. Türkiye’nin hemen her yerinde yetişmesi mümkün olan patatesin bu denli pahalanmasının nedeni kâr hesabı yapan sermaye sahipleridir. Büyük sermaye sahipleri rekabeti körükleyerek, plansız üretim yaparak, küçük üreticileri iflasa sürükleyerek gıda maddeleri üzerinde hâkimiyet kurmaktadırlar. Onlar için ucuz besin bulamadığı için beslenemeyen milyonlarca işçi ailesinin hiçbir kıymeti yoktur.
Milyonlarca işçiyi düşünen var mı?
TÜİK’ün açıkladığı resmi işsizlik oranı Ocak ayı itibariyle %11,3 ile 3 milyon 259 bin kişidir. 2015 yılının ilk dört ayında, 347 bin 136 kişi işten atıldı. İŞKUR’a kayıt yaptırmayanlar, iş bulmaktan umudunu kesenler de eklendiğinde gerçek işsizlik oranı %15’lere çıkıyor. AKP ve sermaye sahipleri işsiz sayısının milyonları bulmasını umursamıyor. Seçim dönemlerinde geçici işçi almakla, taşeron firmalarla, iş vaatleriyle işsizlerin umutlarını alabildiğine sömürüyor. Ne iş saatlerini düşürüyor, ne de çalışan işçiler üzerindeki iş yükünü hafifletiyor. İşsizlik fonunu dahi sermaye sınıfına teşvik paketi olarak peşkeş çekiyor.
Enflasyonun ezdiği, işsizliğin vurduğu işçilerin hayat koşulları dayanılmaz noktaya gelmiştir. İşçiler, yoksul köylüler, emekçi kitleler ailelerini geçindirmekte, ev kirasını, kredi kartı taksitlerini ödemekte, bir akrabasının düğününe katılmakta, sağlık ihtiyacını karşılamakta zorlanıyor. Ay sonu gelene kadar akla karayı seçiyor.
Hayat pahallılığı, işsizlik, enflasyon ve düşük ücretler işçi ve emekçilerin kaderi değildir. Daha yüksek ücret istemek AKP hükümetinin iddia ettiği gibi çılgınlık veya ekonominin batması anlamına gelmez. Ücretlerimizi yükseltmek, iş saatlerini düşürmek, işsizliği sona erdirmek biz işçilerin elinde. Gerçekte tek sorun trilyonlarca liranın bir avuç asalağın tekelinde olmasıdır. İşçiler, dünya nüfusunun iki katını doyuracak, giydirecek, barındıracak üretim yapıyorlar. İşçilerin yükselteceği örgütlü mücadeleyle açlığın ve hayat pahalılığının sonu gelecektir. Yeter ki bizler zincirlerimizi kıracak, belimizi doğrultacak sömürüsüz bir dünya kurma mücadelesine dört elle sarılalım.
Son Eklenenler
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...