Buradasınız
Ermenek Katliamının Ardından Skandallar Bitmiyor
Soma’daki madenci katliamından sadece beş buçuk ay sonra 28 Ekimde Ermenek’te bir katliam daha gerçekleşmiş ve 18 madenci yaşamını yitirmişti. Karaman’ın Ermenek ilçesinde Has Şekerler Madencilik’e ait kömür ocağında çalışan işçiler, öğle yemeği için dışarıda olmaları gereken saatte, ocağa girdikleri yere göre 145 metre aşağıdaydılar. Bulundukları galeriyi su bastı. Sular orada çalışan 26 işçiden 18’ini madenin en derinlerine sürükledi. İşçiler, su seviyesinin 50 metre altında kaldılar. Madeni basan suyun daha önce çalışılan ve terk edilen diğer madenlerden geldiği kısa sürede anlaşıldı. Aynı madende aynı nedenle daha önce de pek çok su baskını olmuştu ama katliam geliyorum demesine rağmen yine önlem alınmamış, işçilerin yaşamı umursanmamıştı. Katliamın ardından daha pek çok gerçek su yüzüne çıktı ve kapitalistlerin kâr hırsının işçilerin canını aldığı defalarca gözler önüne serildi. Radikal yazarı İsmail Saymaz’ın haberi bu gerçekleri bir kez daha ortaya koyuyor.
“18 cana mal olan Ermenek skandalı: Eksikler giderildi diye rapor verilmiş!” başlıklı yazı şöyle:
Enerji Bakanlığı’nın 18 işçinin yaşamını yitirdiği Ermenek’teki maden için verdiği kapatma kararı hiç uygulanmamış... Sondaj makinesi yok diye kapatıldığı halde, madene makine alınmadan tekrar açma izni verilmiş. İddianameye göre MİGEM’in heyeti, 1 Temmuz 2014’te ocağa gelerek, 25 metrelik sondaj makinesi alınmasını ve eksiklikler giderilinceye kadar faaliyetin durdurulmasını kararlaştırdı. Kapatma talimatı ise 28 Ağustos 2014’te ocağa gönderildi. Bu talimat ocağa ulaşmadan 7 gün önce MİGEM ikinci kez teftişe geldi ve bu kez, sondaj makinesi alınmadığı halde ‘eksikliklerin giderildiği’ yönünde rapor vererek ilk kararını kaldırdı. Dolayısıyla maden, kapatma kararına rağmen faaliyetini aralıksız sürdürdü. İkinci teftişte, sondaj makinesi siparişi verdiklerine dair bir fatura gösteren şirket yönetimi, 20 bin lira ödemekten kaçınınca ‘geliyorum’ diyen facia, 28 Ekim’de 18 işçinin canına mal oldu. Eğer 25 metre uzunluktaki sondaj makinesi alınmış olsaydı faciaya 9 metre yaklaşıldığı ortaya çıkacaktı.
Ermenek’te, Cenne Mevkisi’nde 1967 yılında faaliyete geçen maden bölgesinin işletme ruhsatı, Cenne Linyit Kömür İşletmesi Anonim Şirketi’nin elinde bulunuyordu. Bu şirketi kuran 10 ayrı ortağın zamanla ayrılması üzerine Cenne sadece ruhsat sahibi şirket olarak kalırken, eldeki maden alanı ise hem Cenne’ye, hem de birbirleriyle hissedar olan 4 ayrı maden şirketine dağıtıldı. Turab, Özmerkez, Özkar ve Has Şekerler adlı şirketler tarafından maden çıkarılmaya başlandı. Bu firmalardan, eski belediye başkanı Saffet Uyar’a ait olan Has Şekerler, 2001 yılında üretime başladı. Aynı ocak, bu tarihten önce, 1994-1997 yılları arasında ‘Numune’ adlı firma tarafından işletilmişti. 18 işçinin can verdiği kaza da 28 Ekim 2014’te kazı işlemi yapılırken, kapatılan Numune Ocak’ta birikmiş tonlarca suyun duvarı delerek, işçilerin bulunduğu kömür galerisine dolmasıyla meydana gelmişti. Cinayetten sonra Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı, üçü tutuklu 16 sanık hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ iddiasıyla dava açtı.
İş Müfettişleri 8960 Lira Ceza Kesti
İddianamede yer verilen bilgilere göre Has Şekerler, ilk olarak Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na bağlı İş Müfettişleri Erdoğan Şeker ve Yardımcısı Rıdvan Mevsim tarafından teftiş edildi. İki müfettişin hazırladığı 25 Haziran 2014 tarihli raporda, ‘ocak genelinde bacalarda yapılan ilerleme ve hazırlık çalışmalarında kontrol sondajı yapılmamaktadır’ denildi. Raporun ‘Alınması gereken tedbirler’ başlıklı bölümünde ise ‘yeraltı suyunun tehlikeye neden olacağı ocaklarda, zararlı gazların bulunma ihtimali olan su birikintilerinde, eski çalışma yerleri ve buralardaki sularda uzunlukları 25 metreden aşağı olmamak üzere alın yönünde kontrol sondajı yapılır’ ifadesi kullanıldı. Müfettişlere göre, kazı işlemi yapılmadan önce sondaj makinesiyle duvarda 25 metre uzunluğunda bir delik açılarak, ileride bir gaz ya da su birikintisi olup olmadığına bakılmalı ve buna göre devam edilmeliydi. Toplam 8 eksiklik saptayan müfettişler 8960 lira para cezası kesti.
Makine Alınmadığı Halde İzin Verildi
Bu raporun ardından Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MİGEM) bağlı heyet ocakta inceleme yaptı. Heyetin 1 Temmuz 2014’te hazırladığı ‘Mahallinde Tetkik ve Değerlendirme Raporu’nda da yine sondaj makinesinin yokluğuna dikkat çekildi. Raporda, “sondajla ilerleme yapılması can ve mal güvenliği açısından önem arz etmekte olup sondaj makinesi tedariki ve sondajlı ilerleme yapılması konusunda uyarı yapılmıştır’ denildi. MİGEM, 21 Temmuz 2014’te Karaman Valiliği’ne yazı yazarak, Has Şekerler de dahil olmak üzere Cenne’in uhdesindeki ocaklarda, rapordaki eksiklikler tamamlanıncaya kadar üretimin durdurulması talimatı verildi. Karar jandarma tarafından 28 Ağustos 2014’te şirkete tebliğ edildi. Ancak bu ikaz hiçbir zaman hayata geçirilmedi. Çünkü MİGEM heyeti, kendi kapatma yazısından bir hafta önce, 21 Ağustos 2014’te ikinci kez ‘teftişe’ geldi. Teftiş sonrası hazırlanan raporda, ‘aşağıdaki uyarılar doğrultusunda üretime izin verilmesi’ kararlaştırıldı. Bu rapor üzerine madene 5 Eylül 2014’te yeniden faaliyete geçmesi yönünde izin verildi. Oysaki hiçbir zaman faaliyet durdurulmamıştı. Raporun ‘uyarılar’ bölümünde, adeta facianın haberi veriliyordu:
“Eski imalatlı alanlara yakın bölgelerde üretim ve hazırlık amaçlı çalışmaların yapılması durumunda imalatlı bölgeden su ve gaz olma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla eski imalatlı bölgelere yakın bölgelerde yapılan çalışmalarda, 25 metreden aşağı olmayan kontrol sondajlarının (alınan sondaj makinesi) yapılarak ilerlemelerin yapılması...”
Öte yandan, ikinci teftiş sırasında heyete sondaj makinesi siparişi verildiği yönünde bir fatura gösterildiği ve bu nedenle izin verildiği düşünülüyor. Cenne Firması adına düzenlenmiş ve altında Mehmet Zeybek’in imzası bulunan 14 Temmuz 2014 tarihli faturada toplam 19 bin 323 dolar bedelinin yazılı olduğu görülüyor. Sanıklardan Mehmet Zeybek, 20 Mart 2015’te alınan ifadesinde, “Bu talebi Haziran sonunda müfettişler tarafından rödovansçı firmaların sondaj makinası temin etmesi gerektiğinin bildirilmesi nedeniyle yapmıştık. Cenne Mesul Müdürü Abdullah Özbey, ‘Tüm sahaya bir tane alınsın, bütün redovansçılar bu makinayı kullansın’ dediği için devreye girdim. Bu fatura bir tekliftir. Daha sonra tek sondaj makinasının tüm ocaklarda kullanılmasının problem olacağı düşünüldüğünden her rödovansçının kendi makinasını alması gerektiği konuşuldu. Daha sonra firmalar ne yaptılar, bilmiyorum” dedi.
Sanıklardan, teknik nezaretçi Ali Kurt ise MİGEM heyetinin ocağı kapatacaklarını söylediklerini belirterek, “Ancak kapatma kararının tebliğ edildiğini görmedim. Üretime devam edildi, ara verilmedi. Müfettişlerin eleştirdiği noktaları düzeltmeye çalıştık ve müfettişleri yeniden çağırdık. Onlar da yaptığımız düzeltmeleri beğendi ve daha sonra ocak kapatılmadı diye biliyorum” dedi. Kurt, mahkemede, sondaj makinası konusunda 3 şirketin eksiklerini tamamladığını, ancak Has Şekerler’in işlem yapmadığını söyledi. Sanıklardan, maden mühendisi Cemile Karaca “Son denetlemede müfettişlere sondaj makinasının sipariş formunu göstermişlerdi” dedi. Sanıklardan, maden sahibi Saffet Uyar ise ekonomik sıkıntılardan ötürü sondaj makinası alamadığını ifade etti. Kazadan 15-20 gün önce Cenne ve rödovansçılar olarak toplandıklarını kaydeden Uyar, “Cenne yöneticisi Abdullah Özbey ‘sondaj makinasını biz alalım, rödovansçılarımıza kullandıralım’ dedi. Biz de ‘tamam’ dedik. Ondan sonra Cenne’nin makinayı almasını bekledik” dedi. Bu iddiayı reddeden Özbey, makina alması için Uyar’ı defalarca uyardığını belirterek, “Uyar’ın niye almadığını bilemiyorum. Aslında çok da pahalı bir alet değildir” dedi.
9 Metre Yaklaşmış
Kazadan sonra hazırlanan bilirkişi raporunda, Numune adlı firmanın 1997’de yaptığı eski imalatın, Has Şekerler’in üçüncü başyukarı diye tanımladığı galeriyle 9 metre birbirine yaklaştığı ve 30 metre boyunca paralel şekilde devam ettiği belirtildi. Ruhsat sahiplerine ve rödovansçılara sondaj makinesi konusunda uyarı yapıldığı ve ocak kapatma cezası verildiği halde önlemin yerine getirilmediği için kazanın meydana geldiği belirtildi. Madenin 5 Eylül 2014’te yeniden açılmasına için veren MİGEM’in sondaj makinesi temin edilmemiş olmasına rağmen “eksiklikler giderildi” diyerek olumlu rapor verdiği için asli kusurlu olduğu ifade edildi. Cenne Mesul Müdürü Abdullah Özbey’in de makineyi almadığı için asli kusurlu olduğu vurgulandı.
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Soma’nın 10. Yılı: Unutmadık, Unutmayacağız!
- Soma Katliamının 10. Yılında Eylemler
- Soma’dan Bugüne Acımız ve Öfkemiz Büyüyor!
- Amasra Maden Katliamı Davasında 3 Tutukluya Tahliye
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
Son Eklenenler
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...