İşçinin Güvenliği mi, Bakanın Güvenliği mi?
Tuzla’dan bir grup işçi

Ekonomik kriz, fabrikaların kapanması ve işten atmaların gerçekleşmeye başlaması AKP iktidarını, organize sanayi bölgelerine odaklanmaya ve patronlarla daha sıkı görüşmelere yönlendirmiş görünüyor. Geçtiğimiz hafta Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin yolu, çalıştığımız organize sanayi bölgesine düştü. Bakan kriz, istihdam, referandum gibi konular üzerine organize sanayi bölgesinde bulunan patronlarla bir araya gelmiş. Bakanımız, sağ olsun bölgedeki bir fabrikayı da ziyaret etti!
Bakanın ziyareti sayesinde fabrikanın etrafı, içi, her yer tertemiz, düzenli tertipli hâle getirildi. Yıllardır aynı fabrikada çalışan arkadaşlarımız var. Bugüne kadar sadece bir kez yangın tatbikatı sırasında acil çıkış kapılarının kontrol edildiğini söylediler. Bakanın ziyaretinin olduğu gün, sabahın erken saatlerinden itibaren özel korumaları saatlerce fabrikanın her yanını arayıp taramışlar, kontrol yapmışlar. Paletlerden kasaların, makinelerin içlerine varıncaya kadar her yanı didik didik etmişler. Ne için mi? Bakana olası saldırıları önlemek için, yani “koskoca” bakanın güvenliği için! Doğal olarak işçiler bu duruma öfkelenmişler. “Çünkü yıllardır fabrikalarda alın teri akıtan, meslek hastalığına yakalanan, iş kazaları geçiren biz işçilerin bir gün olsun güvenliğimizi düşünmediler, düşünmüyorlar. Yangın alarmı rastgele çalar, yanlıştır denir umursamazca çalıştırılmaya devam ettiriliriz. Acil çıkış kapılarının önlerine paletlerle ürünler dizilir bir şey olmaz denir, yine çalışmaya devam ettiriliriz” diyorlar.
Öfkelenen arkadaşlarımız, bunun sebebinin sadece kendi can güvenlikleri için olmadığını belirtiyorlar. Alın teri akıtan işçiler aynı zamanda potansiyel suikastçı, saldırgan yerine de konmuş. Bu duruma tepki göstermişler. Hatta AKP’ye oy veren bir işçi öfkesini şöyle dile getirmiş: “Kimden korkuyorsunuz? Yıllardır burada çalışıyoruz, ne olabilir ki burada? Ekmeğimizin derdinde olan insanlarız.”
Bu fabrikada neredeyse kadrolu çalışanların sayısı kadar taşeronda çalışan işçi de var. Bugüne kadar fabrikada en ağır işlere verilen, iki makinede birden çalıştırılan taşeron işçiler, sırf bakan geliyor diye o gün daha hafif işlere verilmişler, asıl işlerden alınmışlar. İlk defa böyle bir durum oluşmuş. Bugüne kadar taşeronda çalışan işçilere reva görülen katmerli kötü koşulların bir anda birkaç saatliğine iyileştirilmesi patronların sahtekârlıklarını, iktidar karşısındaki yalaka tutumlarını, tüm çirkinliklerini, işbirliklerini bir kez daha göstermiş oldu. AKP hükümetinin de yalanlarını, işçileri aldatmalarını unutuyoruz tabii. 2015 seçimleri öncesinde, işçilerin-emekçilerin oylarını kapmak için taşeron işçileri “kadroya alma” vaadinde bulunan AKP kurmayları, verdikleri sözleri çoktan unutmuş görünüyorlar. Fabrikada işçilerle yemek yiyen Bakan Zeybekçi, işçi dostu pozları keserken, patrona “ya kardeşim bu fabrikada neden taşeron işçi çalıştırıyorsun, neden kadroya almıyorsun?” diye bir şey sormamış elbette. Zaten bu oy avcılarından da biz işçilerin çıkarına hareket etmelerini beklemiyoruz.
Yıldırmasın Karanlık
Kenya’da Doktorların Grevi
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...