İskender Döner, Hayat Erir Biter
Karabük’ten bir işçi-öğrenci

Merhaba. Ben Karabük’te üniversitede okuyan bir işçi-öğrenci kardeşinizim. Sizlere part-time olarak çalıştığım kebapçıda yaşadığımız sıkıntıları ve gözlemlerimi anlatmak istiyorum. Dersimin olmadığı günlerde Karabük’te bir kebapçıda çalışıyorum. Benimle beraber sabit olmamakla beraber 8-10 garson arkadaşım çalışıyor. Bu arada garsonların büyük çoğunluğu öğrencilerden oluşuyor. Böylece patron garsonları sigortalı çalıştırmaktan kaçabiliyor. Genelde iki sabit çalışan garsonu var ve bunlar da sigortasız çalışıyor. Sorduğum zaman, “yeni girdik, zamanla yaparlar” cevabını alıyorum. Mutfakta ise iki bulaşıkçı kadın, üç kebapçı ve bir salatacı olmak üzere altı kişi çalışıyor. Bulaşıkçı ablalarım bulaşık yıkamak dışında mutfağın temizliğiyle de ilgileniyorlar ve sabah 8 gibi işe gelip akşam 10-11 gibi ancak çıkabiliyorlar.
Onların yaptığı işin adı bulaşıkçılık olduğu için en az ücreti alanlar tahminimce onlar. Sorduğumda bana aldıkları maaşı söylemediler. Birine “abla asgari ücret mi alıyorsun?” diye sordum, utana sıkıla “evet” dedi. Belli ki işini kaybetme korkusundan aldığı ücreti bile söyleyemiyor. Diğer abla ise bankadan çektiği krediyle ev sahibi olmuş ve taksitlerini ödeyebilmek için çalışıyor. Patronun gözüne batmamak için o da canla başla elinden gelenin fazlasını yapıyor. İki ablam da ellili yaşlarında ama buna rağmen hiç boş durmuyorlar. Bulaşık yıkıyor, servislerin hazırlanmasına yardım ediyorlar. Salatasından tatlısına, kebabından ilavelerine kadar her şeye yardım ediyorlar, çünkü onlar “bulaşıkçı” ablalar.
Kebap yapan ustalara gelince, ağabeylerim aynı zamanda patronun akrabası ve çok iyi insanlar. Patronun akrabası diye belki torpil falan olur diye düşünmeyin. Akşama kadar nefes almadan çalışıyorlar. İki ağabeyim de Ankara’dan gelmişler buraya, aileleri Ankara’da ve uzun süredir ailelerini görmemişler. Onlar da sabahın erken saatlerinde gelip akşamın geç saatlerine kadar çalışıyorlar. Usta oldukları için onlar olmazsa iş duruyor. Bu yüzden değil ailelerini görmek, hasta olmaya bile izinleri yok. Geçenlerde dönerci ustası ağabeyimin ayağını sürüye sürüye ilerlediğini gördüm. “Ne oldu?” diye sordum, ayağındaki terlik yara yapmış ve üstüne basamıyor. “Abi doktora gittin mi?” dedim, “Evet, krem verdi sürdüm” dedi. O halde döner tezgâhının başında çalışmaya devam etti. Birkaç gün sonra iskender ustası olan ağabeyin beli ağrıyordu ama doktora gitmedi. Çünkü gitse iş duracak. O da 15 yıllık meslek hayatında yaklaşık 1000 gün sigorta pirimi doldurabilmiş. 40’lı yaşlarda ama sanki 60’ına merdiven dayamış gibi görünüyor.
Orada çalışanların yemek molası yok, özellikle mutfaktakilerin. Garsonlar yemeğe sırayla çıkabiliyorlar. Hafta tatilleri yok, ancak iki üç haftada bir, o da izin verilirse bir gün tatil yapabiliyorlar. Günde yaklaşık 15-16 saat çalışıyorlar. Buna rağmen müşterilerin yoğun olduğu saatlerde ufak bir aksaklık çıktığında patron ağzına gelen küfrü savurabiliyor. Bu kebapçı, çalışma arkadaşlarımın adeta yaşam alanı olmuş. Ailelerinden çok birbirlerini görüyorlar. Eve de ancak uyumaya gidebiliyorlar. Sigara içmeye, hatta tuvalete gitmeye bile işin durumuna göre karar veriliyor. Eğer iş yoğunsa tuvalete bile gitmek yasak.
İşte böyle dostlar, ben de ihtiyacım olduğundan dolayı hem okuyup hem de çalışıyorum. Maalesef yaşadığımız dünyada para olmadan hiçbir şey yapamıyoruz, ekmek aslanın midesine kadar inmiş durumda. Her güzelliği üreten bizlerin bir araya gelmesi ve ürettiklerimizin adaletli bir şekilde paylaştırılması için örgütlenmesi gerekiyor. Bunların bilincinde olmamızı sağlayan derneğimiz UİD-DER’de mücadele saflarını hep birlikte güçlendirelim.
Son Eklenenler
- İzmir Kemalpaşa’da grevde olan Petrol-İş üyesi Temel Conta işçileri, patronun grev kırıcılığını tespit ettirmek için açtıkları davanın duruşması öncesi Bayraklı Adliyesi Ek Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. İstanbul Şişli Belediyesi...
- İnsanların kardeşçe yaşayacağı bir dünya özleyen, böyle bir dünyayı kurabilecek tek güç olan örgütlü işçi sınıfının mücadelesine inanan, o mücadelede yer alan nice şair, yazar, sanatçı var. Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal bu sanatçılardan ikisidir....
- Tuzla’da bulunan Reckitt Benckiser’de Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler 27 Mayısta greve çıktılar. Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak grevci işçileri mücadelelerinde yalnız bırakmıyoruz. Grevlerinin 17. gününde işçi kardeşlerimizi tekrar...
- İsrail devleti Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştiriyor. Egemenler kimi zaman bu katliamı sözde kınadıklarını belirtseler de İsrail’le her türlü ekonomik ve politik ilişkiyi sürdürmeye devam ediyorlar. Egemenlerin...
- ABD Başkanı Trump, göçmen karşıtı politikalarını sürdüyor. Göçmenleri hedef alarak açık bir savaş ilan eden Trump’ın ABD’sinde, göçmen işçi ve öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor, göçmen işçiler tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyorlar. ABD’li...
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bundan tam 55 yıl önce bu topraklardaki işçi sınıfının tarihine altın harflerle yazıldı. O tarihten bu yana örgütlü işçi sınıfı bu iki günü anarak yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. 15-16 Haziran, örgütlü işçi...
- 12 Haziran, Birleşmiş Milletler tarafından 2002 yılında Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edildi. Ne yazık ki o zamandan bu zamana çocuk işçiliğin azalması bir yana, 1800’lü yıllara benzer koşullar yaratıldı. Patronlar için tatlı kârlar...
- KESK Ankara Şubeler Platformu ve emekten yana siyasi partiler 11 Haziranda, ABD Büyükelçiliği önünde siyonist İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırımı, Türkiye limanlarından İsrail’e askeri malzeme taşınmasını, Gazze’ye insani malzeme...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, 29 Mayısta greve çıkmıştı. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi işçiler, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikası üyeleriyle aynı işi...
- Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir...
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....