Buradasınız
Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
Ankara’dan bir işçi

İşçisinden çiftçisine, emeklisinden kamu çalışanına milyonlarca emekçi için geçinmek giderek zorlaşıyor. Her anlamda yangın yerine dönen ülkede adeta cehennemi yaşıyoruz. Düşük ücretlerle, çok zor koşullarda ve iş güvenliği olmadan çalıştırılan orman işçileri yangında hayatını kaybediyor. Köylülerin tarım arazilerine, zeytinliklerine el konuluyor, yaşam kaynakları kesiliyor. On milyonlarca emekçi vergi ve borç yükü altında eziliyor. Bin bir zorlukla ürününü yetiştiren çiftçi ürününü satamıyor, satsa maliyetini bile karşılayamıyor. Çekilen sıkıntıları, acıları, zorlukları zerre kadar umursamayan iktidar sahipleri, bir itiraz olduğunda ise hemen harekete geçiyor, saldırıya başlıyorlar. Kimse sesini çıkarmasın, yapılan haksızlıklara, kötülüklere boyun eğsin istiyorlar.
Geçtiğimiz haftalarda Sakarya’da iki çiftçi ürettikleri karpuzları yola atıp parçalamışlardı. Bu öfkelerinin nedeni toptancının son anda karpuzları almaktan vazgeçmesiydi. Belli ki evine, çoluğuna çocuğuna rızkını götüremeyecek olmanın öfkesiydi çiftçilere bunu yaptıran. Ama çiftçilerin sorunlarını görmezden gelen Ticaret Bakanlığı hiç zaman kaybetmeden harekete geçti ve iki çiftçi hakkında idari işlem başlattı. Toplamda 17 milyon liraya varan para cezası verilmesini isteyen Bakanlık bu cezanın nedenine ilişkin şöyle bir açıklama yaptı: “Tarımsal ürünlerin üretiminden tüketiciye ulaşmasına kadar geçen tüm süreçlerde ekonomik dengeyi ve gıda güvenliğini korumak en temel önceliğimizdir. Tarım ürünlerinin ziyan edilmesine, kamu vicdanını yaralayan bu tür görüntülerin tekrarına ve piyasa bozucu davranışlara kesinlikle müsamaha göstermeyeceğiz. Piyasa işleyişini bozacak eylemlere karşı en ağır idari yaptırımlar uygulanacaktır.” Sanırsınız ki bugüne kadar yürüttüğü ekonomi politikalarıyla ülke ekonomisini uçurumdan aşağı yuvarlayan, on milyonlarca insanı açlığa, sefalete sürükleyen, işçileri, emekçileri perişan eden kendileri değil! Bakana sormak lazım: İki gariban çiftçi karpuzlarını yollara döktüğünde ekonomi bozuluyorsa zaten bu ekonomiden de bu ekonominin mimarı olan iktidardan da emekçiye fayda gelmeyeceği açık değil mi?
Bakanlığın bu kibir dolu açıklamasının, çiftçilerin çok ağır para cezalarıyla karşı karşıya bırakılmasının nedeni “ekonomik dengeyi, gıda güvenliğini korumak” filan değildir. Kriz haline gelen sorunlara karşı toplumdan en küçük bir tepkinin bile yükselmesini engellemeye çalışmaktır. Adalet isteyenleri ne pahasına olursa olsun susturmaktır. Yağma ve talanı, kurdukları kötülük ve zulüm düzenini devam ettirebilmek için toplumsal muhalefeti ezmektir. Traktörleriyle yola çıkarak baskıları protesto eden çiftçilere trafiği engellediler diye para cezaları veren, eylemlere katılan gençlere eziyet eden, diplomasını yırtan öğrenciyi gözaltına alan, grevci, direnişçi işçileri polis, jandarma şiddetine maruz bırakan bir iktidarın başka ne amacı olabilir?
Bir çiftçi aylarca bin bir zahmete katlanıp onca emek verdiği mahsulünü, ekinini neden tarlasında çürümeye bırakır? Niye çiftçiler ürünlerini derelere, yol kenarlarına boşaltır? İktidarın politikaları yüzünden çiftçi de toplumun ezici çoğunluğu gibi geçinemiyor. Mazotuydu gübresiydi sulamasıydı derken ürettiği mahsuller borç olarak kendisine dönüyor. Toptancıya en düşük fiyatlarla satmak zorunda kaldığı ürünler market raflarında fahiş fiyatlara gidiyor. Siyasi iktidar, yarattığı bu sorunların hesabını vermek yerine baskı ve zorbalıkla, cezalarla toplumun tüm kesimlerine “sakın ha sesiniz çıkmasın” tehditlerini sürdürüyor.
İktidar sahipleri, ekonomiden siyasete, sanattan günlük yaşama kadar her alanda büyüyen sorunların pekâlâ farkındalar. Her yerden çürüme, yolsuzluk, adaletsizlik, kısacası pislik aktığı artık gözlerden gizlenemiyor. Bu pisliğin içinde birileri Karun kadar zenginleşirken, toplumun geriye kalan yüzde 99’u ise sefalete mahkûm ediliyor. Bir taraftan sermaye sınıfını ihya eden politikalar hayata geçirilirken diğer taraftan milyonlarca insanın hayatı zehir ediliyor. Böyle bir durumda itiraz seslerinin daha fazla yükseleceğini, hakkını arayan çiftçilerin, köylülerin, işçilerin sayısının artacağını da çok iyi biliyorlar. İşte bu yüzden korkuyorlar ve korkularını zorbalıkla yenmeye çalışıyorlar.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, gerçeklerin üzerini örtemezler. Korkuyla, baskıyla, zorbalıkla emekçilerin mücadelesini durduramazlar. Hakkını arayan Polonez işçilerini hatırlayalım. Haksızlığa karşı çıktıkları için müftüsünden kaymakamına, polisinden jandarmasına bütün devlet güçleri, seslerini bastırmaya çalıştı. Çiftçiye milyon liralık ceza kesen zihniyet de aynı. Peki, ne oldu sonunda? Polonez işçileri sınıf dayanışmasının da verdiği güçle direne direne kazandılar. Demek ki engellere rağmen inatla ve sabırla mücadele edersek, birleşip el ele verirsek zorbalığı da durdurabiliriz, yapılan zulmün hesabını da sorabiliriz.
Yine Yangın, Yine Katliam!
Emekliye Yeni Operasyon
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Kemal Türkler, Katledilişinin 45. Yılında Mezarı Başında Anıldı
- “Süper Talan Yasası”na Karşı Mücadele Sürüyor
- İzmir Belediye İşçileri İşlerini Geri İstiyor
- UİD-DER’in İran İşçi Sendikalarına ve İşçi Sınıfına Dayanışma Mesajı
- İşçiyiz, Filistin Halkına Yapılan Zulmü Kabul Etmiyoruz!
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
- Sivas Katliamı 32. Yılında Lanetlendi, Katledilenler Anıldı
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
Son Eklenenler
- Diyelim ki hayatınızda ilk kez bir koşu yarışmasına katılacaksınız ve yeterince idmanlı değilsiniz. İsteklisiniz, azimlisiniz ama diğer koşuculara göre hazırlığınız yetersiz ve deneyimli değilsiniz. Böyle bir yarışmada birinci olmanız şaşırtıcı...
- Bir dünya devi olan Amazon’un işçileri en ağır koşullarda çalıştırılmaya devam ediyor. Amazon Tuzla Depo’da çalışan işçiler olarak bizler de ağır iş yüküne, mobbinge, işyeri içinde zor bölümlere sürülme gibi uygulamalara maruz kalıyoruz.
- Türkiye’de çok genç yaşta emekli olunduğundan, emeklilerin sosyal güvenlik sisteminin sırtında kambur olduğundan, aylıklarının arttırılmasının kaynakların heba edilmesi anlamına geldiğinden bahsediyor. Bu sözlerle, sınıfımızın emeklilerini yük,...
- Geçtiğimiz haftalarda Sakarya’da iki çiftçi ürettikleri karpuzları yola atıp parçalamışlardı. Bu öfkelerinin nedeni toptancının son anda karpuzları almaktan vazgeçmesiydi. Belli ki evine, çoluğuna çocuğuna rızkını götüremeyecek olmanın öfkesiydi...
- Eskişehir Seyitgazi’de 23 Temmuz sabah saatlerinde çıkan orman yangınına müdahale etmeye çalışırken 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü alevlerin içinde kalarak hayatını kaybetti, 14 kişi de yaralandı. Türkiye haftalardır orman yangınlarıyla...
- Gün geçtikçe artan enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik çocukları da işçiliğe zorluyor. İSİG Meclisi verilerine göre 2025 yılının başından beri 24 çocuk işçi, iş cinayetleri sonucunda hayatını kaybetti.
- Akkuyu Nükleer Güç Santralinde taşeron şirkette çalışan Türk ve Rus işçiler son üç aydır ödenmeyen ücretlerinin ödenmesi için 23 Temmuzda iş bıraktı.
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 23 Temmuzda üniversite hastaneleri önünde basın açıklamaları yaparak TİS taleplerini açıkladı.
- Biz bir grup genç olarak UİD-DER’li abilerimizle birlikte, mücadeleye yıllarca katkı sunan, tecrübe sahibi bir büyüğümüzü Çatalca’daki evinde ziyaret ettik.
- İşçi sınıfının uluslararası marşı Enternasyonal 137 yıldır her dilde söyleniyor, işçi sınıfının sömürüden kurtuluşu mücadelesinin en güzel sembollerinden biri olmaya devam ediyor. Sınıfımızın mücadele geleneğinden doğan bu marşın nasıl ortaya...
- Sağlık Bakanlığı’nın son düzenlemeleriyle birlikte Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) büyük bir çöküşe sürükleniyor. Halk sağlığını korumakla görevli ASM’ler, sağlık hizmeti sunulan yerler olmaktan çıkarılıp, sağlık emekçilerini cezalandıran, halkı...
- Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi, DİSK’in kurucusu ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 45. yılında Topkapı Mezarlığı’nda düzenlenen törenle anıldı.
- Katledilişinin 45’inci yılında Kemal Türkler’i ve lideri olduğu Maden-İş Sendikasının mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını hatırlamak, belki de her zamankinden daha büyük önem taşıyor.