“Kara Liste” Nedir?
Sendikalaşma, iş durdurma, grev veya işgal eylemleriyle haklarını arayan işçiler, büyük oranda işten atma saldırısıyla karşı karşıya kalıyorlar. Haksızlıklar, haksız yere işten atılmak yetmiyormuş gibi işçiler patronlar tarafından “kara listeye” alınıyorlar. Bir daha iş bulamayacak olmakla, işsizlikle korkutuluyorlar. Patronların elinde birer sopaya dönüşmüş olan “kara liste” nedir ve bu liste niçin tutulmaktadır?
Kara liste, yani patronların hafızalarında hakkını arayan işçileri kaydettikleri liste. Mücadeleci işçilerin yer aldığı bu listeyi patronlar sanayi bölgelerinde, faaliyet yürüttükleri sektörlerde veya aynı işkolunda bulunan bütün diğer patronlarla paylaşırlar. Bu listeye giren işçi söylenenlere göre bir daha iş bulamaz ve uzun yıllar boyunca işsizlikle karşı karşıya kalırmış. Adeta siciline işlenen bir suç gibi nereye gitse, hangi işe başvursa hemen aleyhinde bir delil olarak kullanılırmış. Listeden adını sildirmek için pişmanlık göstermek, bir daha bu işlere, yani hak alma işlerine girmeyeceğine yemin billâh etmek gerekliymiş.
Patronlar hakkını aramak için grev, işgal ve benzeri eylemlere girişen işçileri birçok aşamada korkutup, cezalandırmaya çalışırlar. Önce şef ve müdürlerle işlerine geri dönmeleri sağlanmaya çalışılır, işten atılmakla tehdit edilir, polis çağrılarak tutuklanacağı söylenir, nihayet geri adım atmayan işçileri kara listeye aldıkları söylentisiyle susturmaya çalışırlar.
Geçmişte mücadele eden işçilerin patronlar tarafından polise, mahkemelere, sivil faşistlere, çetelere ihbar edilmişlerdi. Patronların kurdukları dernek, sendika ve konfederasyonlarla bu işçilere iş vermemek konusunda anlaştıkları çokça görülmüştü. Fakat patronların bu tezgâhı mücadeleden yılmayan işçilerin kararlılıkları sayesinde çökmüştü. İşçiler mücadele eden, hak almak için büyük fedakârlıklar göstererek öne çıkan işçi arkadaşlarını korumak için, işten atılmalarını önlemek için birlik ve dayanışma içinde olmuşlardır. İşsiz geçen dönemlerde de maddi olarak dayanışma göstererek, sınıf kardeşliğinin en güzel örneklerini göstermişlerdir.
Bugün patronlar yine böylesi yollara başvurup, işçileri korkutmaya teşebbüs edebilirler. Haksız bir düzen, zaten onurlu, başı dik, mertçe uygulamalarla yol almaz. Mutlaka bir takım sinsi, kara, çirkin listelerle, çetelelerle yol alır. İşçileri ihbar eden zihniyet ancak sömürüye dayalı bir sistem olabilir. Fakat her şeye rağmen işçiler mücadeleye atıldıkça, hak alma eylemlerini birlikte, kitlesel, hep beraber gerçekleştirdikçe patronların tuttuğu kara listenin hiçbir anlamı olmayacaktır. Yani mücadeleye atılan işçilerin sayısı on binleri yüz binleri buldukça hangi birimizi kara listeye alabilirler ki?
Hakkını almak için mücadeleye atılan işçiyi kara listeye almakla tehdit eden bir patron resmen suç işlemektedir. İşçi haksız yere örneğin 25/2 maddeden işten atılsa bile bu başka bir işyerinde aynı işçinin işe girmesine mani olamaz. İş mahkemeleri neticesinde işçilerin neredeyse tamamı patronların yalan gerekçeleriyle işten atıldıklarını kanıtlanabilmektedir. Kara listenin resmi anlamda hiçbir adli hükmü yoktur. Her işçi arkadaşımızın bu durumu bilmesi gerekmektedir.
Patronların kara liste tehditleri, biz işçileri işsizlikle tehdit ederek, bir daha haklarımız için mücadele etmememizi, pişman olmamızı, teslim olmamızı sağlamaya dönük bir çabadır. İşçiler mücadeleye birileri kışkırttığı için değil, haklarını almak istediklerinde bütün kapılar yüzlerine kapandığı için başvururlar. Çünkü işyerinde patron kazandıkça, sermayesi arttıkça işçinin de kazanması ve ücretini arttırması patronların iyi niyetiyle gerçekleşmez. Örgütlenmek ve üretimden gelen gücünü kullanarak ortak bir kararla talepleri patronlara kabul ettirmek gerekmektedir. Bunun tek yolu da mücadele etmekten geçmektedir.
İşçilerin verdiği mücadeleler çok zor ve ağır koşullarda geçekleşir. Baskı ve yasakların yanı sıra patronların amansız saldırılarını da göze almak gerekmektedir. İşçilerin mücadele etmesi hiçbir patronun işine gelmez. Patronlar bu mücadeleyi durdurmaya, karalamaya veya yenilgiye uğratmaya çalışırlar. İşçileri bölmek için ellerinden geleni yaparlar. Fakat sonuç ne olursa olsun verilen mücadele işçinin insan olmak, alın terine sahip çıkmak, ailesinin geçimini sağlamak için zorunlu olarak vermesi gereken bir mücadeledir. Kara listeye alınmak veya işten atılmak bu mücadeleye atılan işçinin ödeyeceği bir bedeldir. Kazanmak ve adını onur listesine yazdırmak için başka bir yol da yoktur.
Son Eklenenler
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...