Buradasınız
Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!

Yaşamın hangi alanına bakarsak bakalım, her başarının ancak büyük emekler vererek, sabırla çalışarak elde edildiğini görürüz. Henüz ilk denemede iyi sonuçlar elde etmek, hedefe ulaşmak mümkün değildir. Özellikle toplumsal alanda hiçbir değişim bir çırpıda gerçekleşmez. Yalancı bahara kanıp vaktinden önce açan çiçekler meyveye dönüşür mü? Havalar aniden soğuyup bir don vurunca ne olur bu güzelim aceleci çiçeklere? İşte güneşi ilk gördüğünde kışı atlattığını sanan, erken açan çiçekler gibi, yaşam koşullarındaki olumsuzlukların hemen değişmesini beklemek de hayal kırıklığına neden olur. Değişimin yolu sabır ve emektir.
UİD-DER’in web sitesinde yayınlanan Daha Dur şiirinde bir işçi kardeşimiz şöyle anlatıyordu bu gerçeği: “Sabırsızlık yenilgidir/ Bastığın toprağı, kavradığın taşı tanı/ Bir usta, bir el, bir demir/ Bir taşa şekil veriyor sabırla inatla inançla/ Daha dur…” Bir taşa şekil vermek için önce taşı tanımak, sonra uygun koşullarda emek vermek, inatla çalışmak ve sabır göstermek gerekir. Müzelerde gördüğümüz, işçiliğiyle kendisine hayran bıraktıran, milattan önce yapıldığı halde bugüne kadar gelebilen heykelleri düşünelim. O dönemin usta elleri yonttukları taşı tanımasalardı, sabırla, inatla ince ince işlemeselerdi o muhteşem heykeller ortaya çıkar mıydı?
Düşünelim, bir hastalığa deva bulabilmek için ne kadar çok insan emek verdi mesela? Bugün hayatımızı kolaylaştıran makinelerde sınıfımızın yüzlerce yıllık birikmiş emeği var. Elimizdeki tüm haklara da geçmişin mücadeleleri sayesinde sahibiz. Sınıfımızın mücadele tarihi bir çırpıda yazılmadı. Ne büyük değişimler bir gecede gerçekleşti, ne de yaşanan zulmün hesabı hemen sorulabildi. Her büyük dönüşüm, olumluya doğru her bir adım nice kuşakların sabırlı, inançlı ve örgütlü mücadelesiyle mümkün oldu. İşte bu yüzden sabırsızlık yenilgidir.
Evet, sabırlı olmak gerekir, peki ama nasıl bir sabır? Mesela haklarımızı istediğimizde bize “sabrın sonu selamettir, dişinizi sıkın” diyen patronların telkin ettiği gibi bir sabır mı? Türkiye’de iktidarın dümenini elinde tutanların ülkeyi uçuruma sürüklerken “sabredin, yakında düze çıkacağız” derken kast ettikleri gibi bir sabır mı? Hayır, onların sözünü ettiği “sabır”, haksızlıklara, saldırılara, zorbalığa sessiz kalmak, boyun eğmek demektir. Bizim kastettiğimiz sabır ise dirençli olmaktır. Koyduğumuz hedefe doğru adım adım ilerlemek, zorluklardan korkmadan, pes etmeden, acele etmeden örgütlülüğümüzü örmektir. Sadece kendimizi ve yaşadığımız anı değil, toplumu ve geleceği de düşünerek hareket etmektir. Ama örgütlü sabrımıza tahammül edemeyenler hemen başlıyorlar karşı saldırıya: “Sen neyi değiştirebilirsin ki?” Bizler de diyoruz ki yarını, geleceği değiştirebiliriz!
İşçi sınıfının önderi ve öğretmeni Marks bu onurlu çabayı ne güzel ifade eder: Eğer insanlığın çoğunluğu için etkili olabileceğimiz yeri seçmişsek, hiçbir yük bizi kamburlaştırmaz, çünkü o herkes adına ödenen bir bedeldir; artık tadına vardığımız şey yoksul, kısıtlı, bencilce bir sevinç değildir, mutluluğumuz milyonlara aittir, eylemlerimiz sessiz sedasız, ama sonsuza dek etkisini sürdürecektir… Mücadeleyle güzel günlere ulaşmanın bazen insanın yaşam süresini aştığı doğrudur. Ama milyonların hayatına dokunan, gelecek kuşaklara aktarılan örgütlü deneyim, mücadeleye duyulan inanç, sabır ve sebatla verilen emek bir gün mutlaka karşılığını bulur. Toplumsal dönüşüm için verilen emek hiçbir zaman boşa gitmez, doğruları ve yanlışlarıyla yol gösterir. Şiirde dediği gibi; Gelecek/ Sıra bize de gelecek/ İşte o zaman sorulacak/ Tüm zulmün hesabı/ Daha dur…
Sıra bize de gelecek! Sıra bize, işçi sınıfımıza geldiğinde kapitalizme karşı mücadelenin başarıya ulaşmasının yolu o mücadeleye bugünden hazırlanmaktan geçiyor. O yüzden bugün verdiğimiz emeğin büyük bir anlamı var. Temeli iyi kazılmamış bir binanın sağlam olması beklenemez. Bir an önce yükselsin diye hesapsız kitapsız, alelacele yapılan yapılar en ufak bir sarsıntıda yıkılıp gider, geriye bir enkaz bırakır. Zor ve zahmetli olsa da, uzun süren yorucu bir süreç gibi görünse de çocuklarımıza geleceğin güzel günlerini armağan etmek için o temeli sağlam atmak zorundayız. Yeni bir dünyanın taşı da, harcı da bizim bugünkü emeğimizdir ve bunun için verilen her emeğe değer. Sermaye sınıfının kârı için gece gündüz çalışmak zorunda bırakıldığımız bugünün dünyasında kendi sınıfımızın evlatları için bir araya gelmek, sabırla, dirençle, inatla mücadeleyi büyütmek ancak müthiş bir bahtiyarlık olabilir.
- Tepegöz, Basat ve Kapitalizm…
- Everest’e Tırmanmak da Sınıfsal!
- Filler, Karıncalar ve Kıssadan Hisse
- “Bu Sene Hiç Kiraz Yediniz mi?”
- Aşçı ya da Doktor… Çocuklarımız Ezilmekten Nasıl Kurtulur?
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- Komşunun Evi Yanarken…
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Kim Bu Herkes?
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
Son Eklenenler
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin 45. yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde eylemler gerçekleştirildi. Yapılan eylemlerde darbe rejimi ve onun günümüzdeki etkileri protesto edildi. İstanbul’da 78’liler Girişimi öncülüğünde Taksim Kazancı Yokuşunda...
- “Bırak seni başkaları övsün” diye bir söz vardır. Bir de işçi sınıfının ve insanlığın sömürüye karşı yürüttüğü mücadeleyi tarif eden başka bir ifade vardır: “Sen sadece doğru yolda yürü. Sabırla, emekle, alın teriyle ilerle. Bir gün başkaları da...
- Metal işkolunda Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarıyla metal patronlarını temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2025-2027 dönemini kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başladı. Bu sözleşme, 250’...
- Ankara’da bulunan Tapeten Mensucat’ta Teksif Sendikasında örgütlenen işçiler, işverenin TİS masasına oturmayı reddetmesi üzerine 4 Eylülde greve çıkmışlardı. UİD-DER üyesi işçiler olarak grevlerinin 8. gününde Tapeten işçilerini ziyaret ettik.
- Yaşadığımız topraklarda 12 Eylül 1980’de bir askeri faşist darbe gerçekleştirildi. Darbeciler ülkedeki kaosu ve kardeş kavgasını bitirmek için darbe yaptıklarını ileri sürüyorlardı. Oysa asıl amaç işçi sınıfına ve örgütlerine darbe vurmaktı.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”