Kızılderili Yaşlı Adamın Mesajı Neydi?
Gebze’den bir işçi
Amerikan yerlileri olan Kızılderililer geçmişte çokça kıyıma uğradı, türlü acılar çekti. Acılarının sorumluları elbette başta beyaz egemenlerdi. “Beyaz adam”ın söylediklerine inanmamak gerektiğini bilir ve bunu başkasına aktarma ihtiyacı duyarlardı. Ay’ın yüzeyine inmeden önce Neil Armstrong ve Buzz Aldrin 1969 yılında ABD’nin batısında ıssız bir çölde eğitim görürler. Pek çok Kızılderili topluluğu bu alanda yaşamaktadır. Bir gün eğitim esnasında astronotlar yaşlı bir Kızılderili’yle karşılaşır. Adam orada onlara ne yaptıklarını sorar. Astronotlar kısa süre içinde Ay’a yapılacak bir araştırma seyahatinin parçası olduklarını söylerler. Yaşlı adam bunu duyunca bir an sessiz kalır, sonra astronotlardan kendisine bir iyilik yapmalarını ister. Astronotlar “ne istiyorsunuz?” diye sorar. Yaşlı adam, “kabilemdeki insanlar Ay’da kutsal ruhların yaşadığına inanır. Onlara halkımdan önemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim” der. Astronotlar, mesajının ne olduğunu sormaları üzerine adam kendi dilinde bir şeyler mırıldanmaya başlar. Astronotlara bunu ezberleyene kadar tekrar etmelerini söyler. Astronotlar ezberledikleri şeyin ne olduğunu sorarlar fakat yaşlı adam onlara bir şey söyleyemeyeceğini, bunun sadece Ay ruhlarının bilebileceği bir sır olduğunu ifade eder. Astronotlar üsse geri döner. Uzun uğraşlardan sonra yerel dili konuşabilen birini bulurlar ve ondan mesajı tercüme etmesini isterler. Ezberledikleri şeyi söyleyince çevirmen kahkahalarla gülmeye başlar. Nihayet sakinleşince astronotların o kadar dikkatle ezberledikleri sözlerin; “bu adamların size söyledikleri hiçbir şeye inanmayın, topraklarınızı çalmaya geldiler” anlamına geldiğini söyler.
Bugün İşçi Dayanışması da yüzünü bile görmediğimiz, sesini bile duymadığımız dünyanın öte ucundaki emekçilere ve elbette bizlere benzer şekilde sesleniyor: “Patronlar sınıfının tek derdi bizleri bölmek ve güçsüz düşürmek. Aman ha gaflete düşüp de onlara güvenmeyin. Sınıfın penceresinden size aktarılanlara kulak verin ve dayanışmanızı güçlendirin” diyor. İşçi Dayanışması 150 sayıdır bizlere bunları ısrarla aktarmaya devam ediyor. Sakın ha diyor; bir an olsun rehavete kapılıp da egemenlere, patronlara inanmayın. Sınıfımızın şairlerinden Bertrolt Brecht, egemenlerle aramızdaki bağı tahterevalliye benzetip ne güzel anlatmış; “Bütün düzen bir tahterevalli aslında, iki ucu birbirine bağımlı. Yukardakiler durabiliyorlar orada, sırf ötekiler durduğundan aşağıda”. Biz aşağıda kalalım böylece onlar da yukarda kalabilsinler, sesimizi çıkarmayalım, düzenleri sürsün diye yapmayacakları şey yoktur. Sermaye sınıfı karşısında gücümüzü birleştirmeli, sınıfımızın mücadele tarihini öğrenmeliyiz. Böylece deneyimlerden yararlanarak benzer hataları yapmaktan kaçınıp daha da ilerleyebiliriz.
Son Eklenenler
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...