Metal İşçileri Direniyor, Mücadele Büyüyor

Bursa’daki metal işçilerinin başlattığı mücadele yayılıyor. Renault, Tofaş, Coşkunöz’den sonra dün Mako’da çalışan işçiler de üretimi durdurdular. Dün bütün gün ve gece bu dört fabrikanın önü bayram yeri gibiydi. Birbirlerini ziyaret eden işçiler, coşkularını bir an olsun kaybetmediler.
Bursalı metal işçilerinin yaktığı mücadele ateşi Kocaeli, Gebze, İstanbul başta olmak üzere birçok kentte metal fabrikalarında etkisini göstermiş durumda. Pek çok fabrikada işçiler vardiya değişim saatlerinde ve molalar da Türk Metal’i lanetleyen sloganlar atıyor, yürüyüşler gerçekleştiriyorlar. Keza birçok fabrikada işçiler toplu istifa kararı almış bulunuyor. Koç Grubu’na ait Tofaş’ta üretimin durmasının ardından, yine bu gruba ait otomotiv devi Ford Otosan’da çalışan işçiler de Türk Metal’e karşı harekete geçmişlerdir.
SEKA Park’ta bir araya gelen Ford Otosan işçileri “Satılmış sendika istemiyoruz” diyerek Türk Metali lanetlediler. Burada bir açıklama yapan işçiler, Bursa’daki işçilerle aynı sorunları yaşadıklarını belirttiler: Aynı sorunları yaşayan Ford Otosan işçileri olarak Bursa’daki işçi kardeşlerimizi sonuna kadar destekliyoruz. Aynı sorunları yaşıyoruz, çıkarlarımız da aynı olduğu için Ford Otosan’da da taleplerimiz kabul edilmezse Bursa işçi kardeşlerimizle aynı şekilde davranacağımızı ilan ediyoruz.” İşçilerin talepleri, Bursa’daki metal işçilerinin talepleriyle aynı.
Başta otomotiv ve otomotiv yan sanayide üretimin durması ve mücadelenin diğer metal fabrikalarına sıçraması, işçilerin ne denli güçlü olduğunu gözler önüne sermektedir. İşçiler üretmedikleri sürece patronlar ve oların devasa fabrikaları veya markaları bir hiçtir. Nitekim işçilerin ortaya koyduğu mücadele sonucunda, Tofaş gibi devasa otomobil devlerinin hisse senetleri borsada tepe taklak aşağı gitmeye başlamıştır.
İşçilerin ek zam talebiyle başlattıkları mücadele derhal Türk Metal’den kurtulmaya ve kısa sürede MESS’e karşı mücadeleye dönüşmüştür. Metal işçilerinin mücadelesi, uzun yıllardır biriken öfkenin bir dışa vurumudur ve eğer gerçek anlamda bir örgütlülüğe dönüşürse işçi hareketinin önünü açacak bir potansiyele sahiptir. Tam da bundan dolayı MESS, Türk Metal ve devlet işçilerin mücadelesini kırmaya çalışıyor. İşçileri yalıtmaya, işçi örgütleriyle buluşmalarının önüne geçmeye, dayanışmanın ve mücadelenin gelişmesine ket vurmaya çalışıyorlar.
MESS, bir aylık süre isteyerek işçileri yılgınlığa sürüklemek isterken, patronlar da işçilere işyerlerini boşaltma yönünde baskı yapıyorlar. Coşkunöz ve Mako patronu, giriş çıkışları kapatarak ve işçilere giyecek ve içecek gelmesini önüne geçerek işçilere baskı yapıyor. Polis de bu yönde işçileri baskı altına almaya çalışıyor.
Başlayan mücadele yalnızca Türk Metal çetesinden kurtulma mücadelesi değildir. Bu mücadele, yıllarca işçilere sefalet ücretini ve kölece çalışma koşullarını dayatan, işçilerin sömürüsüyle muazzam kârlar elde eden MESS’e karşı da bir mücadeledir. Bu nedenle tüm metal işçileri bu mücadeleyi desteklemeli, MESS’in dayatmalarına Türk Metal’in işyerlerinde kurduğu düzene son vermelidirler.
Türk Metal’den Biz de Hesap Soralım
UİD-DER’in Kampanyası Devam Ediyor
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....