Buradasınız
Mücadele ve kardeşlik ezgileri söylüyoruz/6
31 Aralık 2020 - 23:10
Yenik Değiliz
Yenik değiliz
Boşa gitmedi çektiğimiz acılar
İlk yaz yağmuruyla yeşeren
tohumlara bak.
bir yangın gecesini andıran
sesleri dinle
savaş alanlarında çarpışanlar var
yenik değiliz
etseler de bizi ekmeğimizden
çocuklarımızın buğday başağı saçlarından
yardan ayırsalar da bizi
yenik değiliz
kanımızda bir pınar gibi kaynayan hayat
yenik değiliz
torbamız tohum dolu
koşar adım giriyoruz kavgaya!
Kemal Burkay
Müzik ruhun gıdasıdır denir. Müzik evrenseldir denir. Müziğe dair bu sözler ne de doğrudur. Bu coğrafyanın dillerinden Kürtçenin güzel bir türküsünü dinleyelim. “Ben Bir Güvercinim” diyelim. Takılalım o güvercinin kanatlarına, önce Amerika’ya, Boston’da bir festivale varalım. Oralara İran’dan, Kirmanşah’tan uzanan bir sesi, Mehdi Bagheri’yi dinleyelim. İranlı müzisyenlerin tınılarıyla coşalım. Halaylarına eşlik edelim. Sonra, bu parçaya yeniden döneceğiz.
Şimdi aşalım okyanusları ve uzanalım Londra sokaklarına. Aynı şarkıyı bu sefer Mısırlı Hamza Namara’dan dinleyelim. İrlandalı müzisyenlerin coşkulu tınılarına, sokaktaki insanların meraklarına ve ilgilerine, alkışlarına eşlik edelim. Bu klip, müziğin ulusal çitlere sığmadığını, iyiden ve güzelden yana olan ne varsa hepsinin evrensel olduğunu gözler önüne seriyor.
Kapitalist sömürü düzeni insanlığa kâbusu yaşatıyor. Oysa durmaksızın krizler üreten, tüm zenginliği bir avuç asalağın elinde toplayan, insanlığı nefessiz bırakan kapitalizmde yaşamaya mahkûm değiliz. İnsanlık uzun yollardan geçti, büyük bedeller ödedi ama geldiğimiz aşamada yeni bir dünya kuracak tüm imkânları da var etti. İnsanın insanı sömürmediği, işsizliğin, açlığın, yoksulluğun, savaş ve şiddetin olmadığı bir toplum kurabiliriz! İşte Avusturya İşçi Marşı, bu dünya için dövüşenleri anlatır. Emeğin, uluslararası işçi sınıfının bağrından kopup gelen, geleceğe inancı aşılayan bir marştır. Onlarca farklı dilde söylenir ama aynı şeyi muştular: Gelecek sınıfların, sömürünün ve savaşların olmadığı sosyalist toplumdur!