Bosch İşçisinden Gangster Türk Metal’e Öfke!
Bursa’da Türk Metal’den istifa eden binlerce Bosch işçisi Birleşik Metal-İş’e üye olmaya başladı. 14 Şubatta 08.00-16.00 vardiyasında çalışan işçiler, vardiya sonunda toplu halde notere giderek Türk Metal’den istifa dilekçelerini verdiler ve Birleşik Metal İşçileri Sendikası’na üye oldular. BMİS Yönetimi, yaptığı ilk açıklamada “bugünün sarı sendikal anlayışın bittiği gün olarak tarihe geçeceğini” belirterek vardiya vardiya işçilerin BMİS’e üye olacaklarını duyurdu.
Bursa; otomotiv, çelik ve tekstil üretimi yapan fabrikaların ön planda olduğu bir işçi kenti. Büyük metal fabrikalarının birçoğunda maalesef Türk Metal örgütlü. BMİS’in 9 bin kayıtlı üyesi varken Türk Metal’in 38 bin üyesi var. Önemli bir mücadele potansiyeli barındıran Bursa’da işçiler, hain Türk Metal bürokrasisi tarafından zapturapt altında tutuluyor. Bilindiği gibi, 1998 yılında Bursa işçisi Türk Metal’in patron yanlısı sendikacılık anlayışına karşı ayaklanmış, binlerce işçi sendikadan istifa etmek üzere yollara düşmüştü. İşçilerin tepkisi gangster Türk Metal’e idi. Çünkü bu gangsterler, uzun yıllardır işçilerin aidatlarını iç etmekte ve işçilerin daha fazla çalışıp, patronların daha fazla kazanması için ellerinden geleni ardına koymamaktaydı. On yıllardır bu fabrikalarda çalışan işçilerin ücretleri düşüyor, sosyal hakları yok ediliyor, çalışma koşulları ağırlaşıyor, esnek çalışma fabrikaya yerleşiyorken gangsterlerin artan saldırılara karşı hiç sesi çıkmıyordu. Her toplu sözleşme döneminde, patronların dayatmalarına tepkilerini dile getiren işçilerse, işbirlikçi sendikacılar tarafından patrona ihbar ediliyor ve işten atılıyorlardı. Elbette bu durum ilelebet sürmeyecekti. İşçilerin ilk büyük adımı, 1998 yılında toplu halde Türk Metal’den istifa etmeleri oldu. Fakat 1998 yılında Birleşik Metal-İş yönetimi, işçilerin bu hareketliliğini karşılamakta yetersiz kalmış, böylece işçiler lehine tarihi bir fırsat heba edilmişti. Çaresiz kalan işçiler, yeniden Türk Metal çetesinin ellerine düşüvermişlerdi. Sermaye sınıfının emrindeki Türk Metal çetesi çok sayıda işçiyi işten atmış, zamanla fabrikalar üzerinde yeniden denetim sağlamıştı.
Aslında Türk Metal bürokratlarının bu denli pervasız olmalarının kökeninde, 12 Eylül 1980’de işçi sınıfının örgütlülüğüne indirilen faşist darbe vardı. DİSK/Maden-İş’i kapatan, örgütlü olduğu işyerlerini Türk Metal’e geçiren, Kemal Türkler’i alçakça katleden, işçileri vatan, millet, din demagojisi ile kuşatan sermaye güçleri, fabrika kapılarını ardına kadar Türk Metal’e açtı. Türk Metal, sermaye güçlerinden aldığı destekle bugünlere geldi.
Bugün Bursa, Bosch işçilerinin attığı adımla çalkalanıyor. Ekonomik kriz, düşük ücret ve ağır çalışma koşulları; işçilerin yaşamını cehenneme çeviriyor. Sendikalı işçiler sendikalarının artan saldırılara seyirci kalmasını hazmedemiyor. Türk Metal bürokrasisini alaşağı edemeyen işçiler, uzun süredir kendileriyle görüşen Birleşik Metal-İş’e üye olmaya karar verdiler. BMİS yönetimi, Türk Metal bürokrasisinden bıkan işçilere, “size söz veriyoruz, temsilcinizi kendiniz seçeceksiniz, TİS sürecinde işin birinci derecede belirleyeni olacaksınız” dedi. “Kendi cebini dolduran, saltanatını koruyan, işçileri işten atarak geleceğin zenginleri arasında yer alan sendikacılardan değiliz” diyerek işçilere seslenen BMİS, Türk Metal’den farkını ortaya koymak istiyor. Elbette BMİS ile Türk Metal arasında bir fark vardır. Fakat unutulmaması gereken, gerçek sendikal güç, başkanların verdiği sözlerde değil, işçilerin tabandaki örgütlülüğündedir. Lafa değil gerçeklere bakılır. BMİS 1998 yılında işçilerin patlayan öfkesini örgütleyememiş, yaşanan birçok sendikal mücadele deneyiminde, mücadele yerine uzlaşmayı tercih etmiştir. Örgütlülüğü ve gücü zayıf olan BMİS yöneticileri, Türk Metal gangsterlerinin hanedanlığını yıkmak istiyorlarsa, Maden-İş’in mücadele geleneğini örnek almalıdırlar. İşçileri dinlemeli, tabanın söz ve karar sahibi olması için hareket etmelidirler.
Bosch fabrikasında 6 bin işçi üç vardiya halinde çalışıyor. Fabrika büyüyor, işçilerin durumunda bir değişiklik yaşanmıyor. Bu nedenle Türk Metal’den istifa eden işçilerin öfkesi son derece yerinde ve haklıdır. Türk Metal gangsterleri fabrikada işçiler arasındaki patron ajanlarıdır. Bu ajanları, fabrikalardan söküp atmak ancak işçilerin mücadeleleri sayesinde gerçekleşebilir. Bosch işçileri, nasıl bir sendika istemediklerini deneyimleriyle çok iyi biliyorlar. Artık gerçek bir işçi sendikasına ihtiyaç duyuyorlar. Böylesi bir sendika ancak işçilerin tabandaki örgütlülüğü, birliği ve kararları ortak alması sayesinde mümkündür. Bosch işçilerinin çaktığı kıvılcımın büyük bir yangına dönüşmesi için mücadeleyi sınıfın öncü güçleriyle birlikte büyütmek gerekiyor.
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...