“Bakanlık İyi Çalışıyor”muş!
Pendik’ten bir işçi

Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, geçtiğimiz günlerde bir toplantıda, “Bugün dünyada 3 milyar, ülkemizde ise yaklaşık 14 milyon işgücü bulunmaktadır. Bununla birlikte her gün yaklaşık 1 milyon iş kazası yaşanmakta, iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu her yıl 2,3 milyon insan hayatını kaybetmektedir. Çok daha fazla insan ise iş göremez hale gelmektedir” dedi. Bu tablonun üzerinde durulmuyor. İş kazası nedeniyle çalışamaz hale gelenler zaten tamamen göz ardı ediliyor. İş cinayetlerindeyse dünyada 3. sırada ve Avrupa sıralamasında ilk sırada yer alıyoruz.
Nurcan Önder, verileri verdikten sonra Türkiye’deki iş sağlığı ve güvenliği konularında Bakanlıklarının “iyi” çalıştığını iddia etti. Bugüne kadar 2 bin 403 ortak sağlık ve güvenlik birimi, 108 bin 451 iş güvenliği uzmanı, 33 bin 315 işyeri hekimi ve 31 bin 226 diğer sağlık personeli belgelendirildiğini söyledi. Önder, açıklamasında 1 Temmuz 2017 tarihinde tüm işyerlerinde yürürlüğe girmesi gereken İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının önemli maddelerinin 2020’ye ertelendiğinden ise bahsetmedi. AKP iktidarı döneminde iş cinayetlerinde ölen işçi sayısının ne kadar arttığına, her ay ortalama 150 işçinin çalıştığı sırada iş güvenliği önlemlerinin alınmaması yoluyla katledildiğine de!
Mesela Türkiye’de inşaat sektöründeki büyümeyle birlikte iş cinayetlerinin de arttığı verilerle ortada. Nurcan Önder de bunu ifade ediyor. 2015 yılında iş cinayetlerine kurban giden 1252 işçiden 473’ünün inşaat sektöründen olduğu bilgisini veriyor. Bu cinayetlerin en önemli nedenleri arasında kötü iskele kurulumu bulunuyor. Yani patronların iş yetiştirme baskısı yapması ve önlemleri savsaklaması söz konusu. Kaldı ki Bakanlık iş cinayetlerini olduğundan az gösteriyor. İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’ne göre, 2015’te iş kazalarında hayatını kaybeden işçi sayısı en az 1730. Ancak Önder’in verdiği rakamlar da oldukça yüksek ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığının belgesi niteliğinde. Buna rağmen iddia şu: “Bakanlık iyi çalışıyor!
Sanki hükümet iş cinayetlerini önlemek için azami derecede çalışıyormuş gibi konuşan Önder, şöyle diyor: “İş güvenliği koşullarının istenen seviyeye getirilebilmesi ancak işveren, çalışan, uzman, profesyonel, STK, kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili tüm tarafların konuya karşı hassasiyet gösterip sahiplenmesiyle mümkün olacaktır.” Patronların, kamu kurum ve kuruluşlarının bu konuya ne kadar “hassasiyet” gösterdiği rakamlarla ortada! İşçilerin hassasiyeti ise ancak birlik olarak gelişir.
Son Eklenenler
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...