Suriyeliler de Bizim Sınıf Kardeşimiz
Gebze’den bir metal işçisi

Metal işçisiyim, 6 yaşında bu sene okula yeni başlayan bir yeğenim var. Bir akşam onları ziyarete gittim. Kardeşim, sınıf öğretmeninin o gün kendisi dâhil bütün velilere cep telefonu üzerinden mesaj attığını söyledi. Mesajda şöyle söyleniyordu: “Sınıfımızda Suriyeli çocuklar var, bizim çocuklar onlarla Suriye’den geldi diye oyun oynamıyor dışlıyor, kavga ediyor. Lütfen çocuklarımızı uyaralım, insanların hepsinin eşit olduğunu anlatalım.” Yeğenim de o sıra “dayı bugün de Suriyeli Ahmet’i ben kaldırdım yerden, o uslu duruyordu, durduk yerde gelip onunla kavga ettiler. Sonra o yere düştü” dedi. İnsan kendine sormadan edemiyor, nasıl oluyor da 6-7 yaşlarındaki çocuklar bu davranışlarda bulunuyor. Çünkü hiçbir çocuk ırkçı düşüncelerle doğmaz. Düşünceleri çevresindeki etkilerle sonradan şekillenir. Evde veya sokakta ne konuşuluyorsa, hangi tartışmalar yapılıyorsa, hepsini zihnine kaydeder ve buna göre davranır. Anlaşılan o ki bugün emekçi aileler yaşadıkları sorunların yani geçim sıkıntısının, hayat pahalılığının Suriyeli göçmenlerden kaynaklandığını sanıyorlar. Yaşadıkları bütün olumsuzlukları onların üzerine atıyorlar. Düşünmüyorlar ki sanki onlar buralara gelmeden önce hayat çok güzeldi, rahat bir şekilde geçiniyorduk, mutlu bir hayatımız vardı.
Tabi ki öyle değil. Bütün suç aslında bizi birbirimize düşmanlaştırıp aradan sıyrılmaya çalışan bu rezil sistemde, yani kapitalizmde. Bu çarkı çevirmeye çalışanlar ırkçılık yaparak kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Bana kalırsa Suriyeli göçmenlerin bizden hiçbir farkı yoktur. Hatta onların durumu daha kötü. Kendi yerlerinden, yurtlarından uzak, buralarda sefalet içinde bir hayat yaşıyorlar. Bunun yanında patronlar fırsattan istifade onları asgari ücretin altında, sigortasız çalıştırıyorlar. Bizler ister Suriyeli ister Alman ister Afgan hiç fark etmez dünyanın bütün emekçileri, işçileri kardeşiz. Hangi dinden hangi mezhepten olursak olalım fark etmez. Biz işçi ve emekçi, onlarsa zengin kapitalist. Bu ayrımın farkına varmamamız için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Bütün politikalarını bunun üzerine kurarlar. O yüzden bu pis oyunlara kanmayalım. Suriyeli Mehmet de Türk Mehmet de bizim. Onların da ellerini tutup örgütlenerek bu sistemi yıkmak için mücadele edelim.
Umudun Şiirleri
“İşçilerle Beraber Satılık Fabrika”
Son Eklenenler
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...